Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin (GYODER) düzenlediği 'Gayrimenkul Zirvesi 13' programında ekonomiye ilişkin değerlendirmeler yapan Cevdet Akçay, Türkiye algısının değiştirilmesi halinde son dönemlerde sağlanan finansal başarının daha büyük anlam kazanacağını belirtti.
Belirli kesimlere ve ülkelere karşı oluşan algıların değişebildiğini, nedense Türkiye'ye karşı hakim durumdaki algıların değişmesinde sorunlar yaşandığını dile getiren Akçay, "Türkiye'yle ilgili bir algı problemi var. Piyasa algıları düzeltilir, yanlış anlanır sonra belli bir gecikmeyle doğru algılamayı bir şekilde edinirler. Ama benim gözlemim şu, gelişen piyasalar içinde Türkiye algısı bana göre en zor ve en geç değişebilen algı" diye konuştu. Türkiye'ye karşı gelişen algı problemi nedeniyle Türkiye'nin maça 1-0 yenik başladığını belirten Akçay, "Bir çabayla önce beraberliği getirmemiz lazım. Ondan sonra galibiyete odaklanmamız lazım. Efor gerektiren bu işi başarmak için daha fazla çalışmalıyız" dedi.
Akçay, 2010 yılında Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikasının 3 yıl sonra anlaşılarak piyasa otoritelerinden büyük takdir topladığını, ancak 'Türk algısı' nedeniyle ilk kullanıldığında saygı görmediğini belirtti. Akçay, şunları kaydetti:
"2010 yılının sonunda Merkez Bankamızın yazdığı raporu Şili ya da Brezilya merkez bankası devreye alsaydı öyle çöp muamelesi görmeyecekti. Bizden çıktığı için görüyor çöp muamelesini. Şimdi değiştirmeye çalışmak için yeterlilik düzeyinizin en az rakipleriniz kadar olduğunu göstermeniz lazım. Bıkmadan, usanmadan, sinirlenmeden sürekli göstermeniz lazım. Financial Times 2 sene boyunca politikamızı yerin dibine batırdı. Ama 2 sene sonra The Banker Magazine Erdem Başcı'yı yılın merkez bankası başkanı seçti".
"Bizimle dalga geçildi..."
3. çeyrek büyüme rakamlarını yorumlayan Akçay, "Taze bir rakam geldi 3. çeyrek büyüme rakamı yüzde 4,4. Bizim sene başındaki tahminimiz 4,8'di. Dalga geçildi bizimle… 'Nereden uçuyorsunuz, nasıl bu kadar büyüyecek' diye. Gezi olmasaydı 4,8'i devirirdik biz. Gezi ve Fed'in varlık alımlarını durdurması operasyonu birleştiğinden yani Haziran'dan itibaren Türkiye ekonomisinde varlık fiyatlarında sıkıntı çektik. Bono, hisse, döviz adına sıkıntı çektik" dedi.
İktisadi faaliyette herhangi önemli bir sekteye uğrama görülmemesinin çok olumlu bir durum olduğunu kaydeden Akçay, şöyle devam etti:
"Ben iki aydan biraz fazla süre önce dedim ki, 'Varlık fiyatlarında darbe yemişseniz iktisadi faaliyetiniz de hala bozulmadan devam edebiliyorsa bu böyle gitmez. Ya varlık fiyatlarındaki bozulma iktisadi faaliyeti de kötüleştirir. Ya da bozulmayan iktisadi faaliyet artık varlık fiyatlarını ufak ufak iyi etkilemeye başlar.' Ben ikincisini destekledim. Ama çoğunluk birinci seçeneği destekledi. 'İktisadi faaliyet de bozulacak' diye… Bozulmuyor! İktisadi faaliyet bozulmuyor, hala iyi gitmeye devam ediyor".
Özel kesim yatırım harcamalarına dikkati çeken Akçay, "Özel kesim yatırım harcamaları 6 çeyrek sonra ilk defa milli gelire pozitif katkı yapmaya başlayacak. Türkiye'de özel kesim yatırımlarının 6 çeyrek art arda milli gelire eksi katkı yapması çok 'gayri Türk'i bir durumdur… Böyle bir şey olamaz" dedi.
Dünya genelinde görülen düşük reel faiz düzeylerinin yukarı yönlü hareketinin beklendiğini anımsatan Akçay, şu anda görülen düşük faizlerin yeni normal düzeyler olacağını, bunun onlarca yıl sürebileceğini belirterek, "O dünya gitti, başka bir dünyada yaşıyoruz" dedi.