Manchester Mimarlık ve Tasarım Festivali’nin (MADF)
ikincisi, geçtiğimiz 19 Nisan – 15 Mayıs tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Tasarımsal alanın pek çok farklı bileşenini kapsama gayesini
taşıyan festival; sergiler, konferanslar ve etkinlikler eşliğinde Manchester’ı
ve mimarlık ortamını etkisi altına almaya çabaladı.
MADF2010, Hanif
Kara ve Francine Houben gibi konuşmacılara, Manchester Üniversitesi
öğrencilerinin işlerine ve Stirling sahibi mimar Stephen Hodder’ın
sergisi gibi faaliyetlere ev sahipliği yaptı. Hatta Murat Tabanlıoğlu,
hava muhalefeti nedeniyle ulaşamadığı Manchester’da, hazırladığı sunum eşliğinde
gerçekleşen atölyenin fahri yürütücülüğünü üstlenmiş oldu. Festivalin belki de
en vurucu anlarından biri, Roger Stephenson, Ian Simpson, Gareth Hoskins
ve George Mills tarafından John Ryland’s Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen
açılış münazarası oldu.
MADF2010 yöneticisi, Manchester Mimarlar
Birliği’nden Ürün Kılıç, bu genç etkinlik ile ilgili sorularımızı
yanıtladı.
Sizce
mimarlık ve tasarım üzerine gerçekleştirilen festivaller ne işe yarar?
Mimarlık ve tasarım festivalleri, mimarlığı ve tasarımı tüm
yönlerden tanıtmak ve kamuyu, kent kapsamında ve belirli bir süre içinde
sundukları yüksek kalitedeki etkinlikler aracılığı ile eğitmek üzere
düzenleniyorlar.
Bu anlamda Manchester Mimarlar Birliği nasıl bir
görev üstlendi? “Manchester Architecture and Design Festival”daki (MADF) amaç ve
hedefler nelerdi?
Manchester Mimarlar Birliği (Manchester Society of
Architects), ilk ve ikinci MADF’nin organizasyonunu üstlendi. MADF2010 19 Nisan
– 15 Mayıs tarihleri arasındaki dört hafta boyunca, yoğun bir etkinlik programı
eşliğinde gerçekleşti. MADF2010 mimarlık ve tasarım çevrelerini bir araya
getirmeye odaklandı. Düzenlenen etkinlikler de çok başarılı oldu. Aynı zamanda
seçilen etkinliklerin çeşitliliği, tüm tasarımsal ögeler arasında müthiş bir
paylaşım ortamı oluşmasına katkıda bulundu.
Hodder+Partners
Sergisi
Festivalin adında neden mimarlığın yanı sıra “tasarım”
faaliyetinin de vurgulanmasına önem verildi? “Tasarım” başlığı, festivalde
gerçekleştirilen pratiklerin ne kadarlık bir bütününü
oluşturdu?
Festivali yalnızca “mimarlık” kavramı altında
isimlendirmektense “tasarım” kelimesini de kullanmamız önemliydi. Şahsi fikrim,
“mimarlık” kelimesinin tasarımı oluşturan pek çok ara yüzden yalnızca birini
yansıttığı yönünde… Şayet tasarımsal üretimi detaylı olarak incelersek, onu
oluşturan çok sayıda farklı bileşeni fark edebiliriz: Ürün, takı, mimarlık,
moda, mühendislik… MADF2010, tasarımın bu farklı bileşenlerini iyi bir etkinlik,
sergi, atölye ve konuşmacı seçkisi ile ortaya koydu.
Festivale katkıda
bulunan isimleri (konuşmacılar, atölye yürütücüleri vb.) nasıl ve hangi
kriterler/beklentiler üzerinden belirlediniz?
Davet ettiğimiz
konuşmacıların farklı ve çeşitlilik gösteren alt yapılara sahip olmalarına özen
gösterdik ve ziyaretçiler ile izleyicilere doğru atmosferi sunabilmek için
etkinlikleri özgün mekanlarda düzenlemeye gayret ettik.
Festival, kent merkezi yoğunluklu olarak çok sayıda yapıdan istifade
etmiş gibi gözüküyor. Peki kamusal alana, sokaklara sızmayı hedeflediniz mi?
Şayet cevap “evet” ise bunu hangi etkinlikler vasıtası ile
başardınız?
Evet, kentten kesinlikle en iyi şekilde yararlanmayı
başardık. Sıra dışı ve farklı mekanlar ortaya koyan yapıların mal sahipleri
tarafından gösterilen cömert destek sayesinde, etkinlik mahallerinin çeşitliliği
sağlandı. Gelecekteki planımız ise, festival bünyesindeki etkinlikleri sokaklara
taşıyarak kamu ile daha kapsamlı bir etkileşim ve entegrasyon sağlayabilmek…
Örneğin bu sene kent içinde “Architruck” sergilerini düzenledik. “Architruck”,
içinde bir sergi mekanı barındıran, özel olarak tasarlanmış ve RIBANW
(Britanyalı Mimarlar Kraliyet Enstitüsü Kuzeybatı Kolu) tarafından sağlanan
hareketli bir araç... İşte bu araç, kent içindeki çeşitli noktalara
konuşlandırıldı.
