Gazete Kütüphanesi ve Çağdaş Sanatlar Müzesi Kurulacak
Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, göreve geldiğinden bu yana yaptığı çalışmaları ve bakanlığının projelerini değerlendirdi. İlk hedeflerinin çoksesliliği ve renkliliği sağlamak olduğunu belirten Çelik, İstanbul’da, Londra’daki British Library benzeri bir ‘gazete kütüphanesi’ ile günümüz sanatının temsil edildiği ‘çağdaş sanatlar müzesi’ kurulacağını söyledi.
Kültür Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, iki aylık görev süresini değerlendirdi. İlk yaptığı işin bakanlığı tanımak olduğunu söyleyen Çelik’in, öncelikli hedefleri arasında, Türk sinemasını dünyadaki emsalleri ile yarışır hale getirmek, kültür merkezlerinin işlevlerini artırmak; İstanbul’a, Londra’daki British Library’nin benzeri bir ‘gazete kütüphanesi’ ile günümüz sanat ve sanatçılarının temsil edildiği bir ‘çağdaş sanatlar müzesi’ kurmak bulunuyor. Hüseyin Çelik’in en çok üzerinde durduğu konu ise, Kültür Bakanlığı’nda ‘demokrasinin gereği olan’ çoksesliliğin, renkliliğin, hoşgörünün temsil edilmesini sağlamak. ‘Sözde’ bir bakan olmayacağının altını çizen Çelik, “Ya bu görevi hakkıyla yaparız, ya da bırakır gideriz.” diyor. Kültür Bakanlığı’nda ideolojiye yer olmaması gerektiğinin altını çizen Çelik, “Bakanlık politikamız, Hüseyin Çelik’in zevklerine göre şekillenmeyecek. Mehmet Akif’i yüceltip Tevfik Fikret’i karalamayacağız. Kişisel olarak bir yazarı, sanatçıyı beğenmeyebilirim. Bu, onu reddetmem anlamına gelmez, hepsini kendime ait değerler olarak görürüm.” diyor. Çelik, uzun süredir tartışılan Nazım Hikmet’in mezarının Türkiye’ye getirtilmesi konusunda ise “Kimsenin mezarının getirtilmesine karşı değilim; ama özel olarak Nazım Hikmet ile ilgili somut bir adım da atmış değiliz.” dedi.
Çelik, Türk insanının kültürel hayatındaki en büyük eksikliğin ‘okuma’ olduğunu düşünüyor. Bakan, Avrupa’da insan başına 10 kitap düşerken, Türkiye’de bin kişiye 7 kitap düştüğünü belirterek, aradaki farkı kapatmanın gerekliliğini vurguluyor. Çelik; “Birçok bakanlık, insanın biyolojik varlığı ile ilgilenir. Kültür Bakanlığı ise insanın insan olma vasfıyla, ruhuyla, dimağıyla ilgilenir. Dolayısıyla bu faaliyetlerle ilgili sorunlar maddi konular gibi çözülmez. Kültür Bakanlığı’nın faaliyet alanına giren konularla ilgili ne gibi sorunlar vardır, neler yapılmalıdır, bunların oturulup konuşulması gerekir. Biz de şu an bu aşamadayız.” dedi. Çelik, bakanlığıyla ilgili şunları söylüyor: “Türkiye’nin her tarafında manzara neyse burada da öyle. Adama göre iş ayarlanmış. Kadrolarla ilgili sorun var. Bir alanda gereksiz bir sürü insan varken, lazım olan yerde de adam yok.”
