Fiachra Gibbons ve Lucas
Moore imzalı haber-yorumda, Türkiye’de hükümetin alel acele bir şekilde
barajlar, hidro ve nükleer elektrik santralleri yapmaya çalışmasının köylüleri
ve çevrecileri kızdırdığına dikkat çekildi. Guardian, Türkiye’nin "Büyük
İlerleme Hamlesi"nin göçebe Türklerin ve milyonlarca küçük çiftçinin
yaşam tarzlarını tehdit ettiğine dikkat çekti ve bunu "Avrupa’nın son birkaç 10
yıl içinde gördüğü ekonomik kalkınma ve refah adına yapılmış en dramatik ve
potansiyel olarak tahripkar koşturmacalarından biri" olarak niteledi.
Gazete, cumhuriyetin yüzüncü yıldönümü olan 2023 yılına kadar Türkiye’yi
dünyada bir ekonomik güç haline getirmek amacıyla neredeyse tüm büyük nehirler
üzerinde binlerce baraj ve hidroelektrik santral inşasının planladığına dikkat
çekti.
Guardian, "Önümüzdeki ay yapılacak seçimleri de kazanarak üçüncü kez iktidara
gelme rekoru kıracak olan AK Parti, Türkiye’nin sismik olarak yeryüzündeki
en hareketli ülkelerden biri olmasına karşın, aralarında üç nükleer enerji
santrali de bulunan dev bayındırlık projelerini uygulamaya sokmaya çalışıyor"
diye yazdı.
Gazete, ilk santralin Akdeniz kıyısında Mersin limanı yakınlarında yapılacak
olan proto tip bir Rus reaktörü olacağını belirtip, bu nükleer santralin yüksek
derecede faal halde olan bir fay hattı üzerine kurulacağına dikkat çekiyor.
Bunu Japonlar tarafından Karadeniz’de, Sinop yakınlarında yapılacak ikinci
bir santralin izleyeceğini kaydeden gazete, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
geçtiğimiz ay Karadeniz ile Marmara arasında açma sözü verdiği 40 mil
uzunluğundaki kanal ile tüm dünyada 'gözlerin şaşkınlıktan faltaşı gibi
açılmasına' yol açtığını ve Başbakan’ın kendisinin bile bu projeyi ‘çılgın
proje’ diye adlandırdığını kaydetti.
Guardian, "Erdoğan, bundan
böyle Türkiye’nin ırmaklarının ‘boşu boşuna akmayacağını’ ilan etti ve
çevrecileri en çok endişelendiren şey de hidro elektrik potansiyelin yüzde
100’ünün önümüzdeki 12 yıl içine sığdırılmaya çalışılması. Çevreciler
hidroelektrik konusunda alel acele hareket etmenin halihazırda çölleşme ve
köyden kente göç sorunlarıyla karşı karşıya olan Türkiye’nin hassas ekolojik
dengesine daha çok zarar vereceğini savunuyorlar" diye yazdı.