Gayrimenkul Sektörü 2009’un Son Çeyreğinde Gülecek
RE/MAX MEGA, İstanbul’da gayrimenkul
alanındaki gelişmelere yönelik kapsamlı bir analiz gerçekleştirdi. 2008 yılı ile
2009 yılındaki gelişmelerin ele alındığı ve günümüz koşullarının incelenerek
geleceğe yönelik bir projeksiyonun da oluşturulduğu analiz, gayrimenkul
sektörünün krizden çıkış dönemine ilişkin bilgiler de içeriyor.
RE/MAX MEGA tarafından gerçekleştirilen analiz, 2008 yılının son çeyreğinde
yüzde 20’ye varan oranda düşen gayrimenkul satışlarının, içinde bulunduğumuz
yılın ilk 3 ayı içerisinde hafif bir düzelme trendi içerisine girdiğini,
Nisan-Haziran arasında ise düzelmenin daha da iyileştiğini ortaya koyuyor. 2009
yılının ilk çeyreğindeki konut satışları 2008 yılının aynı dönemi ile
kıyaslandığında yüzde 20 civarında bir düşüş görülmesine rağmen, 2008 yılının
son çeyreğine göre yüzde 4 seviyesinde bir artış kaydedilmiş bulunuyor. Bu durum
düzelmenin ilk sinyalleri olarak dikkat çekiyor.
RE/MAX MEGA’nın Kurucusu Broker Suat Şahin, söz konusu
veriler ve bugünkü koşullar dikkate alındığında gayrimenkul sektörünün bu yılın
son çeyreğinde krizi geride bırakacağını belirtiyor: “Gayrimenkul sektörü iyi
sinyaller veriyor. Yılbaşından bu yana ortaya çıkan bir düzelme trendi söz
konusu. 2009 yılının Mart ayı başında uygulamaya konulan vergi indirim ve
düzenlemeler sektöre tam anlamıyla nefes aldırdı. Düzelme bundan sonra da devam
etti. Bugünkü koşullar, bu trendin kesintisiz süreceğini ortaya koyuyor. 2009
yılının son çeyreği, gayrimenkul sektöründe işlerin iyice yolun girmeye
başladığı bir dönem olacak. 2010 yılı da iyi geçecek. 2011 ise, 2004-2006 dönemi
kadar olmasa bile, çok parlak bir yıl olacak sektör adına.”
Suat Şahin, konut alımı yapacakları da bir an önce harekete geçmeleri
konusunda uyarıyor: “Oturmak ya da yatırım amaçlı ev satın almak isteyenler
bugün itibariyle hızlı hareket etmezlerse, kısa bir süre sonra daha yüksek
fiyatlarla karşı karşıya kalacaklar. Bu noktada şunu da hatırlatmak isterim:
Fiyatlar düşerken daha az etkilenen gayrimenkuller, fiyatlar yükselirken de bu
çıkıştan daha fazla pay alırlar. Öte yandan inşaat firmaları da yeni
başlayacakları projeleri için hazırlıklarını tamamlamalılar ki, işler
hızlandığında bundan istifade edebilsinler.”
En avantajlı bölge Kartal, Pendik, Tuzla aksı ve çevresi
RE/MAX MEGA’nın Kurucusu Broker Suat Şahin Suat Şahin, gelecekte İstanbul’da
hangi lokasyonlarda ev sahibi olmanın avantajlı olacağı konusunda ise şunları
dile getiriyor: “Krizin derinleştiği dönemde merkezi iş alanları dediğimiz
Maslak - Levent hattı gibi bölgelerde fiyatlar yüzde10-15 civarında düşerken,
merkezden uzaklaştıkça, konut fiyatlarındaki düşüşlerin yüzde 40’lara vardığını
gördük. Bu, hangi semtlerde ev almanın daha avantajlı olduğunu belli eden bir
göstergedir. Merkezi iş alanlarına yakın olan, metro gibi toplu ulaşım
imkanlarının bir arada ve yakın olduğu, şehir yaşamından kopuk olmayan ana
akslara yakın merkezi lokasyonlardaki projeler gelecekte daha başarılı olacak ve
buralarda ev sahibi olmak daha avantajlı olacak. Bu doğrultuda en avantajlı
bölgeler ise Silivri, Kartal, Pendik, Kurtköy, Bayramoğlu, Gebze olarak öne
çıkıyor.”
