Hürriyet'ten Erdinç Çelikkan'ın haberine göre, başta 16/9 gökdelenleri olmak üzere imar planları iptal edilen tüm yapıların kurtulmasını sağlayacak İmar Kanunu’ndaki ek maddeyi Çevre Bakanı İdris Güllüce engelledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Zeytinburnu’ndaki 16/9 gökdelenlerini tıraşlanmaktan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı mahkeme kararlarından kurtaracak maddeyi torba yasa taslağından çıkarttırdığını söyledi. Mevcut maddedeki “müktesep hak” kavramının göreceli olduğunu savunan Güllüce, “Müktesep hakkı tarif eden maddeyi çıkarttırdım. Çünkü herkes müktesep hakkı farklı yorumluyor. Bunun netleştirilmesi gerekiyor. Sadece 16/9 değil, kıyılar işgal edilmiş, Türkiye’nin genelinde yapılaşmada destansı problemler var” dedi.
Bakan Güllüce, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Ataköy sahili ve 16/9 gökdelenleri gibi imar planları mahkeme tarafından iptal edilen yapıları kurtaran İmar Kanun Taslağı hakkında soruları yanıtladı. İlgili maddenin taslaktan çıkarıldığını kaydeden Güllüce, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu düzenleme şimdiki İmar Kanunu 29. maddede zaten var. Burada müktesep hak kavramı var. Müktesep hak nedir, göreceli olarak yorumlanabiliyordu. Bunu yorum dışı kanunlaştırmak istemiş arkadaşlar. Herkesin kendine göre müktesep hak kavramı farklı olur. Arkadaşlar bunu netleştirmeye çalıştılar. Maddenin bu şekilde yorumlanabileceğini tahmin ettim. Ben onu, müktesep hak tarifini çıkarttırdım. Biliyordum ki bunu kötü niyetli şekilde yorumlarlar. Yok öyle birşey. Öyle bir tarif yapılmadı, çıktı.
Sadece 16/9 yok
Bizim mevcut torba yasayla ilgili böyle bir şey yok. Sadece 16/9 yok, 25/16 var, bilmem ne var. Türkiye’de imarla ilgili oturup 10 sene konuşabiliriz. Sadece 16/9’a ya da falanca binaya odaklanırsak doğru olmaz. Türkiye’nin genelinde problem var, imarla ilgili destansı problemler var. Biz tüm sahiller ve içerideki yapılarla ilgili tespit yaptırıyoruz. 16/9’la ilgili sadece değil, çok şey var.”
Sahillerin tümünün işgal altında olduğunu kaydeden Bakan İdris Güllüce, “Belediyelerin bazıları sahillerde bin metrekarelik restoranlar yaptırmış. Kıyı kenar çizgisi içinde binalar yaptırmışlar. Şimdi tespit ettiriyoruz. Çalışmalar sürüyor. Buna dokunduğumuz zaman ‘biz muhalif partideniz’ diye feryat ediyorlar. Şimdi aynı zamanda gençleri ‘kıyılar halkındır’ diye yürütüyorlar. Türkiye’deki bütün kıyılar için geçerli. Kıyılar için çok ciddi çalışma başlatmayı düşünüyorum. Bir tespitin olması lazım, nerede işgal var, kim ne yapıyor, tam tespit edilmiş değil, eksik. Belediyeler kıyılarda kiraladıkları yerleri çok uygun olmayan şekilde imara açmışlar. Tespit ediyoruz” açıklamasını yaptı.
İstanbul eski İstanbul mu?
Bakan Güllüce “16/9’un tıraşlanması gerekiyor mu?” şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne yaptı bilmiyorum, sormam lazım. Bakanlık olarak ildeki imarın uygulanmasıyla ilgili yetkimiz yok. Bunu belediyeler yapar. İmar hukukunda olmayıp da muallakta olanlar için hukukta içtihat kavramı vardır. Madde olarak hukukta yoktur ama yeni bir olayla karşılaşılmıştır. Ona bir yorum getirilmesi gerekir, yüksek yargı içtihat yapar. Yüksek Fen Kurulu var, imar hukukunda çözülememiştir böyle bir olayla ilk kez karşılaşılmıştır, bunlara sorulur, otururlar o şeye belediyenin kurumun kimse bu soruyu soran ona ‘bu şöyledir’ görüşü verir. Bazen ihale imar anlaşmazlıklarında olabilir. İstanbul eski İstanbul mu? Herşeyin ne olduğunun anlatılması lazım. Anlatmazsanız her belediye başkanına göre farklı oluyor.”