Turhan Selçuk, 1940’ların ilk yarısında basında görünmeye başladı. Kendisi
gibi karikatüre yeni başlayan birçok arkadaş edindi, Babıâli Yokuşu’nda. Farklı
yerlerden ve farklı birikimlerden çıkıp gelen bu çizgi heveslileri, 1950’ye
gelindiğinde tanışmışlar ve neredeyse aynı amaç uğruna çalışıyorlardı.
Cemal Nadir Güler henüz yaşıyordu. Bu sihirli usta onların karikatüre daha
çok bağlanmasına yol açtı, onlara el verdi. Birçoğu ondan etkilendi ve neredeyse
aynı karikatürü çizmek için yarıştılar. Kuşkusuz zamanla kendi çizgi ve
biçemlerini yarattılar. Turhan Selçuk, kuşakdaşlarından farklıydı. Cemal Nadir’i
sevdi, ancak etkilenmedi. Tâ başından, kendinin avcısıydı. 1940’larda Amerika’da
Steinberg adlı Avrupalı bir göçmen karikatürü değiştirmişti. Karikatürden
‘yazı’yı atmıştı. Bu doğrultuda verdiği yapıtlar yayımlanıyor ve hızla dünyaya
yayılıyordu. Babıâli’de tanışan ve ‘karikatür’ etrafında toplanan bu gençler
‘yalnız çizgiyle’ oluşturulan bu yeni karikatüre vuruldu. Steinberg’in yarattığı
karikatür devrimi, Türk karikatürünün modernleşme bildirisiydi.
Turhan Selçuk, bu modernleşme serüveninin birkaç öncüsünden biriydi.
Amatörlük dönemi kısa sürdü. Akbaba, Şaka, Aydede gibi dönemin önemli mizah
dergileride dikkatleri çekti. 1954’te Yeni İstanbul’da birinci sayfa
karikatürcüsü olarak serüveninde önemli bir satırbaşı açtı. 1957’de Milliyet’in
başına geçen Abdi İpekçi’nin davetini geri çevirmedi ve başçizerliğini sürdürdü.
1959’da yine İpekçi’nin önerisiyle ‘Abdülcanbaz’ın Olağanüstü Serüvenleri’ni
Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’ın katılımlarıyla yarattı.
1960’ların ilk yarısında Çetin Altan’lı Akşam’a geçti. 1960 öncesi sevimli,
yalın ve yumuşak çizgi dünyası yavaş yavaş sertleşiyor, köşeleşiyor yani
geometrik bir alana geçiyordu. Bu yönelim Akşam’la hızlandı ve 1970’e
ulaşıldığında en olgun noktasına ulaştı.
Taviz vermez bir yaratıcı
Turhan Selçuk, 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra, Cumhuriyet ve Milliyet
gazetelerinde çalışarak ortaya koyduğu yapıtlarıyla hem ülkesinin, hem de
dünyanın kalbini kuşattı. Yapıtları çeşitli sergilerle bütün kıtalarda yıllar
yılı gezindi. Turhan Selçuk sanatını, taviz vermeksizin sürdürdürmüş bir
yaratıcıydı. Türk ve dünya karikatürü onun yerini hiçbir zaman
dolduramayacaktır. Dilerim yapıtları, genç kuşaklar için vaz geçilmez esin
kaynakları arasında yerini alır.