Diyarbakır'da tarihi surların yanı başındaki Ben U
Sen, 1990 sonrası boşaltılan köylerden zorunlu göçle gelen
ailelerin kurduğu bir gecekondu mahallesi. Asıl nüfusunu Diyarbakır köylerinden
gelenlerin oluşturduğu yaklaşık yedi bin nüfuslu mahallenin yüzde 90'ının
düzenli bir işi yok. Kadınlar evde; erkekler de günlük inşaat işi ya da hamallık
yapıyor. İç içe inşa edilmiş evlerde, yedi sekiz kişilik aileler bir odada
yaşıyor. Bir kısmının tek tük ineği, tavuğu var; ekmeklerini tandırda kendileri
pişiriyor.
Diyarbakır Belediyesi, Toplu Konut İdaresi
(TOKİ), Fransız Kalkınma Ajansı, Rennes
Belediyesi'nin de desteğiyle "kentsel dönüşüm" ile bu
mahalleyi daha yaşanabilir bir hale dönüştürmek istiyor. İstanbul'daki
Sulukule, Ayazma ve benzeri örnekleri
düşününce insanların aklına mahallelinin daha da mağdur olma riski geliyor.
Belediye, bu zor mesele için bir çalıştay yürütüyor; dünyanın farklı
yerlerinden şehir planlamacı, mimar, sosyolog ve ekonomistler Diyarbakır'da bir
araya geldi. Üç ekip halinde çalışan gruplar, Ben U Sen'i mahalleliyi yerinden
etmeden, sosyal bir dönüşümle daha yaşanabilir kılmak için farklı projeler
üretiyor. Cuma günü tamamlanacak projeler, aralarında Belediye Başkanı
Osman Baydemir, TOKİ Başkanı Ahmet Haluk
Karabel'in de olduğu uluslararası jüriye sunulacak.
Konut ve düzenli gelir
Amaç, bu üç projeden birini seçmek değil, üç projenin en iyi yönlerini
birleştirmek; bu sayede Türkiye'de ilk defa ulusal ve uluslararası deneyimin
birleştiği bir kentsel dönüşüm projesi olacak. Proje ile ilgili basına bilgi
veren Osman Baydemir, 1990'da 275 bin olan Diyarbakır nüfusunun zorunlu göç ile
930 bine ulaşarak, çarpık kentleşmenin oluştuğunu hatırlatıyor. Baydemir, Ben U
Sen'de yaşayanlarını mağdur etmeyecek, insan odaklı, sosyal bir dönüşüm
amaçladıklarını söylüyor. Yerel halk temsilcileri, projenin içinde yer alarak
ihtiyaçlarını dile getiriyor. Ancak Baydemir, sadece konut inşa etmekle sorunun
çözülmediğini en büyük engelin düzenli gelir yaratamamak olduğunu belirtti.
Çünkü düzenli geliri olmayan mahalleli konut ihtiyaçlarını karşılayamaz.
"Değişmiyorsa biz TOKİ'yi değiştirelim"
Dönüşüm sonrasında hayvancılık da biteceği için farklı ekonomi modelleri
geliştirmek gerekiyor. Baydemir, Dicle Vadisi'ne yakın olan mahallede organik
tarım seçeneğini dile getirdi. TOKİ'nin kentsel dönüşümdeki kötü deneyimlerinin
farkında olduğunu söyleyen Baydemir, sadace Diarbakır'da yenilenmesi gereken 14
mahalle olduğunu bu yüzden TOKİ'ye ihtiyaç duyduklarını anlatıyor. Ancak
Baydemir, tam da bu yüzden "TOKİ değişmiyorsa, biz TOKİ'nin politikasını
değiştirelim" diyor; böylelikle Ben U Sen'in Türkiye'nin diğer yerlerine de
örnek teşkil edebileceğini belirtiyor
Yerinden olmadan değişim
Ben U Sen'i dolaşırken konuştuğumuz kadınlar, yaşam koşullarının çok kötü
olduğunu ve değişmesini istediklerini söylüyor. Sormaya da gerek yok, mahalleye
girdiğiniz anda yaşam koşulları kendini gösteriyor. Ancak kadınlar, her şeye
rağmen kurdukları komşuluk ilişkileri ve yaşam biçimlerini bırakarak mahalleden
ayrılmak istemediklerini söylüyor. Mahallenin meclis üyesi Aziz
Bey, mahallelinin daha projeyi tam olarak kavrayamadığını ve "Acaba
evimiz elimizden gider mi?" diye endişe duyduğunu da ekliyor.