Gezi Tutukluları Ailelerinden, “ Siyaset Yargının Üstünden Elini Çeksin” Çağrısı



TMMOB ve bağlı odalarının Gezi Davası kararına karşı başlattığı Adalet Nöbetinin 183. gününde Gezi tutuklularının aileleri nöbet tuttu. Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay ve babası Mustafa Atalay, Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman ve kızı Vera,  Ankara’da Mimarlar Odası önünde yapılan nöbete katılarak, yaşanan hukuksuzluğun son bulmasını istedi. Aileler, “Siyaset yargının üstünden elini çeksin. Ortada ne delil var ne suç var, ne de savunma istendi. Bu davadan herkes elini çeksin, dava bağımsız yargıçlara kalsın.” çağrısında bulundu.

Adalet Nöbeti’ne TMMOB ve bağlı meslek odalarının merkez ve şube temsilcilerinin yanı sıra, siyasi parti temsilcileri, çok sayıda demokratik kitle örgütü, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Katılımın yoğun olduğu Adalet Nöbeti’nde TMMOB Başkanı Emir Koramaz, Mimarlar Odası Genel Sekreteri Tores Dinçöz, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Can Atalay’ın babası Mustafa Atalay, Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman, Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Gencay Serter, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer konuşma yaptı.

Vicdan zorbalığa karşı 6 aydır direniyor
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “25 Nisan’da tutuklandıklarında TMMOB ve bağlı odaları olarak 26 Nisan’da burada demiştik ki ‘vicdan zorbalığa karşı direnecek’. Vicdan zorbalığa karşı 6 aydır direniyor. Arkadaşlarımız 6 aydır özgürlüklerinden, eşlerinden, annelerinde, babalarından, çocuklarında mahrum ve biz onlardan mahrumuz. Bugün 183. gününde bir kez daha diyoruz ki arkadaşlarımız çıkana kadar biz bu adalet nöbetine devam edeceğiz, onlar serbest bırakılana kadar mücadeleyi hep birlikte büyüteceğiz. Arkadaşlarımızın bugün aileleri ve sevdikleri burada. Arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar Adalet Nöbeti’ne devam edeceğiz.” diye konuştu.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Bu ülkenin onurlu insanları hiçbir zaman bu karara boyun eğmeyecek
TMMOB Başkanı Emin Koramaz ise şunları söyledi: “Arkadaşlarımız 6 aydır aramızda değil, 6 ay belki uzun bir zaman değil ama arada demir parmaklıklar olunca oldukça acı ve uzun bir zaman olarak geliyor hepimize. Bu 6 ayda onlara olan sevgimiz daha da arttı. Bu dava 2014 yılında başladığında siyasi bir dava olduğunu, hukuki bir dava olmadığını söylemiştik. Gerçekten de bundan 6 ay önce verilen karar tamamen bir adalet ayıbı tamamen bir hukuk skandalı. Görüyoruz ki onları içeri atsalar da arkadaşlarımızın umutlarını inancını, umudunu yok edemiyorlar. Onlar TMMOB üyeleri, mesleki sorumluluklarını yerine getirdikleri için hukuksuz projelere karşı çıktıkları, bunları yargıya taşıdıkları için, bu ülkede toplumsal olana sahip çıktıkları için, bu ülkenin daha güzel daha yaşanılabilir olması için verdikleri mücadeleden dolayı şu anda içerdeler. Bu nöbetleri AKP iktidarından adalet beklediğimiz için tutmuyoruz, AKP’nin oyuncağı olmuş yargıçlardan adil bir karar vermelerini beklediğimiz için tutmuyoruz. Bu nöbetleri arkadaşlarıma sahip çıktığımızı göstermek için tutuyoruz. Arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadele vermeye, örgütlü olduğumuz her yerde adaletin, hukukun sesini yükseltmeye devam edeceğiz. Öyle bir ülke oldu ki ülkemiz TMMOB’un arkadaşlarımızla cezaevinde görüşme talepleri sudan sebeplerle reddediliyor. 6 aydır arkadaşlarımızla görüşemiyor onların yaşadığı sorunları yüz yüze duyma fırsatımız olmuyor. Ama şunu bilsinler, bu ülkenin onurlu insanları hiçbir zaman onların siyasi olarak verdikleri bu karara asla boyun eğmeyecekler. Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet.”

Ortada ne delil var ne suç, siyaset yargıdan elini çeksin
Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman ise şunları kaydetti: “Doğrudan beraat aldığımız sürecin sonrasında yargıya müdahale edildiğini gördük yaşadık. Farklı farklı şekillerde farklı farklı dosyalarda hakkımızda dava açılmasına rağmen defalarca beraatlar, takipsizlik kararları aldık. Çünkü ortada ne delil vardı ne de suç. Taksim dayanışması meşrudur, diğer kent dayanışmaları gibi bu memlekette rant talanına karşı kurulan kendiliğinden gelişen kent mücadelesi dayanışmalarının örneklerinden bir tanesidir. Bir siyasi şahıs doğrudan yargıya talimat veriyor ve bunu hepimizin gözünün önünde aleni bir şekilde yapıyor. Biz aileler olarak şunu söylüyoruz; siyaset yargının üstünden elini çeksin. Ortada ne delil var ne suç var ne savunma istendi. Aleni bir talimat olduğu için ‘Bu işte herkese ders olsun’ dendiği için, onlar kentlerden kentler onların katkılarından, hepimiz birbirimizden mahrumuz. Siyaset hayatımızdan mesleğimizden, yargıdan elini çeksin. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Tayfun, Can, Mücella güzel günler yakında.”

