Yönetimler, kimi zaman yeni imar projeleri, kimi zaman da 'imaj kaygısıyla' kent merkezlerinin çevre mahallelerindeki derme-çatma konutları, gecekonduları yıkıyor. Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre ise yıkımlardaki başlıca sebep, emlak rantı, değer kazanmaya başlayan araziler üzerinde yapılmak istenen oteller, alışveriş merkezleri. Örgüt bunun en acımasız örneklerinin yaşandığı ülkelerden birinin Nijerya olduğunu belirtiyor.
Nijerya’nın Port Harcourt kentinde yaşayan balıkçı Jim Tom George, “Öğleden önce 11 buçuk gibiydi. Çoğu kişinin iş yerlerinde olduğu saatti. Hükümet, buldozerlerini yolladı. Bölgeye girmemizi 5 buldozerle girişleri kapatarak engellediler, sonra da yıkıma başladılar” diyor.
O gün liman kentinde yaklaşık 40 bin kişi evsiz kaldı. Jim Tom George insanların evdeki eşyalarını almalarına bile izin verilmeden yıkımın gerçekleştirildiğini söylüyor:
“Hiç bir bilgi verilmedi. O gün gelip yıkıma başlayacaklarını bilmiyorduk. Her şeyimizi kaybettik. Şu anda sizinle konuşurken ben ve ailem sefalet ve yokluk içindeyiz. Bizler burada açlıktan ölümün eşiğindeyiz.”
'Yıkımlara devam edilecek'
Balıkçılık yaparak geçimlerini sağlamaya çalışan bölge sakinleri, diğer semtlere dağıldılar. Nijerya Hükümeti, yasadışı konutların kamu sağlığını tehdit ettiğini öne sürerek, yıkımlara devam edeceğini bildiriyor. Uluslararası Af Örgütü’nden Christian Hanussek ise hükümetin uygulamalarını eleştiriyor.
Hanussek, “Zorla tahliye edilmelerdeki en büyük sorun, yetkililerin önceden ev sahipleriyle konuşmaya, anlaşmaya çalışmaması. Hemen zora başvuruyorlar. Aslında Nijerya yasalarına göre devletin bu insanlara karşı sorumluluğu var. Önce onlarla konuşmalı, gerekli hallerde tazminat ödenmeli, tahliye bu şekilde olmalı. Her şeyden önce onlara bir alternatif sunulmalı” açıklamasını yapıyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre yasadışı konutların yıkımı Nijerya ile sınırlı değil. Geçen yıl dünya genelinde 36 ülkede insanların evleri zorla yıkıldı. Brezilya, ülkesinde düzenlenecek 2014 FIFA Dünya Kupası öncesinde yeni projelere alan sağlamak için çok sayıda çevre mahallede yaşayanları zorla tahliye etti, ardından gecekonduları yıktı.
'Sebep emlak rantı'
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre Uluslararası Af Örgütü yetkililerinden Christian Hanussek, yönetimlerin kimi zaman sadece 'kötü imaj' kaygısıyla gecekondu bölgelerinde yıkım yaptığını belirtiyor. Ancak rapora göre başlıca sebep, emlak rantı, değer kazanmaya başlayan araziler üzerinde yapılmak istenen oteller ve alışveriş merkezleri. Hanussek, “Bu gibi durumlarda çok büyük ticari çıkarların rol oynadığını hatta politikacıların da bu işte parmağı olabileceğini göz önüne almak gerek. Belki de işin içinde yolsuzluk bile vardır. Her halükârda cazip hale gelmeye başlayan bölgelere ilgi duyan emlak şirketleri çok büyük güce sahip. Böyle olunca onlara karşı dava açmak çok zorlaşıyor. Genelde bu bölgelerde yaşayanlar fakir. Dava açacak paraları olmuyor” şeklinde konuşuyor.