Gayrimenkul alanındaki tartışma ortamına katkı ve sektörü geliştirmeye yönelik somut sonuçlar üretilmesini sağlamak amacıyla kurulan ve büyümesini sürdüren Gayrimenkul İçin Strateji Platformu (GİSP), ZOOM programı üzerinden düzenlediği dijital Yuvarlak Masa toplantısı ile üyeleri ve sektör oyuncuları ile bir araya geldi.
Bosphorus Investments Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ersül’ün moderatörlüğünde, Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Başdoğan ve TSKB Genel Müdürü Makbule Yönel’in konuşmacı olarak katıldığı ‘Yaşlı Bakım Evleri’ konulu Dijital Yuvarlak Masa toplantısında, Gayrimenkul sektörü açısından alternatif bir alt sektör olan ileri yaş grubuna yönelik yatırımlar değerlendirildi ve güncel yatırım ortamı her yönü ile tartışıldı.
Toplantıda ele alınan konulardan satırbaşları şöyle:
Türkiye'de 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus son 5 yılda yüzde 22 artarak, 2020 yılında yaklaşık 7,6 milyon kişi olmuştur. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2013'te yüzde 7,7 iken bu yıl önemli bir artış göstererek yüzde 10’lara ulaşmıştır. Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı nüfus oranının 2023 yılında % 12, 2030 yılında yaklaşık % 14 olacağı tahmin edilmektedir.
Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı ise, 2013 yılında yaklaşık % 11 iken, geçen yıl % 14'e yükselmiş, nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2023'te % 15, 2030'da yaklaşık % 20, 2040'ta % 26, 2060'ta % 38 ve 2080'de % 44 olacağı tahmin edilmektedir.
Tüm bu veriler göz önüne alındığında özellikle 65 yaş üzeri nüfusa yönelik barınma ve bakım ihtiyacının önemli bir sektöre dönüştüğü ve ticari gayrimenkul yatırım anlamında önemli fırsatların olduğu anlaşılmaktadır. Yaşlanma yalnızca sağlık alanının bir sorunu değil aynı zamanda turizm ve gayrimenkul sektörünü de doğrudan etkileyen bir durumdur. Gayrimenkul sektörü ise konut, ofis, AVM gibi daralan yatırım ortamlarında alternatif bir yatırım ortamı üretebilme olanağı sunmaktadır.
Her geçen yıla göre yaşlı nüfus oranının hızla arttığı dünyada ve ülkemizde yaşlı nüfusa yönelik özel barınma ihtiyacı artmakta, yaşam kalitesinin iyileştirilmesine ve işlevsel bağımsızlığın devamlılığının sağlanmasına yönelik mekân ihtiyacının karşılanmasına yönelik projelere ihtiyaç vardır. Bu bağlamda özellikle Avrupa ülkeleri açısından Türkiye mevcut düşük işgücü, işletme ve kira giderleri ve Avrupa’daki yaşlı bakım konusundaki olumlu imajı nedeni ile uzun vadeli gelir getirici yatırımlar açısından yatırıma uygun bir ülke konumundadır.
Özellikle Almanya, Finlandiya, Hollanda, İsveç gibi ülkeler ile bu anlamda yatırım olanakları değerlendirilmelidir. Bu noktada Türkiye’nin önünde acilen çözüm üretmesi gereken yetişmiş ve akredite olmuş eleman gücü, yönetmeliklere uygun yapı stoku ve sektöre yönelik uluslararası mevzuata uygunluk sorunu vardır. Bu üç sorun dış yatırımcılar (özellikle emekli sandıkları) açısından en önemli yatırım kriterleridir. Avrupa ülkelerine yakınlığı, turizm ve sağlıkta yakaladığı olumlu imaj, iklim koşulları gibi nedenlerle yatırım olanakları açısından İspanya ile benzerlik gösteren Türkiye, bu anlamda yatırım fırsatlarını aynı oranda değerlendirememektedir. Oysa yaşlı başına düşen toplam maliyetler açısından Türkiye avantajlı konumdadır.
Türkiye’de iç talebe baktığımızda ise doğumda beklenen yaşam süresi, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, erken tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi gibi birçok olumlu gelişme ile uzamaktadır ancak ortalama ömrün uzuyor olması yaşam kalitesinin de arttırılmasını gerekli kılmaktadır. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam insanın fizyolojik, metabolik ve bilişsel durumunun da sağlıklı olmasını ifade etmektedir. Bu koşulları var eden en temel unsurlardan biri ise sağlıklı ve kaliteli yapılı çevrelerdir. Yaşam boyu sağlık; sağlıklı yaşam davranışlarının öğrenilmesi ve geliştirilmesini sağlayacak kentleşme modellerine ve yapılara, uygun sosyo ekonomik çevre koşullarının sağlanmasına ve yaşlı bireyler açısından güvenli ortamların olduğu bu grubu kentli hayattan dışlamayan yapılı çevre ile doğrudan ilişkilidir. Bu Türkiye’de orta ve üst gelir grubuna yönelik az da olsa çağdaş yaşlı bakım, rehabilitasyon ve ileri yaşam merkezi gibi yatırımlara talep artmaktadır. Bu talebin gelecek yıllarda artması beklenmektedir.