"Gezi İstanbul’un Hyde Parkı’dır"



İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak 11 üniversitenin desteğiyle kentle ilgili projeler üretirken 2008’de etkisiz hale gelen ve sadece tabelası kalan İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nin (İMP) eski Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Kaptan suskunluğunu bozdu. Akşam'ın haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın da eski danışmanı olan Kaptan, Gezi Parkı’nda yapımı düşünülen Topçu Kışlası, Gezi Parkı olayları, yıkılması planlanan Atatürk Kültür Merkezi’yle ilgili görüşlerini anlattı. İşte Kaptan’ın açıklamaları:  

Kışla çalışması yoktu: Taksim Gezi Parkı ve çok tartışılan Topçu Kışlası ile ilgili bizim o dönemde bir çalışmamız olmadı. O ölçeğe inmedik. İstanbul Metropoliten olarak herhangi bir yayalaştırma çalışması da yapmadık. Ancak bu fikir 2004’lerden bu yana vardı. 

Bir numaralı park: Bugün Gezi Parkı diye adlandırılan yer İstanbul’un 1 numaralı parkıdır. Kentin simgesel bir alanıdır. Londra’daki Hyde Park ne ise İstanbul için de Gezi Parkı öyle bir yerdir. Simgesi var. Coşkular, hüzünler hep burada yaşandı. Bu nedenle bu park ile ilgili tasarlanan projelerin kentliyle istişare yaparak yerine getirmek gerekiyor.

Gönülden destekliyorum: Taksim’de yaşanan eylemleri hayranlıkla ve gönülden destekliyorum. Ben 75 yaşındayım. Kendim gidip eylemlere katılamıyorum ama torunlarım gidiyor. Ben bu eylemleri çevreci ve kentlinin doğal bir refleksi olarak görüyorum. Ancak yakıp yıkan insanları kast etmiyorum.

Yerel aktörler yok sayıldı: Merkezi yönetimin Taksim’e müdahale biçimi aslında bir merkezi yönetim geleneğidir. Taksim’den önce de aynı önemde pek çok olay yaşandı. Biz İMP döneminde makro ölçek ana planların dışında pek çok uygulamaya yönelik fiziki planlar gerçekleştirdik. Ama bunlar etkili olmadı. Bizim hazırladığımız, İstanbul Belediye Meclisi’nin oybirliğiyle onayladığı planlar bugün geçersiz bir hale getirildi. Burada en önemli konu yerel aktörlerin yok sayılmış olması.

Projeler rafa kalktı: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin plan yapma yetkisi varmış gibi görünse de bu hakların ve yasaların hiçbir etkinliği yok. Merkezi yönetim şok ve ani kararlarla müdahale edebiliyor. İMP bilimsel bir ortamdı. Çok masraflı, çok emek isteyen projeler ürettik. Fakat hepsi rafa kaldırıldı. Yaşananların sayesinde umarım yerel aktörler ile merkezi yönetim arasında bir uzlaşma yolu açılır. 

Topçu Kışlası: Kesinlikle Taksim’e Topçu Kışlası’na lüzum yok. Tersine o alanda bir yapı inşa etmek yerine alanın deniz yönünde daha geniş bir perspektif yaratılması tartışılmalı. Topçu Kışlası olsun mu olmasın mı tartışması doğru bir tartışma değil. Kenti ilgilendiren ciddi ölçekteki çalışmalar uzun bir sürecin ardından tartışılıp ele alınmalı. Oldu bittiye getirmek sıkıntı yaratıyor.”

İstanbul’un anayasası

Prof. Dr. Hüseyin Kaptan, İMP’deki görevi sırasında İstanbul’un Anayasası olarak da adlandırılan 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı’nı hazırladı. Hangi bölgelerin sanayi, hangi bölgelerin iş merkezi, hangi bölgelerin konut alanı olacağını belirleyen bu plan, İstanbul’un şehir olarak geniş ölçekteki planlamasını ortaya koydu. Plan, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edildi ve 2009’da Büyükşehir Belediye Başkan Kadir Topbaş tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Kaptan, “İMP dağıtıldı. Asıl kentsel dönüşümün başladığı böylesine bir süreçte siyasilerin zor durumda kalmamaları için İMP gibi bir merkeze ihtiyaç var.  Bu projeler kâğıt üzerinde durduğu gibi durmuyor. Alâeddin’in sihirli lambasından çıkan cin gibi yapılar çıkıyor” diyor.

AKM yıkılamaz: Atatürk Kültür Merkezi (AKM) modern bir mimari üslupla inşa edilmiş bir sembol bina. 1950’lerde ve 60’larda yapıldı. Türkiye o günlerden bu yana sosyal işlevleri anlamında o kalitede bir yapı ortaya koyamadı. Durup dururken AKM’nin yıkılmasını konuşmak yanlış. Revizyonu ve restorasyonu konuşulmalı. Danışmanları bence Başbakan Erdoğan’a yanlış bilgiler veriyor. Başbakan’ın gerçekten dalında uzman danışmanlarla çalışması şart. Ortaya çıkan görüntüler tezimi doğruluyor.