Yapı-Endüstri
Merkezi, ulaşım, tasarım, gelecek, finans, network ve enerji alanlarında
üretilen çözümlerin tartışılacağı etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam
ediyor. ‘EKODÜNYA YAKLAŞIRKEN - Green Drinks Buluşmaları’nın
üçüncüsü, bu akşam (28 Aralık 2010 Salı) Yapı-Endüstri
Merkezi’nde ‘Yeşil Gelecek’ temasıyla
gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Yapı-Endüstri
Merkezi Genel Müdürü Barış Onay, ‘Ekodünya Yaklaşırken - Green Drinks
Buluşmaları’nın giderek daha ‘casual’ toplantılar haline geldiğini belirterek,
ikinci toplantıda değişen mekan düzeninden sonra, bu üçüncü toplantıda
gerçekleştirilen ‘The Eva Band’ eşliğindeki yılbaşı partisine dikkat çekti.
‘EKODÜNYA
YAKLAŞIRKEN – Green Drinks Buluşmaları: Yeşil Gelecek’in konuşmacısı, gelecekçi,
sürdürülebilir iş modelleri tasarlayan ve uygulayan Ufuk Tarhan bu etkinlik
kapsamındaki rasyonel değişikliğin kendisine denk gelmesinden duyduğu
memnuniyeti dile getirerek sözlerine başladı.
İşinin gücünün
‘gelecek’le olduğunu aktaran Tarhan, “Size gelecekten mümkün olduğunca iyi
haberler getirmeye çalıştım” dedi. Sunumuna dünyanın ilk sanal divasını
dinleyicilere tanıtarak başlayan Tarhan, sanal diva dışında başta orkestra,
seyirciler olmak üzere her şeyin sahici olduğunu belirtti. Sanal divanın
binlerce kişi tarafından izlendiğini, biletlerinin aylar öncesinden tükendiğini
anlatan Tarhan, “Dünya bu kadar sanallaşmaya doğru gidiyor, öncelikle bunu
söyleyebilirim” dedi.
Fütürizm akımını hem sosyal sorumluluk projesi hem
de işi kapsamında ele aldığını aktaran Türkiye’nin ilk ve tek fütürist kadın
konuşmacısı fütürist bakış açısına sahip kişileri arttırmaya çalıştığını ifade
etti.
Herkesin öncelikle başarılı olmak istediğini, bir şeyleri daha iyi
bir hale getirme çabasında bulunduğuna dikkat çeken Tarhan, “Fütürizm bir
kehanetler silsilesi değildir. Geleceğin daha net algılanmasını sağlayacak
bilgilerin paylaşıldığı platformdur” yorumunu yaptı.
Şimdiye
kadar olan başarı tanımımıza değinen Tarhan, genel yargının “geleceği ne kadar
iyi okursak, iyi tahmin edersek o kadar başarılı oluruz” şeklinde olduğunu,
bunun da insanları “gelecek oluşmuş bir şeydir, biz de onu tahmin edebiliriz”
sonucuna varmalarına neden olduğunu dile getirdi. Bu süreçte insanın edilgen
olduğuna vurgu yapan Tarhan, Fütürizmin bu bakış açısına karşı çıktığını,
“gelecek oluşmuş bir şey değildir, biz onu tasarlar ve oluştururuz” şeklinde
genel bir fikre sahip olduğunu anlattı. Bu bağlamda Fütürizm’in kehanetlerden
oluşmadığının altını çizen Tarhan, daha uzun vadeli planlar yapmaya insanları
yönlendirdiğini aktardı.
Geleceğe inanmak için geçmişin hızını
değerlendirmenin gerekli olduğunu belirten Tarhan, bilgisayar, internet ve GSM
sürecine geçişin 25-30 senelik bir zaman dilimine ait olduğunu, insanlık tarihi
içindeki büyük değişimlerin her bir yenisinin bir öncekine oranla daha hızlı
yaşandığını söyledi.
Nanoteknoloji ve genetiği keşfetmiş ve bununla
ilgili yaratıcılığa kavuşmuş durumda olduğumuzu ifade eden Tarhan, “Bir takım
şeyleri geliştirirken sonunda gelip takıldığımız nokta; plazaların içinde,
bilgisayarların önünde robotlaşmış insanlara dönüşmemiz oldu. Bir taraftan
dünyayı bir taraftan kendimizi tükettik. Bunun üzerine düşünüp artık bu şekilde
yaşayamayacağımıza karar verdik ve yeni bir şeyler geliştirdik, robotları”
dedi.
Tarhan
sözlerine şöyle devam etti:
“Kurguladığımız sistemlerde yaşayabilmemiz
için para kazanmaya, para kazanabilmek için işe ihtiyacımız var. İş ise kurumsal
çalışma ortamlarını beraberinde getiriyor. Bu durumdan ise bunalıyoruz, paramız
yetmiyor, yaşam koşullarından memnun değiliz. Bu durumu kolaylaştırmak için
robotları üretmeye, kullanmaya başladığımızda ise işimizi kaybetmekten
korkuyoruz. Korkmayalım çünkü Fütürizm bu bulanıklaşmış gelecekte yardımcı
olacak bir araç olarak karşımıza çıkıyor”.
Fütürist’in aslında olumlu
gelecek tasarımcısı olduğunu belirten Tarhan, hayatımızı daha mutlu
yaşayabilmemizi sağlayacak olan teknolojiyi kullanmamız gerektiğini söyledi.
Artık sanal bir çağda olduğumuzu aktaran Tarhan, akıllı sistemler ve robotlarla
iç içe yaşayacağımız bir dönemde olduğumuza vurgu yaptı.
Türkiye’nin
Ar-Ge’sinin oluşmuş, tasarlanmış bir şeyleri çok hızlı uyarlamak üzerine kurulu
olduğunu söyleyen Tarhan, “Türkiye sanal dünyanın çok önemli bir aktörü
olabilir. Rüzgar bu anlamda Türkiye’nin arkasından esiyor. Bu rüzgar toplumların
işini kolaylaştırabilir ya da toplumları savurabilir” diyerek olumlu gelecek
tasarımı konusunu bu bağlamda değerlendirdi. Ciddi anlamda tasarlanıldığı
takdirde, rasyonel bir bakış açısı ile başarılı olunacağını aktaran Tarhan,
paradigma gelişimlerinin iyi takip edilmesinin gerekli olduğunun altını çizdi.
Bunu yaparken teknoloji ile ilgili ezberlerden kurtulmanın bir gereklilik
olduğunu hatırlatan Tarhan, insanlarla daha yakın ilişki kurmak için
teknolojinin kullanılması gerektiğini anlattı.
Bir takım şeylerin
değiştiğini ama temel hedeflerimizin değişmediğini ve teknolojinin temel
hedeflerimizi engelleyecek bir şey olmadığını vurgulayan Tarhan, “önemli olan
teknolojiyle ne yapmak istediğimizi bilmemiz” dedi.
Yeni sene için
hazırlamış olduğu ‘yapacaklar listesi’ni de dinleyicilerle paylaşan Tarhan,
“Öncelikle kendimizi, markamızı sevdirebilmemiz önemli, bu anlamda da sosyal
ağları kullanmalıyız. İkinci olarak hakkımızda konuşturmak ve son olarak da iyi
bir takım oyunu kurmak bizi başarılı bir geleceğe yönlendirecektir”
dedi.
Olumlu gelecek tasarımını ve Fütürizmi önererek
konuşmasını tamamlayan Ufuk Tarhan’dan sonra etkinlik, The Eva Band
eşliğindeki yılbaşı partisi ile noktalandı.