Güneş Sigorta Güneş Enerjisi ile Yılda 547 Ağacı Kurtarıyor
Şirketler son dönemde hem maliyet avantajı sağlamak hem
de küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için alternatif enerji kaynaklarına
yöneliyor. Bunlardan biri de Güneş Sigorta. İstanbul
Esentepe'de bulunan genel müdürlük binasının çatısına kurduğu yıllık 9
MW elektrik enerjisi üretme kapasitesine sahip güneş santraliyle, Güneş Sigorta
6 ayda bin 889 TL'lik tasarruf sağladı. Özel sektörde "kendi elektriğini
kendin üret" anlayışının Türkiye'deki ilk uygulayıcısı durumundaki
Güneş Sigorta, 13 katlı şirket binasının elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde
6'sını bu santralden karşılıyor.
Santral, mart ayından 6 Eylül tarihine kadar yaklaşık 7 bin 559 kwh elektrik
üreterek, 5 bin 291 kilo karbon emisyonunu engelledi. Toplam 40 metrekarelik
küçücük güneş santrali, boyundan beklenmeyecek bir performansla yılda 547 ağacın
kesilmesine denk karbondioksitin salınımını önleyecek. Bu miktar, aynı zamanda
bir aracın fosil yakıt tüketerek yapacağı 9 bin 963 kilometre (Km) yolculuk
boyunca salacağı karbondioksite de eşit. Güneş Sigorta'nın çatısında bulunan
ve bir veranda gibi alt kısmı kafe olarak kullanılan santral 156 bin liraya mal
edildi. Santral şu anki üretim kapasitesiyle ortalama 20 yıl içinde kurulum
maliyetini karşılayabilecek.
50 yıllık hedef
Güneş Sigorta Genel Müdürü İlker Aycı, bölgedeki iş
merkezlerinin de çatısında birer tane güneş santrali bulunması durumunda yılda 2
bin 500 ağaç dikilmiş gibi olacağını söylüyor. Binanın elektrik ihtiyacının
yüzde 10'unu buradan karşılamayı hedeflediklerini anlatan Aycı, 50 yıl boyunca
bu kapasiteyi korumayı ve çevreyi daha temiz tutma hedefinde olduklarını dile
getiriyor. Projeye şimdilik kurumsal sosyal sorumluluk olarak baktıklarının
altını çizen Aycı, Tabii ilk olmanın getirdiği heyecan da cabası" diyor. Yeni
bir bina yapmaları durumunda güneş enerjisinden daha fazla faydalanmayı
hedeflediklerini anlatan Aycı, ayrıca çevreci projeleri sigorta kapsamında
maliyetleri düşürerek destekleyebilecekleri görüşünde. Aycı, santralin büyük
ilgi gördüğünü vurgulayarak, "Sırf santrali görmek için gelenlerin yanısıra
kendi binasına güneş santrali kurmak istediği için gelip bakanlar da var"
diyor.
Dünyada söz sahibi
olabiliriz
Sigorta binasının çatısına santrali kuran Tunçmatik şirketinin Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Özer ise, kurulum maliyetinin yüksek olduğunu,
ancak bu maliyet hesabının içine fosil yakıtlardan çevreye yayılan
karbondioksidin temizleme maliyetinin ve çevreye verilecek zararlar nedeniyle
ortaya çıkacak ek maliyetlerin katılmadığını söylüyor. Özer, güneş enerjisi
teknolojisinin Türkiye için önemini şu sözlerle özetliyor: "Türkiye aktüel
maliyetine bakmadan bu teknolojiyi takip etmeli, geliştirmeli. Çünkü
hinterlandımızda bunu bizden başka yapabilecek bir ülke yok. Eğer biz bu
teknolojide söz sahibi olursak, güneş enerjisi üretiminde ustalaşırsak,
komşularımız Almanya, İspanya yerine bizimle iş yaparsak hem para kazanır hem
istihdam yaratır hem de çevre konusunda söz sahibi
oluruz."
Hem ekonomiye katkı sağlıyor
hem de kirliliği önlüyor
Sistem, içinde yaşanılan binaları birer enerji santraline çeviriyor. Güneş ve
rüzgar enerjisi kullanılarak üretilen elektrik hem gelir getiriyor hem de fosil
yakıtlardan kaynaklanan kirliliği önlüyor. Araştırmalara göre, yaşanılan
binalarda harcanan enerji, yıllık enerji üretiminin yüzde 30-40'ına denk
geliyor. Yani binalar da çevreyi tıpkı sanayi ve ulaştırma sektörü kadar
kirletebiliyor. Yeni nesil ya da yenilenmiş binalarda ise bunun tersi yaşanıyor.
Örneğin, İngiltere Manchester'deki CIS Tower adlı gökdelen, camlarını güneş
paneline çevirmek suretiyle yıllık 180 bin kwh elektrik üretebiliyor.
İngiltere'de hane başına yılda yaklaşık 5 bin kwh elektrik tüketildiği
düşünülürse tek bir gökdelenden elde edilen elektriğin bile ne kadar önemli
olduğu anlaşılıyor. Benzer biçimde Almanya'da sadece 2007'de ev ve işyerlerinin
çatılarında güneş panelleri kurulmasıyla ortaya çıkan 130 bin küçük elektrik
üretim sisteminin toplam kapasitesi yıllık bin 100 MW civarında. Bu yaklaşık
olarak Keban Barajı'nın kapasitesine denk (bin 330 MW) geliyor. Bu arada
Almanya'nın en çok güneş alan bölgesinin, Avrupa'nın ikinci büyük güneş enerjisi
potansiyeline sahip ülkesi Türkiye'nin en az güneş alan bölgesinden bile az
potansiyele sahip olması dikkat çekiyor.