Dik duracağız, yılmayacağız, kazanacağız ve istibdatı yeneceğiz
Can Atalay’ın babası Mustafa Atalay da “İki defa beraat etmiş dosya 3. defa bir talimatla alındı ve buradan da mahkumiyetler verildi. Bu davadan herkes elini çeksin, dava bağımsız yargıçlara kalsın. “Dik duracağız, yılmayacağız, çoğalacağız, kazanacağız ve istibdatı yeneceğiz.” diye konuştu.

Atalay daha sonra Silivri’den gelen mesajı okudu, mesajda şu ifadelere yer verildi: “İlk günden beri dediğimiz gibi konu bizler değiliz, asıl mesele güzel ülkemizde insanlık vicdan, adalet ve hukukun zerresin dahi kalmamış olmasıdır. Bu hukuksuz kararlar ya kin, kibir, hukuksuzluk baskın çıkacak ya da hep uğruna emek verdiğimiz eşitlik, özgürlük, demokrasi kazanacak. Bizler her daim halkımızın vicdanından doğan Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz. Gün adaletsizlikleri aşmak için yan yana gelme, memleketimize ve geleceğimize sahip çıkma günüdür. Adaletsiz geçen değil 6 ay 6 gün 6 saat bile çok uzundur. Hemen şimdi adalet.”

Hepimiz Gezi’deydik. Gezi tutsakları onurumuzdur
Mimarlar Odası Genel Sekreteri Tores Dinçöz de, “183 gün önce yine burada TMMOB Başkanı Emin Koramaz’ın katıldığı törenle Adalet Nöbetini başlatmış olduk. Haksız ve hukuksuz tutuklamayı sizlerle paylaşıyoruz. Hakikaten bu süreç bir değil, iki değil üçüncü defa yaşandı. Birbirinden bağımsız, birbirinden farklı olmayan birbirinden tutarsız delilerle, oy çokluğuyla arkadaşlarımız özgürlüklerinden mahrum bırakıldılar, Buna karşı hep birlikte yan yana geleceğiz. Adalet Nöbetimizi arkadaşlarımız özgür kalıncaya kadar devam edeceğiz. Hepimiz Gezideydik. Gezi tutsakları onurumuzdur.” diye konuştu.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Avuç içi kadar kalmış bir parkı savunmak suç değil, anayasal sorumluluğumuzdu
Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Gencay Serter de tepkisini şöyle dile getirdi: “Gezi Parkı kocaman bir kentin ortasında kalmış avuç içi kadar bir yeşil alandır. Bu avuç içi kadar yeşil alanı, böyle bir parkı savunmak suç mudur? Bu suç değil mesleğimizin birincil gereklerinden birisidir. Üniversiteye girdiğimiz ilk yıllardan bize öğretilen budur. Arkadaşlarımız da bunu yapmışlardır. TMMOB yetkisini anayasadan alan, tamamen anayasal bir kurumdur. Bunun içinde çok sayıda meslek örgütü olan bir üst meslek birliğidir. Dolayısıyla yaptıkları kanunun ve meslek ilkelerinin bize öğrettikleriydi. Yaptıkları suç değil, anayasada bizlere verilen görev ve sorumluluktu. Toplum vicdanında arkadaşlarımız suçsuzdur. Yakın gelecekte de kendileriyle buluşacağımızı biliyoruz. Tayfun, Can, Mücella güzel günler ufukta.”

Bu mücadeleyi birliktelik büyüteceğiz
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ise, “Geçen ay Silivri’deydim, canlara can oldum. Bizden istedikleri şu; Can bana, Aladağ’daki yanan çocukların ailelerini ziyaret et, dedi. Soma mücadelesi, Amasra mücadelesi ile devam etsin diyorlar. Tayfun’un söylediği şu; illa ki iktidar değişecek, biz burada ödevlerimizi yapmaya başladık. Yeni bir hayatı kurmak yeni önermelerle mümkün diyorlar. Onlar umutlarını yitirmediler, bizim onlar için değil demokrasi, özgürlük için tuttuğumuz nöbetlerin farkındalar. Bu mücadele durursa, güç kaybederse işte o zaman bizim morallerimizde bir çöküntü olur diyorlar. Asla yılmadık yılgınlık istemiyoruz diyorlar. Bu mücadeleyi birliktelik büyüteceğiz. 14 Kasımda da Bakırköy’e gideceğim, Mücella’ları ziyaret edeceğim, oraya da sizden selam götüreceğim.” diye konuştu.

Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer da, “Arkadaşlarımız altı aydır tutuklu ancak, bilsinler ki Gezi’yi asla tutsak edemezler. Eşitsizliği özgürlüğü kardeşçe yaşamayı asla tutsak edemezler. Arkadaşlarımızı mutlaka geri alacağız. Aynı kötülük ve karanlık iktidarından tüm değerlerimizi, tüm kamu varlıklarını. Doğamızı ve yaşamımızı da geri alacağız.” dedi.