GYODER (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) tarafından, bu yıl 17-18 Mayıs
tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ve dünyanın
farklı bölgelerinden ekonomi, siyaset ve gayrimenkul dünyasının önde gelen
isimlerini bir araya getiren ‘11. Gayrimenkul Zirvesi’ başladı. Açılış
konuşmalarını GYODER Başkanı Işık Gökkaya ile Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Vedat Akgiray’ın yaptığı ve Dr. Alfred Gusenbauer, Dr. Brian Anthony
Ciochetti, Jemma Green, Dr. Manfred Wiltschnigg, Jean François Perouse gibi iş
dünyasının küresel aktörlerini, akademisyenlerini ve bürokratlarını İstanbul’da
buluşturan 11. Gayrimenkul Zirvesi; gayrimenkul sektörünü farklı bakış
açılarıyla ele alan oturumları ile sektörün dünü, bugününe ve yarınına ışık
tutuyor.
"Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güveni arttı"
GYODER Başkanı
Işık Gökkaya
, açılışta yaptığı konuşmada, geçtiğimiz yıl
inşaat sektörünün yüzde 17,1 oranında büyüme gösterdiğini, bu olumlu gelişmenin
oluşturduğu iyimserlikle yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güveninin
arttığını söyledi. Yabancılara yapılan gayrimenkul satışının 2009 yılında
1,8 milyar dolar iken 2010 yılında 2,5 milyar dolara yükseldiğine işaret eden
Gökkaya, ekonominin lokomotifi olarak görülen inşaat sektörünün, Türkiye GSYH
içinde yüzde 5,6 paya sahip olduğunu kaydederek, ''2011'de inşaat sektörünün
yüzde 15-20'lerde büyümesi beklenmektedir. 2011 yılı ilk çeyrek göstergeleri de
bu beklentiyi doğrular nitelikte gelişmektedir''
dedi.
Gökkaya, denetimsiz bir şekilde başlayan
kentleşme ve bu sürecin planlı bir şekilde yürütülememesi sonucu düzensiz ve
çarpık kentleşme ortaya çıktığını, İngiliz The Economist dergisinin
''yaşanabilir kentler'' sıralamasında İstanbul'un 140 kent arasında 110. sırada
yer aldığını söyledi. Gökkaya, şehirlerin daha düzenli ve yaşanabilir hale
gelmesi amacıyla oluşturulan kentsel dönüşüm projeleri hazırlanması ve yeşil
alan dengesi kurulmuş, ulaşım altyapısı oluşturulmuş, ekolojik mimari tasarımı
yapılmış, enerji tasarrufu sağlayan, karbondioksit salınımını azaltan kentlerin
oluşturulmasının hedeflenmesi gerektiğini vurguladı. Gökkaya, çevreye önemli
katkılarda bulunan ve hatta kendi enerjisini üreten yeşil binaların bu durumda
büyük önem taşıdığını ifade etti. Işık Gökkaya, şunları kaydetti:
"Başarılı kentsel dönüşüm için imar hakkı transferi ve imar
haklarının menkulleştirilmesi sağlanmalı"
''Kentsel dönüşümün başarılı olabilmesi için imar hakkı transferi ve imar
haklarının menkulleştirilmesi sağlanmalıdır. İmar hakkı transferi var olan, imar
hakkının bir başka projeye transferini sağlarken, imar haklarının
menkulleştirilmesi ise arsa sahibinin imar hakkını kullanmayıp, bu hakkı, yerel
yönetim işbirliği ile serbest piyasa koşullarında, bir başka projede kullanılmak
üzere likidite çevirmesi üzerine kurulmuştur. İmar yasasında yapılacak yeni
düzenlemelerle ele alınması gereken bu iki yöntemin hayata geçirilmesi
projelerin ekonomik olarak getirisini
artıracaktır.''
Marka
kentler oluşturmanın ise kentlerin gelişimini sağlayacağını ve kalitesini
artıracağını vurgulayan Gökkaya, ''Markalaşma için, kentsel restorasyon,
altyapı, fiziksel düzenlemeler ve tanıtım çalışmaları yapılmalı, şehrin işlevsel
olması sağlanmalıdır. Marka kent projelerinin başarıyla hayata geçirilmesi bu
kentlerin sosyo-ekonomik gelişimine hızlandırıcı bir etki sağlayacaktır''
dedi.
''Kamu daha çok rol almalı''
Konut alımlarının finansmanının da sektör için önemli bir unsur olduğuna
işaret eden Gökkaya, konut alımının hem ihtiyaç hem de yatırım amaçlı
yapıldığını, güvenli bir yatırım aracı olarak görülen gayrimenkulün bu özelliği
nedeniyle öncelikle tercih edildiğini belirterek, şöyle
konuştu:
''Fakat konut kredilerinin
yaygınlaşması ve daha çok hane halkının kullanabilmesi için faizlerin 0,5
seviyelerine indirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, konut kredi faizlerinin gelir
vergisinden düşülmesi kredi alımını kolaylaştıracak ve sektörün ivme kazanmasını
sağlayacaktır. Konut ihtiyacının büyük bölümü nitelikli fakat ucuz konuta
yöneliktir. Dolayısı ile düşük gelirli vatandaşların ev sahibi olmasını
engelleyen bu sorun karşısında kamunun daha çok rol almasına ihtiyaç
vardır.''
