Seba Çobanoğlu’nun Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’den cevap alması için altı defa mektup yollaması gerekti.
Çobanoğlu, Yuvarlakçay’ı Koruma Platformu’nun sözcülerinden
biridir. Yuvarlakçay Türkiye’nin tabiat harikalarından biri olan Muğla’daki
Köyceğiz Gölü’ne akan bir sudur. Orada havaalanlarından tanıdığınız
Akfen Holding, elektrik elde etmek için bir hidroelektrik
santral yapma süreci içinde. Çevrede birçok insan doğayı tahrip edecek bu
girişime karşı.
Konuyu çerçevesine oturtmak için hemen belirteyim: Türkiye’de üzerine santral
kurulmaya hazırlanılmayan akarsuyu yok gibidir. Çevre
Bakanlığı’na bağlı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel
Müdürlüğü baraja uygun bütün akarsularını özel sektöre sattı veya
satışa çıkardı. Baraj yapmak için çevre etki değerlendirme
raporu almak gerekir. Bunun amacı baraj inşaatının çevreye vereceği
zararı tespit etmek ve iş sahibini bu zararı asgariye indirecek önlemleri almaya
zorlamaktır.
Ama, bu iş Türkiye’de bir formaliteden ibarettir. Atmasyon rapor vermek için
takla atan birçok dandik şirket var. Zaten bürokrasiyi ilgilendiren çevreyi
korumak değil dosyaya atılacak bir rapor olması, bir formalitenin yerine
getirilmesidir. ÇED raporlarının uygulanabilir olması, gerçeğe uyup uymaması
önemli değil.
Çevre koruma isteği görülmedi
Baraj alanları Türkiye’nin bitki ve yaban hayatı açısından en gözde
yerleridir. Ama bu güne kadar bunlara zarar verecek diye bir barajın yapılmadığı
görülmemiştir. Herhangi bir girişimciden anlamlı çevre koruma isteği de
görülmemiştir.
Yuvarlakçay’ı Koruma Platformunu Gül’e yolladığı mektuplarda Akfen’in
hazırlattığı raporların “yasal ve akademik olmayan” belgelerden müteşekkil
olduğunu söylüyor. “Bu girişim yedi köyün suyunu kesecek, turizmi bitirecek,
tarım ve doğa elimizden alınacak ve en acısı da burada yaşan canlıların yaşam
alanını yok edecektir” diyor Çobanoğlu. Dinleyen, umursayan var mı?
Var. Yuvarlakçay’dan Ilısu’ya ve İkizdere’ye akarsuların yakınında yaşayan
insanlar örgütlenip ortamlarının zehirlenip yok edilmesine karşı kampanya
yürütüyor. Ama bu girişimler ne hükümet ne muhalefet partileri ne de meydanının
büyük bir bölümü tarafından görülmüyor.
Cumhurbaşkanı’na altı müracaattan sonra Yuvarlakçay çevrecilerine cevap
Gül’den değil Genel Sekreter Yardımcısı Emin Kuz’dan geldi.
Kuz, projeye itirazları dile getiren dilekçelerin DSİ’nin Bağlı Olduğu Çevre
Bakanlığı’na gönderildiğini yazdı. Bu, af için başvuruda bulunan mahkûmun
dilekçesini cellada yollamaktan farksızdır. Çevre Bakanlığı baraj izinlerini
veren kuruluştur. Çevreye duyarlılığı sıfıra yakındır. Umarım Cumhurbaşkanı
fikrini değiştirir ve konuyu incelettirir. Çünkü bu barajların hemen hepsinin
ekonomik bir mantığı yoktur. Projeler, birkaçı hariç, çok küçüktür. Yapacakları
tahribat üretecekleri elektriğe değmez.