"Ben işte, ta burada doğdum." diyor müzenin bahçesindeki
kahvede konuştuğum bir Geyreli. Afrodit'in şehrinde, bir tapınağın üstünde doğup
büyümek kaç kişiye nasip olur!
Geyre köylüleri, 1960'ların başına kadar o koca çınarın altındaki mermer
sedirlerde oturup sigara tüttürüyor, çalıların içinden başını çıkarmış
sütunların, heykellerin arasında tarım yapıyor, koyunlarını otlatıyordu.
Çocuklar da pişmiş topraktan, bronzdan yapılmış kalıntılarla, binlerce yıllık
sütun başlıklarıyla oynuyorlardı. İşte o köylüler, şimdi benzersiz mermer
işçiliğine sahip heykelleri ve kabartmaları saklayan dünya standartlarında bir
müzeye sahip olmanın gururunu yaşıyor. Antik kentin üzerindeki köy, 1961 yılında
biraz ötedeki yeni yerine taşınmış; fakat onlar, beldelerini dünyaya açan
Afrodisias Müzesi'ni evleri biliyor ve gelen her ziyaretçiyi kendi misafirleri
gibi ağırlıyorlar.
Karacasu'nun Geyre beldesinde bulunan Afrodisias antik kenti, cumartesi günü
önemli konuklarını ağırladı. Harika güz serinliğinde müze bir masal bahçesini
andırıyordu. Bir zamanlar sanatçıların ve bilginlerin uğrak yeri olan
Afrodisias'ın tarihin izlerini taşıyan müzesi, Geyre Vakfı tarafından yenilendi.
Afrodisias Antik Kenti'nin ortaya çıkarılması için 1987'den beri çalışan Geyre
Vakfı, geçen yıl müzeye eklediği ve benzersiz rölyeflerin sergilendiği Sevgi
Gönül Salonu'nun ardından, 20 yıl önce inşa edilen Afrodisias Müzesi'ni de günün
şartlarına göre düzenlemek için kolları sıvamış. Müzenin mimarı Cengiz Bektaş,
müzeyi elden geçirerek zemin ve ışıklandırma sistemini yenilemiş. Yenileme
çalışmalarının sonunda müze çağdaş bir çehreye kavuşurken sergilenen eserlerin
görünürlüğü ve güvenliği de sağlanmış. Daha önce eksik kalmış çevre düzenlemesi
de tamamlanarak müze modern bir görünüme kavuşturulmuş.
Antik kentin yolu genişletilecek
Yenilenen müzenin açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Aydın
Valisi Hüseyin Avni Coş, milletvekilleri, Geyre Vakfı Başkanı Ömer Koç, vakfın
yönetim kurulu üyeleri, sponsorları, mimar Cengiz Bektaş ve Geyre sakinleri
katıldı. "İnsanlığın ayak izleri bizim topraklarımızda." diyen Bakan Günay,
Afrodisias'ın mutlaka kültür turları içerisine alınarak hak ettiği yeri
kazanması gerektiğini söyledi. Günay, "Kendi topraklarımızdan çıkan eserlerle,
dünyanın en zengin müzesini kurma potansiyelimiz var. Dün ve bugün ayrımı
gözetmeksizin, tarihi gün ışığına çıkarmamız gerekiyor.Türkiye'yi, yabancıların
görmediklerinde eksiklik duyacakları bir ülke haline getirmeliyiz." diyerek,
İzmir'e bir Ege uygarlıkları müzesi kurmayı planladıklarının müjdesini verdi.
Aydın Valisi H. Avni Coş ise bakanlığın ödenek çıkardığını ve Geyre yolunun
genişletilerek antik kente daha fazla turist gelmesinin sağlanacağını
söyledi.
Afrodisias, Prof. Kenan Erim'in aşkı
Afrodisias deyince akla ilk olarak hayatının 30 yılını buradaki kazılara
adayan ve şimdi 'sevgilim' dediği antik kentin toprağında yatan arkeolog Prof.
Dr. Kenan Erim geliyor. Geyreliler için Erim bir efsane. Pek çok köylü,
Afrodisias kazılarında çalışmış ve buradan emekli olmuş. "Kenan hoca bir
taneydi." diyor Şevket amca, "Herkesin hakkını verirdi..." Şimdi bu küçücük
beldede dünyaya örnek gösterilecek çiçek gibi bir müze varsa bu, onun aşkının ve
Geyre Vakfı'nın sağladığı maddi imkânların eseri.
Afrodisias, "Afrodit'in yeri ve yöresi" anlamına geliyor. Roma
İmpa-ratorluğu'nun uzun süren hakimiyeti -Pax Romana- altında gelişen
Afrodisias, Anadolu'daki zengin klasik dönem kentlerinden biri. Kent, antik
Karya'nın bir parçası ve Roma'nın Asya eyaleti bünyesinde MÖ 38'de özerklik
kazanmış. Şehir, antik anlayışa göre kendisini tam bir şehir devlet haline
getiren tapınak, agora, meclis binası, 6 bin kişilik tiyatro ve 30 bin kişilik
stadyum ile hamamlar ve kemerli meydanlara sahip. Bu binalar ve aralarında
yükselen heykeller, kente yaklaşık 1,5 km uzaklıktan çıkartılan kaliteli yerli
mermerden yapılmış. Şehirdeki en önemli anıtsal komplekslerden biri Sebasteion
veya diğer adıyla İmparatorlar Tapınağı (MS 1. yy). Tapınak, Roma imparatorları
ve Yunan kahramanlarını alışılmadık bir şekilde bir araya getiren gösterişli
mermer kabartmalarla süslü. Sebasteion kompleksi, günümüzde sürdürülen araştırma
ve koruma çalışmalarının önemli bölümünü oluşturuyor.
Görülmeyi bekleyen yeni eserler
Afrodisias'ta MÖ birinci yüzyılda faaliyete başlayan Heykeltıraşlık Okulu'nda
üretilen benzersiz heykel ve kabartmalardan bugüne kadar ortaya çıkarılanlar,
müzede sergileniyor. 2008 kazılarında bulunan keçi sağan köylüyü tasvir eden
mermer sütun ve Ağlayan Kadınlar Lahiti müzenin yeni sergilenen eserleri
arasında. Geçen yıl açılan Sebasteion Sevgi Gönül Salonu'nda sergilenen Mavi At
heykeli de uzun yıllar depolarda bekledikten sonra görücüye çıktı. 30 yıl önce
İzmir Arkeoloji Müzesi'ne gönderilen 86 parçadan oluşan frizler, geçtiğimiz ay
yeniden ait olduğu yere getirilmiş. Müze bahçesindeki frizler, oluşturulacak
yeni mekânda sergilenmeyi bekliyor. Depolarda daha çok sayıda eser var.
Afrodisias kazıları, New York Üniversitesi'nden bir ekip tarafından sürdürülüyor
ve burada daha yapılacak çok iş var. Öncelikle Tiyatro Yolu'nun ortaya
çıkarılması planlanıyor. Müzeye ve kazılara kaynak üreten Geyre Vakfı,
bağışçıların gözüne bakıyor. Yeni rölyeflerin restoresine kaynak sağlamak için
vakıf 12 Aralık'ta İTÜ'de bir konser düzenleyecek.