Garipçe Köyünün Gecekondu Yalıları!



Milliyet'in haberine göre, 3. Boğaz Köprüsü’nün ayaklarından birinin yer alacağı Garipçe Köyü lebiderya gecekondulara ev sahipliği yapıyor. Birkaç kilometre uzakta yer alan Sarıyer’deki yalıların konumuna taş çıkartacak cinsten gecekonduların sahipleri, imar izni hayali kuruyor. Milyon dolarlık gecekondularda yaşayanlar, sit alanı olan bölgedeki evlerine yıllardır çivi dahi çıkamadıklarından şikayetçi.

Yavuz Sultan Selim ismi verilen 3. köprünün Avrupa ayağı Garipçe’de, yeşilin ve mavinin birbirine karıştığı koyda irili ufaklı gecekondular diziliyor. Sarıyer’e bağlı Garipçe Köyü, Boğaz’ın Karadeniz’e açıldığı noktada küçük bir koyda kurulu. Yaklaşık 100 haneli bu köyün sakinleri balıkçılık yaparak geçiniyor. Köy sakinlerinin büyük çoğunluğunu da Karadeniz’den göç eden balıkçılar oluşturuyor. Harika bir Boğaz manzarasına sahip köyde, köprü inşaatının başlamasıyla birlikte emlak fiyatları tavan yapmış durumda. Köydeki yapılar kaçak yapılaşmanın örnekleri. Köyün kurulduğu koyun hemen üzerinde dizilen gecekonduların konumları, yalnızca 15 dakika uzaklıktaki Sarıyer’de fiyatları 2 milyon dolarla 150 milyon dolar arasında değişen lüks evlerle boy ölçüşebilecek cinsten. Yıllardır köyde tapu ve imar sorunlarının olduğunu söyleyen köylüler, köprüyle beraber gelecek imar izninin hayalini kuruyor.

‘Çivi çakamıyoruz’

Yamaca dizilmiş milyonluk gecekondulardan birinde oturan Kılıç ailesi, yıllar önce yaptıkları evleriyle ilgili tapu ve imar izni sorunları yaşadıklarını anlatıyor. Eşsiz Boğaz manzarasına bakan evlerine çivi bile çakamadıklarını anlatan aile, “Boğaziçi İmar Müdürlüğü müsaade etmiyor. Şu anda bir çerçeve dahi değiştirilemiyor. Değiştirildiğinde müdürlükten gelip ceza kesiyorlar ya da yapılan yapıyı yıkıyorlar. İnsanlar milyon değerindeki mülkleri üzerinde en ufak bir şey yapamıyor” diyor.

3. köprü güzergahının köylerinden geçecek olmasına tepki gösteren köy sakinleri de var. Balıkçılık yapan Mustafa Reis, yıllar sonra el değmemiş köylerinin lüks villa ve yalılarla dolacağını düşünüyor. Çocukluğunun geçtiği, senelerdir oturdukları evlere tek bir çivi çakılmasına müsaade edilmezken köprüyle bu bölgenin imara açılacağını söyleyen Mustafa Reis, “Burası da yapılaşmadan nasibini alacak. Ne balıkçılık kalacak, ne de köylü” diyor.

Deniz üstünde balkon

Köyün belki de en güzel manzaralı gecekondusunda Hendem ailesi yaşıyor. Balkonu adeta denizin üzerinde olan 2 katlı yapı, tarihi Garipçe Kalesi’yle bitişik. Evin sahibi Yıldıray Hendem, eşi ve 2 çocuğuyla birlikte yaşadıkları gecekondununun tapusunun olmadığını ancak parselizasyonunun yapıldığını söylüyor. Hendem’in de şikayetleri diğer Garipçelilerle aynı:

“Evi 40-50 yıl önce babam yapmış. Ben burada doğdum. Ev çok eskidi, adeta harabe haline geldi ama onarım yapamıyoruz. Çünkü Boğaziçi İmar Müdürlüğü çivi bile çakmamıza izin vermiyor. Biz de bu belirsizlik ortamından rahatsızız. Çocuklarımız büyüyünce köyü terk etmek zorunda kalıyorlar. Sarıyer’e kiraya gidiyorlar. En azından 1 kat için imar izni verilmeli. Köprü yapımı gündeme gelince bunun için muhtarlık kanalıyla yetkililere müracaat ettik. Başbakanlığa da yazı gönderdik. Ancak herhangi bir gelişme yok. Benim oturduğum bu evin değeri belki milyon dolarlarla ölçülür ama çivi bile çakamıyorum.”

Tarihi kalesi var

Garipçe’nin bu el değmemiş hali aslında buranın sit alanı olmasından kaynaklanıyor. Köy sakinlerinden Rıza Tuncay, tüm köyün bu durumdan şikayetçi olduğunu belirterek Garipçe’nin imar sorunu yüzünden evlenen gençlerin dahi köyde oturamadığını çünkü oturabilecekleri bir evin olmadığını ve yeni bir ev yapılmasına izin verilmediğini söylüyor.

Köy aynı zamanda Garipçe Kalesi gibi tarihi eserleri de barındırıyor. Osmanlı Padişahı III. Mustafa tarafından, Macar asıllı Fransız mimar Baron François de Tott’a yaptırılan Garipçe Kalesi şu an harabe bir görüntüye sahip olsa muhteşem bir boğaz manzarasına sahip. Garipçe Burnu’ndaki Garipçe Kalesi’nin Anadolu Yakası Poyrazköy Burnu’nda da bir ikizi de bulunuyor.