Geçen mayıs ayında Ege Denizi'nde meydana gelen depremde hasar gören Gökçeada'nın, milattan önceki yıllarda, deprem ve tsunamiyle yıkıldığı ortaya çıktı.
Yeni Bademli köyünde yapılan arkeolojik kazılar, adanın binlerce yıldır deprem nedeniyle birkaç kez terk edildiğini ortaya çıkardı.
Konuyla ilgili açıklama, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Perinçek'ten geldi.
Perinçek yazılı açıklamasında, adanın kuzeyinde yer alan Yeni Bademli höyüğünde Prof. Dr. Halime Hüryılmaz tarafından sürdürülen arkeolojik kazılar sırasında, 2006-2008 yılları arasında bölgede jeoarkeoloji çalışmalar gerçekleştirdiğini belirtti.
2007 yılında kazı alanındaki çalışmalarda MÖ 2680 yılından önce olan bir depremin izlerine rastladığını ifade eden Perinçek, bu depremin yerleşim duvarlarında kırılmalara ve devrilmelere neden olduğunu bildirdi.
Yaklaşık 4700 yıl önce deprem
Perinçek, söz konusu depremin bölgede tsunami yarattığına dair veriler bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yeni Bademli höyük alanında deprem sonrası oluşan tsunaminin çökelleri bulunmuştur. İki farklı toprak tabakası arasında denizel fosilleri içeren kum tabakası saptanmıştır. Tsunami çökellerinin bulunduğu seviyenin hemen üzerinde bulunan seramikler MÖ 2680 önceki yılları işaret etmektedir. Bu nedenle deprem ve tsunaminin olduğu yıl bu tarihten önce olmalıdır. 2014 yılında olduğumuza göre deprem günümüzden yaklaşık 4700 yıl önce gerçekleşmiştir."
Tsunami oluştu
Gökçeada'nın kültür tarihi araştırmalarına referans oluşturan Yeni Bademli höyüğünü, tarih öncesi dönemlerde 'ria' tipindeki bir körfezin doğusundaki yarımadanın üzerine kurulmuş bir yerleşim yeri olduğunu aktaran Perinçek, şu ifadeleri kullandı:
"Yerleşmenin surları yaklaşık 400 yıl boyunca varlığını koruyabilmiştir. Yeni Bademli'de bugüne kadar saptanan tabakalar, Erken Bronz Çağı'nın ilk yarısına tarihlenmektedir. Yerleşimin 5000 yıl önce kurulmuştur. Peki, 4700 yıl önce ne oldu? Gökçeada bilindiği gibi Kuzey Anadolu fayının hemen yanında yer alan bir adamız. Fay zonu boyunca bir kırılma ve bunun sonucu deprem oluyor. Deprem sonrası Yeni Bademli yerleşim alanı dahil adada ciddi bir hasar oluştu. Deprem Saroz körfezinde düşey hareketlere neden olduğu için tsunami oluştu. Dalgalar deniz tabanından çamur ve kıyılardan kumu kazıyıp karaya taşıdı. Tsunami dalgaları kıyıların alçak oldukları kesimleri işgal etti, dereler boyunca adanın iç kısımlarına daha fazla sokulabildi. Tsunami ile karaya çıkan su kütlesi güzergahı üzerinde olan Yeni Bademli yerleşim alanı kısmen ya da tamamen sular altında kaldı."
Eşya ve aletler denize sürüklendi
Deniz suyunun taşıdığı kum ve beraberindeki canlıları civardaki çukurluklara ve kent içindeki çukurluklara bıraktığını dile getiren Perinçek, şu bilgileri aktardı:
"Ardından karada ilerleyen sular geri deniz yönünde çekilmeye başladı. Muhtemelen bu çekilme sırasında yerleşim alanından insanlar dahil bazı canlıları ve insanların kullandığı bazı eşya ve aletleri denize sürükledi. Bildiğimiz gibi Japonya'da olan son tsunamide karadan denize dönen sular önemli miktardaki malzemeyi denize taşımıştı. Yeni Bademli yerleşkesinde deprem yıkıntıları ve tsunami seviyesinin hemen üzerinde kısmen kırmızı yer yer yanmış ağaç içeren renkli seviyeler görülmektedir. Bu seviyeler deprem sonrası olan yangın ile ilgilidir. Yangın deprem sırasında meskenlerin içindeki yemek ocakları ya da ısınma yerlerinden yıkılma sonrası yayılmış olmalıdır."
Kaydı olmayan deprem
Yeni Bademli'nin sadece 4700 yıl önceki depremden etkilenmediğini belirten Perinçek, bulgularına ulaştıkları ancak zamanını saptayamadıkları depremlerin meydana geldiğini ve yerleşim alanının bu nedenle birkaç kez terk edildiğini bildirdi. Prof. Dr. Perinçek, insanların depremden sonraki yıllarda yerleşime dönüp tekrar yeni bir yaşam başlattıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"4700 yıl öncesinin farklı dönemlerine ait bina kalıntılarının kurulum zamanları, kazı başkanı Prof. Dr. Hüryılmaz tarafından arkeolojik buluntular kullanılarak saptanmıştır. Tsunami dalgalarıyla denizden Yeni Bademli höyük alanına taşınan deniz kumu içindeki fosiller Prof. Dr. Engin Meriç, Prof. Dr. Niyazi Avşar ve Prof. Dr. Atike Nazik tarafından tanımlanmıştır. Son yaşadığımız 24 Mayıs depreminden önce Gökçeada dolayında farklı tarihlerde çok sayıda deprem olduğu bilinmektedir. Tarihsel kayıtlarda bazı depremlerin bilgileri yazılı belgelerde mevcuttur. Fakat benim saptadığım ve 4700 yıl öncesine ait bu depremin doğal olarak hiçbir kaydı yoktur. Tek kayıt arkeolojik yerleşimlerde gözlediğimiz jeolojik izlerdir. Gökçeada Kuzey Anadolu fayının hemen yanı başında bulunmaktadır, bu nedenle bölgede depremler olağan karşılanmalıdır."