2013 yılında Türkiye geneline yayılan eylemlere neden olan yapılaşmaya açılmak istenen Taksim Gezi Parkı ile ilgili dikkat çeken bir karar alındı. Sözcü’de yer alan habere göre; Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:
“2008 yılında yapılan 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 30. Maddesi gereğince İnönü Meydanı 751 ada 1, 2 ve 3 parsel, Cumhuriyet Mevkii 751 ada 4 parsel mülkiyeti ‘Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na geçmiştir.
2008 yılında yapılan kanuni düzenleme ‘Vakıf yoluyla meydana gelip, her ne suretle olursa olsun hazine, belediye, özel idareler, köy ve tüzel kişiliğin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları, mazbut vakfına devrolunur’ ibaresi yasa ile kanunlaştırılmıştır.
Bu kapsamda, 2008 yılından 2019 yılına kadar 647 eser, 2019 yılından bu yana ise yine 367 eser Vakfına dönüştürülmüştür. Mülkiyeti vakıf olup da, vakfına rücu edilmeyenlerin ise çalışmaları devam etmektedir.”
Açıklama ile kamuoyunun tepkisine neden olan devir işlemi doğrulanmış oldu. Yaklaşık 30 bin metrekarelik parka, 2013 yılında Topçu Kışlası ve AVM yapılması gündeme gelmiş ve proje için ağaçların kesilmeye başlaması üzerine Gezi eylemleri başlamıştı.
İBB’den Sert ‘Gezi Parkı’ Açıklaması
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından İBB’den alınmasına tepki gösterdi.
Sözcü’den Özlem Güvemli’nin haberine göre; Galata Kulesi'nden sonra Gezi Parkı alanına da el konulması üzerine kamuoyuna açıklama yapma gereği duyulduğu belirtilen açıklamada, “23 Haziran 2019 seçimlerinden sonra, merkezi yönetimin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik tavrı kamuoyu bilgisi dahilindedir. Ne yazık ki, diyalog, uzlaşı, ortak akıl ve birlikte çalışma kavramlarından daha çok; ‘hesaplaşma', ‘gününü gösterme', ‘iş yaptırmama', ‘engelleme' ‘vesayet' ve ‘yetki gaspı' anlayışıyla devam eden sürecin son halkası Taksim Gezi Parkı'nın İBB mülkiyetinden alınması olmuştur” denildi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün konuyla ilgili açıklamasında 2008 yılında yapılan yasal düzenlemeyi dayanak olarak göstermesine de atıf yapılarak, “Talimatla bu kararı alanların açıklamalarında kanun maddelerine atıfta bulunulması, bu kararları hukuksal kılmadığı gibi vicdanlarda da aklamaz. Daha kısa süre önce, 166 yıldır İBB mülkiyetinde olan Galata Kulesi de aynı şekilde gasp edilmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Açıklama şu ifadelere yer verildi: “İstanbul gibi kadim bir şehirde kanunları istismar ederek her değerli yapıyı her değerli alanı gasp etmek mümkündür. Her ne kadar benzer kararlar daha önce alınmış olsa da hiçbiri bu kadar tarihsel değeri ve simgesel önemi olan alanlar için gerçekleşmemiştir.
O yüzden İBB ile temas dahi kurmadan bir gecede alınan bu kararları asla iyi niyetli ve halk yararına adımlar olarak görmüyoruz. Bu kararlara karşı hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.