Gayrimenkul satışlarından
alınan yüzde 18 KDV oranında yapılacak indirimin gayrimenkul piyasasını
canlandıracağını ve konut alımlarını kolaylaştıracağını belirten Gökkaya, ''2009
yılının ikinci yarısında uygulanan KDV indirimi sonucu KDV oranı yüzde 18'den
yüzde 8'e düşürülmüştü. Fakat bu indirim net alanı 150 metrekare ve üzeri
konutlarda ve de 3 ay gibi kısa bir süre uygulandığı için sektörde geçici bir
hareketlilik sağlamıştı. Sektörde tüm konut alıcılarının faydalanacağı kalıcı
bir KDV indiriminin uygulanması gerekmektedir''
dedi.
Işık Gökkaya, yabancı vatandaşların
Türkiye'den gayrimenkul satın alımını engelleyen ve zorlaştıran mütekabiliyet
yasasının ise birçok fırsatın önünü kestiğini söyledi. Gökkaya, yabancılara
gayrimenkul satışını engelleyen mütekabiliyet ilkesinin değiştirilmesi ve
yabancıların mülk ediniminin kolaylaştırılmasının, Türkiye'deki yabancı sermaye
girişinin artmasını sağlayacağını, sektöre kaynak oluşturacağını ve sektörün
büyümesine hız kazandıracağını kaydetti.
''Mortgage sistemi Türkiye'de henüz işlevsel
değil''
Tutsat (mortgage) sisteminin Türkiye'de henüz işlevsel
olmadığını, konut kredisi verildiğini anlatan Gökkaya, tutsat sisteminin
sağlıklı bir şekilde işlemesi için ikincil piyasaların gelişmesinin olmazsa
olmaz bir şart olduğunu belirtti. Gökkaya, ikincil piyasaların oluşturulmasının
konut kredilerini tabana yayacağını ve konut kredisi kullanan hane halkı
sayısının artmasına sebep olacağını, Amerika'da Freddie Mac ve Fannie Mae
örneklerinin krize sebep olmasının, bu sistemin Türkiye'de kurulmasına engel
olmaması gerektiğinin altını çizdi.
''Konut kredileri tehlike oluşturmuyor,
konut balonu gerçek değil''
Gökkaya, konut
kredilerinin 2010 yılını 60,4 milyar lira seviyesinde kapattığını, 2011 Nisan
sonu itibariyle 67 milyar liraya ulaştığını, bu seviyeleriyle Türkiye GSYH için
yüzde 5,5 paya sahip olan konut kredilerinin, GSYH içindeki bu düşük oranı ile
tehlike oluşturmadığını ifade etti. Işık Gökkaya, ''Takipteki kredilerin
oranı ise yüzde 1,4 ile yine düşüktür. Avrupa'daki gelişmekte olan ülkelerde
konut kredilerinin GSYH'ya oranı yüzde 15'tir. Türkiye'de de bu oran yüzde 15
seviyelerine çıksa bile problem oluşturmayacaktır'' dedi. Her ay hazırlanan
''Yeni Konut Fiyat Endeksi'' sonuçlarının sektörde ifade edilen konut balonunun
gerçek olmadığını ortaya koyduğunu ifade eden Gökkaya, konut fiyatlarında artış
meydana geldiğini fakat endeksin Mart ayı sonuçlarına göre konut fiyatlarındaki
artışın geçen senenin aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 6,17
seviyelerinde olduğunu belirtti.
Akgiray: Bazı
firmalarımız kendi kendilerine finansman modelleri üretiyor; buna izin
verilmemeli
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, artık
rakamların büyüdüğünü, 'satarım, yaparım, satarım yaparım' mantığının
geçerliliğini kaybettiğini söyledi. Vedat Akgiray, şunları
kaydetti:
''Bir de maalesef bazen izliyoruz,
bize de intikal ediyor şu veya bu şekilde, bazı firmalarımız, küçük azınlık
tabii, düzgün yollarla finansman kaynakları bulamadıkları için veya
ulaşamadıkları için kendi kendilerine finansman modelleri üretmeye başlıyorlar.
Hafiften, bankacılık, aracı kurumluk yapmaya başlar gibi... Bu riskli iş, işte
buna izin vermemek gerekiyor. Fakat belki de o firmalar veya kişiler konuyu iyi
bilmedikleri için mecburen kendi kendilerine bulabildiği çözüm o. Biz SPK olarak
sizlerden gelen her türlü yenilikçi, piyasayı büyütücü isteğe cevap vermeye
hazırız.''
Konuşmasının ardından basın
mensuplarının sorularını da yanıtlayan Akgiray, ''Kötü bir vaka yok şu anda.
Olmasın diye şu anda ikaz ihtiyacı duydum. Birisi izinsiz para toplama, halka
arz gibi bir şey yaparsa tabii bu suçtur. Böyle bir şey var demiyorum, ama
olmasın. Yasal yoldan, doğru yoldan finans piyasalarına ulaşmayı bilmiyorsa o
firma, finansman lazım, hayaller, kafada bir şeyler kurulabilir, yanlış olmasın.
Çünkü artık rakamlar büyüdü. En ufak bir siteye bakıyorsunuz birkaç yüz tane
daire... 'batsın, çıksın, olsun' diyemeyiz'' şeklinde konuştu. Akgiray, ''Yakın takip ediyorsunuz herhalde?''
sorusunu ise ''Ediyoruz tabii'' şeklinde yanıtladı.