Güllüce: Mühendis ve Mimar Odaları da Denetlenebilir



Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "Cumhurbaşkanlığından tutun en alt kademedeki yöneticiye kadar herkesin bir denetleyeni vardır. Mühendis ve mimar odaları da denetlenebilir, denetlenmelidir de. Biz de denetleniyoruz. Sayıştay da geliyor bizi denetliyor. Biz hiç gocunmuyoruz. Dolayısıyla bu denetlenmeden de rahatsız olmanın anlamı yok" dedi.

Güllüce, yaptığı açıklamada, TMMOB ile ilgili düzenlemeye ilişkin eleştirileri yanıtladı.

TMMOB üyelerinden "Niye bizi denetliyorsunuz?" şeklinde eleştiriler geldiğini belirten Güllüce, "Bunu parlamentoya söyleyecek. Muhatabı ben değilim, muhatabı kanunlar. Kanunlar 'böyle yap' diyor ben de yapıyorum. Kendi kafamdan oturup da ne yapsam diye düşünmüş değilim. Kanunları da ben yazmadım, ben çıkarmadım. Parlamento, yüce Meclis çıkardı. Yüce Meclis'in 1983'te çıkarttığı bir kanunu bana mal etmenin bir manası yok. Bu kanunlar nereden gelmiş, ne zaman olmuş, ben niye bunu uyguluyorum baksınlar" değerlendirmesinde bulundu.

Güllüce, ilgili kanunun 1983 yılında çıktığını anımsatarak, kanunların dediğini uyguladıklarını, aksi bir şey yapmadıklarını dile getirdi.

"Kanunların dediğini yapmayalım mı? Denetlemeyelim mi?" diye soran Güllüce, ilgili kanunun denetlemeyi öngördüğünü bildirdi.

"Sayıştay da bizi denetliyor. Hiç gocunmuyoruz"

Güllüce, cumhurbaşkanlarının bile denetlendiği bir dünyada yaşandığını vurgulayarak, "Hiç kimse sorumsuz değil. Sınırsız sorumsuzluk, yok öyle bir şey. Cumhurbaşkanlığından tutun en alt kademedeki yöneticiye kadar herkesin bir denetleyeni vardır. Mühendis ve mimar odaları da denetlenebilir, denetlenmelidir de. Niçin denetlenmeyecek? Biz de denetleniyoruz. Sayıştay da geliyor bizi denetliyor. Biz hiç gocunmuyoruz. Dolayısıyla bu denetlenmeden de rahatsız olmanın anlamı yok. Yasa bunu zaten emrediyor. Kendi kafamızdan ihdas etmiş değiliz" ifadelerini kullandı.

"Sormayız, dert edinmeyiz"

TMMOB üyelerinin yurtdışına çıkışlarına da değinen Güllüce, şöyle devam etti: "Hem (anayasal bir kuruluşuz, mühendislerin bize mutlaka üye olması gerekiyor) diyeceksiniz, hem 'bir nevi kamu kuruluşuyuz' diyeceksiniz, hem de 'sivil toplum kuruluşuyuz' diyeceksiniz. Peki sivil toplum kuruluşuysanız o zaman herhangi bir kimsenin size üye olma zorunluluğu olmaz. Ama 'anayasal bir kurum' diyorsanız, anayasal bir kuruluşun da denetlenmesi, yurtdışına çıkarken Dışişleri Bakanlığının, bizim bakanlığımızın bilgisi dahilinde olması gerekir. Kendi başına gideceksen günde 3 kere git, 5 kere gel. Kimse bunu sormaz. Mühendis olarak, mimar olarak, turist olarak gideceksen git. Hatta günde bir kaç kere gir çık. Sormayız, dert edinmeyiz. Ama kurum adına gidiyorsan, Türkiye adına gidiyorsan, Dışişleri Bakanlığının bunun bilgisi içinde olması lazım. Yasa bunu böyle söylüyor. Bakanlığımızın da bilgisi dahilinde olması lazım. Kurum adına 'canım istediğim gün giderim, istediğimi yaparım', böyle bir şey yok."

Güllüce, denetlenebilen yönetime demokrasi dendiğine dikkati çekerek, bunların da demokrasi adına yapılması gerektiğini kaydetti. "İstedikleri denetlenmemek mi?" sorusunu yönelten Güllüce, bunu anlamlandıramadığını sözlerine ekledi.