Suat Şahin sözlerine şöyle devam ediyor: “Yatırımcıların özellikle bütün
ulaşım noktalarına sahip çevresel olarak önemli altyapı çalışmalarının bulunduğu
makro yatırımlarla iç içe olan, sürekli gelişme gösteren ve gelecek vaat eden
lokasyonlara yönelmelerini tavsiye ediyoruz. Ana hatlara yakınlığı, hafif raylı
taşıma sisteminden faydalanması metro bağlantılarının bulunması, deniz ulaşımına
sahip olması, hava ulaşımına çok yakın olması pek çok dev AVM’ye sahip olması,
çok sayıda otel inşaatı, yat limanı ve çok büyük bir kentsel dönüşüm alanına
sahip oluşu ile Kartal – Pendik – Tuzla aksı ve yakın çevresi, orta ve uzun
vadede çok kazandıracak lokasyonlara en iyi örneği oluşturuyor.”
Silivri, Kartal, Pendik, Kurtköy, Bayramoğlu, Gebze bölgelerinin gelecekte en
avantajlı yerler olarak ön plana çıkacağını belirten Suat Şahin, özellikle
Kartal’da Zaha Hadid’in projelendirdiği kentsel dönüşüm planları çerçevesinde
yer alan bölgeye dikkat çekiyor: “Bu bölge, önemli bir yatırım alanı olarak
gündüz 3,5 ila 4 milyonluk bir nüfusu barındıracak yeni bir aks oluşturacaktır.
Deniz ulaşım imkanları, uluslararası yat limanları, AVM’leri ve 5 yıldızlı
otelleriyle Pendik oldukça öne çıkacak. Kurtköy bölgesi ise Sabiha Gökçen
Havalimanı’na uzanacak metro hattı ile ulaşım ağını güçlendirecek, nezih villa
siteleri, F1 pisti ve dokusu bozulmamış çevresiyle yepyeni bir cazibe merkezi
haline gelecek.”
Konutun bedelini belirleyen en önemli kriterlerden biri, lokasyon konusu.
Markalı konut projelerinin merkezi iş alanlarına kabul edilebilir uzaklıkta
olanları, sahip oldukları donatı alanları ve sosyal olanaklarıyla lokasyon
sorunun ortadan kaldırabiliyor ve yüksek bedellere alıcı bulabiliyor. Ancak
merkezi iş alanlarından uzaklaşılmasıyla birlikte, bu gibi konut projeleri yine
de genç nüfustan pek rağbet görmüyor.
Suat Şahin, aslında işten çıktıktan sonra eve ulaşmak için şehir
karmaşasından çıkıp, yol boyunca üzerindeki günlük iş stresini ve negatif
elektriği boşaltmanın insanlar için sağlıklı olduğunu hatırlatıyor: “Bu durum
tabii ki trafik stresi yaşamamak kaydıyla geçerli. Ancak buna karşın,
metropollerin çevrelerinde uydu yerleşimlerinin ilk oluşmaya başladığı
dönemlerde buralardan ev alıp şehir karmaşasından kopup sakin bir hayat yaşamak
isteyen insanların bir kısmı buralarda yapamayıp, müstakil evlerini ya da
villalarını satıp yeniden şehrin kalbinin attığı noktalara geri döndüler. Bu
gibi bölgelerde kalanlar ise orta yaş üzeri nüfus ve geniş aileler
oldu.”