Chicago'nun tarihi silueti kent sakinleri için her zaman bir gurur kaynağı olmuştur. Şu anda Chicago’da birkaç yeni bina yükselmeye devam ederken, bina sahipleri son gelişmelerden yararlanmak için bir plan geliştirdi: ‘Akıllı Ağ (Smart-Grid) Teknolojileri’. Söz konusu ‘Akıllı Ağ Teknolojileri’ kentin sembolikleşmiş siluetini, hem çok katlı binaları ‘retrofitting’ ile hem de mevcut elektrik ağının yerine yeni bir hiper-bağlantılı akıllı iletişim omurgası inşa ederek sponsorların ‘Sanal Yeşil Jenerator’ adını verdikleri oluşuma dönüştürecek. Söz konusu ileri teknolojiye sahip ‘Akıllı Ağ Teknolojileri’nin gelişimine ‘Illinois Teknoloji Enstitüsü’ (Illinois Institute of Technology) ve ‘Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign Yerleşkesi’ (University of Illinois Urbana-Champaign) başta olmak üzere yerel üniversiteler de katkı sağlıyorlar.
Illinois Teknoloji Enstitüsünün Elektrik Merkezinin Genel Müdürü Andrew Barbeau Chicago’yu ‘Akıllı Ağ Sistemleri’ üreten ve dağıtan bir merkez haline getirmek istediklerini belirtiyor ve ekliyor: “Enerji üretimi, dağıtımı ve yönetimi bir trilyon dolarlık pazar ve biz gerçekten Chicago’yu bunun için bir merkez haline getirmeye çalışıyoruz”. Barbeau, Batı Yakası’nın yazılım ve teknoloji bakımından daha çekici bir bölge olduğu dönemlerde bile Chicago’nun enerji endüstrileri ve elektrik hizmetleri alanında, inovasyon başlığı altında lider bir konuma sahip olduğunu anlatıyor.
Aslında, fatura maliyetlerini düşürmekle ilgilenen ve yeşil bilince sahip kiracıları çeken, en gözde elektrik mühendisliği üniversitelerinin bulunduğu ‘Windy City’, ‘Akıllı Ağ Sistemleri’nin en büyük pilot projesi olarak bir doğum yeri gibi. Kamuoyu desteği ve işbirliği ile verimli bir zemin sağlayan kent, Belediye Başkanı Richard Daley tarafından 2008 yılında başlatılan ‘Chicago İklim Eylem Planı’ aracılığıyla 2020 yılına kadar sanayi yapılarının ve ticari binalarının yüzde 50’sini bu anlamda ‘retrofitting’ ile güçlendirmeyi planlıyor.
Çin ve Dubai gibi diğer ülkelerin nüfus ve inşaat anlamında hızla büyüyen kentlerinde yeni yapılacak binalar için yeni sürdürülebilir tasarım bir seçenek ancak Chicago için koşullar aynı değil. Kentin nüfusu en son 1960 yılında ciddi anlamda yükseldi ve kent için yeni nesil yeşil inşaat çok da güvenilir değil, bu nedenle mevcut yapı stoku önem kazanıyor. Tam da bu noktada Barbeau, “En sürdürülebilir bina hali hazırda mevcut olandır” diyor.
Chicago Bina sahipleri ve Yöneticileri Derneği (Building Owners and Managers Association Chicago-BOMA); Aon Merkezi, Willis Kulesi ve Hancock Merkezi olmak üzere yaklaşık 300 ticari binayı kapsıyor, Illinois Bilim ve Teknoloji Koalisyonu (Illinois Science and Technology Coalition-ISTC) ve Akıllı Ağ Teknolojileri’ ile ilgilenen diğer gruplarla da işbirliği yapıyor. BOMA’nın bünyesinde mühendislik alanında danışmanlık hizmeti veren kişiler, kent merkezinde Akıllı Ağ Teknolojileri’nin kullanımı sayesinde bir kömür fabrikasının enerji üretimine eşit miktarda enerji azatlımı yapılabileceğini belirtiyor.
Bölgedeki karbon salınımını azaltmak amacıyla hazırlanan plan kapsamında meydana gelen değişiklikleri takip etmek amacıyla, Adrian Smith + Gordon Gill Mimarlık tarafından kurulan danışmalık firması ‘PositivEnergy’nin başkanı Roger Frechette “Daha fazla dağıtılmış ‘Akıllı Ağ Sistemi’ ile her bina elektrik santrali olarak işlev görebilir” diyor.
