Radikal'den Serkan Ocak'ın haberine göre, dünya devletleri Paris’te bir araya gelerek gezegenin geleceği hakkında bir karar vermeye çalışıyor. 30 Kasım’da başlayan zirve kapsamında geçen hafta sonu bürokratlar müzakereleri 43 sayfalık taslak metinle kapatmışlardı. 1 gün aradan sonra tekrar başlayan müzakerelere artık siyasiler de dahil oluyor. 200’e yakın ülkenin başta çevre bakanları olmak üzere, siyasi liderleri Paris’ gelip dünyanın geleceğini belirleyecek anlaşmayı tartışıyor olacaklar.
Bakanları zor konular bekliyor
21 sayfası ana metin olan 43 sayfalık taslak anlaşmada halen uzlaşılamayan 939 nokta var. İlk hafta boyunca anlaşılamayan bölgelerin hepsi farklı kelime opsiyonlarıyla parantez içine alınan metnin herkesin içine sinen bir anlaşma olması için artık tüm sorumluluk bakanlarda.
Anlaşmaya dair çözülmesi gereken konuların başında fosil yakıtların ne zaman terk edileceği geliyor. Kalkınmakta olan ülkelerin bazıları ile AB ve Fransa’nın başını çektiği kalkınmış ülkeler 2050 yılını hedef göstermek isterken, örneğin Çin, bu yüzyılda karbonsuz değil düşük karbonlu ekonomiye geçmeyi öneriyor.
Diğer önemli bir meseleyse iklim finansmanı meselesi... Gelişmiş ülkeler 2020’ye kadar 100 milyar dolarlık finansmanın kalkınmakta olan ülkelerin düşük karbonlu ekonomiye geçişi ve iklim değişikliğine adaptasyonu için vermeyi Kabul etmiş olsalar da , 2020’den sonra nasıl bir finansman rejimi olacağı ve uzun vadeli hedefin ne olacağı halen tartışılan konular arasında. Ayrıca iklim finansmanına ayrılan paranın nasıl harcanacağı ve denetimin nasıl yapılacağı ise diğer temel teknik konular arasında.
1.5 derece mi yoksa 2 derece mi?
Zirveden hemen önce ülkelerin Paris’te iklim değişikliğini 2 derecede sınırlandırmak için bir araya gelecekleri açıklanmıştı. Ancak zirvenin ilk haftasında V20 Grubu (iklim değişikliğinden en çok zarar görecek olan 20 ülke; Afganistan, Costa Rica, Maldivler gibi yoksul ülkelerin oluşturduğu grup), bu sınırın 1.5 derecede tutulması gerektiğini açıkladı ve Almanya ile Fransa’nın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler, V20yi desteklediklerini ilan ettiler. Taslak metinde şu anda 1.5 - 2 derece hedefi tercihli olarak bulunuyor. Hangisinin anlaşmada olacağını ise bu haftaki müzakereler gösterecek.
Müzakerelerde Türkiye
Kopenhag’dan beri Paris zirvesine kadar iklim zirvelerini suskun geçiren Türkiye, resmi delegasyonda 150’ye yakın kişi ile temsil ediliyor. Paris’de daha aktif rol aldığını gördüğümüz Türkiye için en kritik konu; anlaşmadaki konumumuz olacak. Kyoto Protokolü’nde kalkınmış ülke olarak görünen Türkiye, bu pozisyonun doğru olmadığını savunuyor ve Paris’ten çıkacak olan anlaşmada kalkınmakta olan ülke statüsüne sahip olmak istiyor. Eğer Türkiye kalkınmakta olan ülke olarak anlaşma metninde yer alırsa iklim finansmanından faydalanabilecek. Ancak, buradaki önemli konuysa Türkiye’nin kömür odaklı enerji politikaları ve sürekli artış gösteren sera gazı emisyonları. Türkiye eğer Paris’te iklim finansmanı pastasından pay almak isterse, masaya bir şeyler de bırakmak zorunda olabilir.
Alternatif zirve
İklim zirvelerinin en renkli yönlerini sivil toplum hareketleri tarafından düzenlenen alternatif zirveler oluşturuyor. Bu sene Paris’te yakın zamanda yaşanan saldırılardan dolayı Fransız
İklim değişikliğine katkıda bulunan şirketlerin gıyabında kurulan halk mahkemeleri, renkli protesto gösterileri, dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce insanın dahil olduğu teorik tartışmalar ve aktivizm örneklerine sahne olan Zirve’ye hükümetinin sıkı güvenlik önlemleri yüzünden iki güne sığdırılan alternatif zirve, 130’dan fazla STK ve oluşumu kapsayan Coalition21 tarafından 5-6 Aralık’ta düzenlendi. Yine eşit adil ve bağlayıcı anlaşma talepleri damga vurdu.
Türkiye'den sonra Danimarka
Öte yandan 950’den fazla kuruluşun üye olduğu CAN (İklim Eylem Ağı) 1999’dan beri iklim müzakerelerinde ‘Günün Fosili’ adlı bir ödül veriyor. İklim müzakerelerini sekteye uğratan ülkeler için olan bu ödül, 2 Aralık’ta Türkiye’ye verildi. Ödül gerekçesi olarak Türkiye’nin kömür politikaları ve ulusal iklim değişikliği niyet metninin yeterli olmaması gösterildi.
3 Aralık’taki Günün Fosili ise Danimarka oldu. Danimarka bugüne dek proaktif yaklaşımı ve yenilenebilir enerjideki öncü konumu ile tanınıyordu. Ancak Danimarka hükümetinin müzakerelerdeki yaklaşımı, iklim değişikliği ile ilgili hedeflerde geri adımlar atması, iklim finansmanına yeterli katkıyı yapmaması gibi sebepler Danimarka’nın Günün Fosili Ödülü’nü almasına neden oldu.