Öncelikli sorunlar ve bakanın projeleri
Kültür Bakanı, bakanlığının kökleşmiş sorunlarını sıralıyor ve bu sorunlara kısa ve orta vadede çözüm getirileceğini ifade ediyor. İşte Bakan Çelik’in ‘demirbaş’ dediği öncelikli sorunlar ve bu sorunlara getirmeyi planladığı çözüm önerileri:
Kütüphaneler: Türkiye’de profesyonel anlamda kütüphaneci yetişmiyor. Öncelikle uzman personel ihtiyacı var. En önemli kütüphanelerden olan Milli Kütüphane, araştırmacıları ağırlayacağı yerde, İl Halk Kütüphanesi’nin kapalı olması dolayısıyla, ilköğretim çocuklarının ders çalışma yeri haline gelmiş. Burası, Avrupa’da olduğu gibi araştırmacılara açık, bilimsel çalışmaların şekilleneceği bir yer haline gelmeli. Türkiye’de yine araştırmacıların kolayca ulaşacağı bir ‘gazete kütüphanesi’ kurulmalı. Türkiye’de yayınlanan ilk gazeteden bu yana bütün bir gazete arşivi oluşturulacak. Konu ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Kütüphanelerin Milli Eğitim’e bağlanması gibi bir çalışma sorunu çözmez, sorunu başından atmak olur. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak tedbirler alınacak.
Kültür merkezleri: Türkiye’de şu anda, yıllar önce temelleri atılmış; ancak hâlâ aynı seviyede duran 92 kültür merkezi var. Bunların hepsini bitirmek için 500 trilyon lira lazım. Bunu karşılamak şu an için imkansız. Bunların yapımı duracak. Politik amaçlarla, küçük beldelerde de merkezler kurulmuş; ama üçte biri kullanılmıyor. Diğer ikisi de ayda bir kere belki kullanılıyor. Bu merkezler fonksiyonel hale getirilecek. Kültür Bakanlığı’nın tiyatro, resim, müzik gibi sanat dallarında uzman elemanları buralara gönderilip halkı eğitebilir. Böylece merkezler de kullanılmış olur. Öte yandan, Konya, Kayseri, Eskişehir gibi yerlerde de kültür merkezi yok ya da tamamlanamıyor. Bu şehirlere de öncelik verilecek.
Telif hakları: Korsan baskı, Türkiye’nin kültür hayatındaki en büyük problemdir. Hırsızlığın bir diğer boyutudur. Yasanın uygulanmasında aksayan yönler var. Bunların taraflarla oturulup yeniden konuşulması gerekir.
Sinemada atılım: Türk sineması altın çağını bizim dönemimizde yaşayacak. Türk sineması genel olarak kendi emsalleriyle yarışamıyor. Sinema temsilcileri, yapımcıları, oyuncuları, sinema salonlarını temsil edenler, sivil toplum örgütleri, konu ile ilgilenen öğretim üyeleri, Kültür Bakanlığı bürokratları ile bir araya gelinecek. Türk sinemasının gelişmesinin önündeki engeller nelerdir, neler yapılmalıdır, bunlar araştırılacak.Yasa çalışması gerekebilir. Meclis’e sunulur. Sinema ile ilgili çalışmalarda vakit kaybedilmeyecek. Türk sineması, hemen bir Hollywood sineması gibi olmaz; ama bu hedefler arasındadır. Turizm Bakanlığı’nın 5 yıllık tanıtım çalışmalarını biz, iki filmle yapabiliriz. Sinema devleri Türkiye’ye getirtilip, çalıştırılabilir.
Türk dünyası ile iletişim: Türk dünyası ile iletişimde problemler var. 200 yıldan bu yana Batılılaşma serüveni yaşıyoruz. Bundan vazgeçmiş değiliz, sürdüreceğiz; ancak mensubu bulunduğumuz bir dünya var. Bu dünya ile iletişim güçlü olmalı. Şu ana kadar alınmış mesafe tatmin edici değil. TÜRKSOY var. Ancak fonksiyonel bir kuruluş değil. ‘Euro Image’ gibi ‘Türk Image’ neden olmasın? Bunu sinemaya da, tiyatroya da uygulayabiliriz. Bu tür kültürel münasebetler, ekonomik münasebetleri de geliştirir.