Büyük ölçekte ‘Akıllı Ağ Sistemi’ (burada arz birçok kaynaktan dağıtılıyor) daha güvenilir enerji sağlıyor. Dönüştürücüye bağlı olarak bir hatta sorun yaşandığı anda, ‘Akıllı Ağ Sistemi’ anında başka bir hattan enerji çekiyor.
Chicago kenti 2010 Temmuz’da şanslı bir kırılma yaşadı. BOMA, Chicago’da geliştirmeyi düşündükleri ‘Akıllı Ağ Sistemi’ için Kore Cumhuriyeti ile bir mutabakat anlaşması imzaladı. Ancak şimdi, BOMA’nın Genel Başkan Yardımcısı Michael Cornicelli, Kore’nin projeyi daha fazla finanse etmeyeceğini bildirdi. İşbirliğinin bozulmasındaki temel neden ise iki grubun farklı vizyonlara sahip olması.
Pilot proje kapsamında binalar, kamu ve özel iştiraklerden gelecek teklifle ‘retrofitting’ edilecek. Bununla birlikte ‘Illinois Teknoloji Enstitüsü’ ve ‘Illinois Üniversitesi Urbana-Champaign Yerleşkesi’ hala Güney Kore grubundan fon almaya devam ediyor.
Barbeau, enerji verimliliğine sahip binalar yaratma niyetinde olduklarını belirtiyor ve ekliyor: “Güneş enerjisinin kullanımından ya da çift camlı pencerelerden bahsetmiyoruz, aradığımız daha çok ev ve iş sahiplerinin elektrik kullanımlarını azaltacak gelişmiş teknolojiler”.
‘Akıllı Ağ Sistemi’ aracılığıyla semt sakinleri otomobillerini daha ucuz enerjiyle şarj ederken, çatılarında bulunan fotovoltaikler veya bahçelerinde bulunan rüzgar tribünleri sayesinde fazla enerjilerini sisteme satıp gelir elde edecekler.
Bununla birlikte tüketici ve geliştiricilerin ‘Akıllı Ağ Sistemi’ ile ilgili ciddi çekinceleri de bulunuyor. Bir takım sağlık sorunlarına neden olduğu, ‘Akıllı Ölçümün’ (smart meter) bazı durumlarda yanlış hesaplama yaptığı, bu durumun yüksek maliyetli faturalarla sonuçlandığı ve alışılageldik ölçüm sisteminden farklı olduğu için tüketici haklarını ihlal ettiği belirtiliyor. PositivEnergy’den Frechette, “Bugün ‘Akıllı Ağ Sistemi’nin bazı özellikleri var ki bunlara bağlı olarak sistemin hazır olduğunu söylemek mümkün ancak bir takım diğer özellikleri ise sorun teşkil ediyor” diyor.
Chicago, UIC araştırmacıları tüketici gizliliği ile ilgili sorunları listeleyebilecekleri bir siber güvenlik sistemi üzerinde çalışıyor. Ayrıca, iş kayıpları hakkında endişelerin aksine, Chicago girişiminin bileşeni olan gruplar projenin şehre ‘yeşil iş’ potansiyelini getireceğine inanıyorlar. Kar gütmeyen ‘Clean Energy Trust’ ve IIT, küçük işletme küme girişimlerini geliştirmek üzere bu konuda işbirliği yapıyorlar. ‘Akıllı Ağ Sistemi’ gelişiminde pek çok endüstri için yeterince alan var.
‘Akıllı Ağ Sistemi’ doğrudan mimarların tasarım stratejileri etkileyecek: daha iyi performans gösteren yapı aynı zamanda daha ekonomik yapı olacak. ‘Akıllı Ağ Sistemi’ kapsamında iyi bir tasarım yaratmak sadece enerji ‘kazanımı’ anlamına gelmeyecek aynı zamanda ‘gelir’ de sağlayacak.
Bugün Chicago’ya gelenler Chicago’nun tarihi siluetine bakıyor ve kentin mimari ve ekonomik mirasını görüyor. Birkaç sene sonra yeniden baktıklarında belki de dünyanın en başarılı yenilenebilir enerji kaynağını görecekler.