"Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Ekonomik Büyüme Dünyanın Küresel Motoru"
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, gelişmiş
ülkelerde yaşayanların artık gelişmekte olan ülkelerden ders aldığını söyledi.
Zachau, Değişim Liderleri Zirvesi'nde düzenlenen
''Küresel ekonominin geleceği'' konulu oturumda yaptığı
konuşmada, gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik büyümenin dünyanın küresel
motoru, lokomotifi olmaya devam edeceğini vurguladı. Gelişmekte olan ülkelerin
çok hızlı büyüdüğünü ve küresel politika önceliklerinin belirlenmesinde daha
fazla rol oynadıklarını ifade eden Zachau, şöyle konuştu:
''Makro
ekonomik kalkınmaya baktığımız zaman, günümüzdeki makro ekonomik istikrar henüz
tam sağlanamadı, hala riskler var. Euro bölgesi hala stres altında. Bir
türbülans riski aslında euro bölgesini de aşıyor. Enflasyonla ilgili baskılar da
artıyor. Ortadoğu'daki olaylar, hem petrol arzı hem petrol fiyatı açısından
oldukça belirsizliklere gebe. Birtakım tahminlere göre ilk çeyrekte petrol
fiyatlarında yüzde 10'luk artış, dünyada enflasyonda yüzde 0,7'lik artışa neden
olabilir. Bu, merkez bankalarının doğru hareket etmeleri açısından baskı
oluşturuyor.''
Türkiye'nin gerçekleştirdiği
reformlara ve kaydettiği gelişmelere işaret eden Zachau, ''Türkiye ve diğer
gelişmekte olan ülkelerde makro ekonomik zorluklara karşı önemli önlemler
alındığını görüyoruz. Hem yurt içinde hem yurt dışında önemli liderlik
gösteriyorlar. Gelişmiş ülkelerde yaşayanlar artık gelişmekte olan ülkelerden
ders alıyor. Gelişmekte olan ülkeler artık liderlik yapıyor'' diye konuştu.
''Yeşil yarış başladı, ancak istenilen
hıza ulaşmadı''
London School of
Economics Öğretim Üyesi Lord Nicholas Stern ise dünyada
sürdürülebilirlik için yeni bir endüstriyel devrim gerektiğini belirterek, şöyle
devam etti:
''Bu neden gerekli? Şu an
gittiğimiz gibi dünyada devam edersek bu yüzyılın sonuna gelindiğinde yüzde 50
olasılıkla 100 yıl sonra dünya beş santigrat derece daha sıcak olacak. Bunun
sonucunda insanlar yerinden olacak ve çok ciddi küresel çatışmalar yaşanacak. Bu
nedenle sıcaklığı iki santigrat derece artışla sınırlandırabilirsek, emisyonu
yılda 50 milyon tondan 20 milyon tona düşürebilirsek, yani 2,5 kat azaltırsak bu
kadar kötü sonuçlar doğurmayacaktır. Endüstri devrimi dediğimiz şey bu. Bu,
enerji anlamında radikal bir değişim. Eğer var oluşumuzu tehdit eden riskleri
yenmek istiyorsak bunu yapmamız lazım. Tarımda, ulaşımda, endüstride,
elektrikte...''
Dünyada bir ''yeşil yarış''ın
başladığını ancak henüz istenilen hıza ulaşamadığını ifade eden Stern, ''Bu,
hikayeyi kucaklamayanlar için bir tehlike anlamına geliyor. Buna katılmayan
ülkeler önümüzdeki 5, 15 yıl içinde dışarda kalabilirler. Teknoloji olarak
dışarda kalmanın yanı sıra piyasaların dışında kalma riski de var'' yorumunu
yaptı.
Bu arada, Türkiye Gelecek Araştırmaları
Vakfı (TÜGAV) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eyüp Özgüç, zirvede
yaklaşık 100'e yakın konuşmacının yer aldığını, toplamda 2 bin 400 dinleyicinin
katıldığını, önümüzdeki yıl zirvenin ikincisini düzenlemeyi düşündüklerini
söyledi.