Architruck
MADF’de
“İstanbul” teması etrafında ve Murat Tabanlıoğlu’nun desteği ile bir atölye bir
de sergi kurgulanmış. İstanbul’u bu festival kapsamında irdelemeyi ve tartışmayı
neden istediniz? Festivalin sonraki senelerde gerçekleştirilmesi planlanan
ayaklarında da buna benzer, tek bir seçilmiş “kent”e odaklanan
çalışmalar/etkinlikler düşünülüyor mu?
Murat Tabanlıoğlu,
Manchester Mimarlar Birliği tarafından 2009 Ekim ayı konferansına davet
edilmişti. Tabanlıoğlu, Manchester’da kaldığı süre içerisinde konferansın yanı
sıra Manchester Üniversitesi’nde de bir atölye yürüttü. MSA/MADF kapsamındaki
etkinlikler hakkında da tüm davetlilerimizi ve ziyaretçilerimizi bilgilendirerek
durum güncellemesi gerçekleştirmek için çabalıyoruz. Nitekim Tabanlıoğlu
Mimarlık, MADF2010’a katılım konusunda son derece istekliydi ve konuya karşı
ilgili oldu. Bunun üzerine bu senenin “Avrupa Kültür Başkenti” olan “İstanbul”u,
MADF2010’da gündeme taşımanın anlamlı olacağını düşündük. Önümüzdeki yıllarda
gerçekleştirilecek MADF’ler için dünyanın çeşitli noktalarındaki kentler ile
daha fazla bağlantı kurabilmeyi ise elbette umut ediyoruz.
Murat
Tabanlıoğlu’nun hava muhalefeti nedeniyle Birleşik Krallık’a gelememesi ardından
“atölye krizi” nasıl çözüldü? “İstanbul” başlığını taşıyan workshopta üretim ne
şekilde ve hangi minvalde ilerledi?
Evet, maalesef Tabanlıoğlu
İzlanda’daki yanardağ patlamasının ardından Birleşik Krallık’a ulaşamadı. Bu,
etkinlik organizayonları sırasında karşılaşabileceğiniz beklenmedik durumlardan
biri… Biz, yine de Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından hazırlanan sunumun
gösterimini yaptık. Sunumun içeriği hakkında benim kabaca bir bilgim vardı. Bu
yüzden de ilgili atölyenin yürütücülüğünü, Murat Tabanlıoğlu yerine ben ve
Manchester Üniversitesi’nden bir eğitmen üstlendik.
Tabanlıoğlu
sunumundan... MADF, London Architecture Festival veya UIA’da
olduğu gibi tek bir kavramı “motto”laştırmıyor. Böylesi üst başlık odaklı bir
festival kurgusunun tercih edilmemesinin nedenleri neydi?
MADF2010’un
organizasyonu için çalışmaya başladığımızda, festivalin bir temasının olup
olmayacağı, aramızdaki önemli tartışma konularından biriydi. Ancak sonunda bir
“tema”nın tüm festivali kısıtlayabileceğini düşündük. Dolayısıyla bu sene için
esnek bir program oluşturup, temalar yaratma hedefini sonraki yıllara bırakmaya
karar verdik.
Festival sırasında öğrenciler ve öğretim kurumları,
etkinlikler bütününe nasıl ve hangi motivasyonlar ile entegre
edildiler?
Manchester Mimarlık Okulu, MADF2010 sırasında kendi
“Etkinlik Ayı”nı düzenliyordu ve bu sayede MADF2010 sırasında inanılmaz bir iş
birlikteliği yaratıldı. Öğrenciler kadar Manchester’daki mimarlık pratiklerinden
gönüllülerin de desteği ile müthiş bir grup çalışması ortaya
koyuldu.
Destekçiler ve sponsorlarınızın hizmet nitelikleri nelerdi?
(Finansal, malzeme yardımı, mekan sağlama vb.)
Festivali hayata
geçirebilmek için ihtiyaç duyduğumuz finansal, mekansal, basın bağlantılı ve
lojistik destek, çok sayıda sponsor, iştirak ve ortak tarafından sağlandı. Bu
seneki festivali finanse etmek, geçtiğimiz seneye kıyasla çok daha zor oldu.
Ancak, örneğin, bireysel iştirakler ve ortaklarımız, kendi etkinliklerini
festival bünyesine taşıyarak ve ilişkili masrafları karşılayarak yardımda
bulundular. Böylelikle –resesyona rağmen- geçtiğimiz senenin festivali ile aynı
kalitede bir organizasyon ortaya çıkarılabildi.