Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Avrupa Birliği’ne uyum
amaçlı ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’ için örnek
fertleri dört yıl boyunca izledi. 2006-2007 dönemine ait son veriler çarpıcı
sonuçlar ortaya koydu...
Fertler gelirlerine göre küçükten büyüğe doğru sıralanarak beş gruba ayrıldı.
‘Geliri en düşük’ olan ilk yüzde yirmilik grubun toplam gelirden aldığı pay,
2007’de yüzde 5.8 olarak tespit edildi. Bu grubun geliri en yüksek yüzde
yirmilik dilimle arasındaki fark da çaprıcı. Son yüzde yirmilik grup, toplam
gelirin yüzde 46.9’una sahip ve toplam gelirden en alttaki grubun 8.1 katı daha
fazla pay alıyor.
Araştırma sonucuna göre bir haneye yıllık ortalama 8 bin 50 lira düşüyor.
Hane halkında en yüksek gelir 11 bin 454 lira ile İstanbul’un. En düşük gelir
ortalaması 3 bin 591 lira ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ölçüldü. Toplam
gelir içinde en fazla pay, maaş ve ücret gelirlerinin. Maaş ve ücretlerin payı,
toplam gelirlerin yüzde 39.7’si oranında. Bu gruptaki ölçümler, çarpıcı bir
sonucu ortaya koyuyor. Sosyal transferlerin, toplam gelir içindeki payı, yarım
puana yakın artarak yüzde 18.2 oldu.
Nüfusun yüzde 20.6’sı yoksulluk sınırının altında. Nüfusun yüzde 70’i, ‘bir
haftalık tatil’ ve ‘eski mobilyalarını yenileme’ gibi ihtiyaçlarını da
karşılayamıyor.
Nüfusun 5’te biri yoksul
2007 sonuçlarına göre eşdeğer hanehalkı geliri bakımından nüfusun yüzde
20.6’sı yani her 5 kişiden 1’i yoksulluk sınırının altında. Araştırma
sonuçlarına göre kurumsal olmayan nüfusun yüzde 60.8’i kendilerine ait konutta
oturuyor.
Yüzde 39.1’inin oturduğu konutta sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş
pencere çerçevesi ve benzeri sorunlar bulunuyor. Yüzde 39.8’inin oturduğu
konutta “izolasyondan dolayı ısınma sorunu” yaşanıyor. Yüzde 55.5’inin hanesinin
taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında)
bulunuyor. Bu borç ödemeleri, yüzde 23.3’ünün hanesine çok yük getiriyor.