İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, daralan Türkiye ekonomisi, imar barışı, inşaat sektörü ve Müteahhitlik Hizmet Yasası ile ilgili sert konuştu. Emlak Kulisi'nde yer alan habere göre İMKON Genel Başkanı Tellioğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
“Yaklaşık 100 gündür devam eden ekonomi seyri ve Hükümetin aldığı kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlerle birlikte yasal düzenlemeleri dikkatle izliyor ve yakinen takip ediyoruz.
Müteahhitlik sektörü olarak zor günler geçirdiğimiz bu dönemlerde devlet desteği olmadan; aşırı fiyat artışlarından dolayı yani hakkımız olan fiyat farkı verilmeden bu süreci atlatmamız mümkün değildir.
Üyelerimizin yıllarca biriktirdiği emekleri heba edilmemeli, zor günlerde Türkiye ekonomisine adeta kaldıraç görevi yapan inşaat sektörü yalnız bırakılmamalıdır.
İnşaat sektörünün kaderine terk edilmesi, binlerce müteahhitle birlikte yüz binlerce alt taşeron ve malzeme tedarikçilerini de mağdur edecek ve ekonomimize onarılamaz tahribatlar oluşturacaktır.
Öte yandan bakıldığında; konut kredi faizleri oldukça yüksektir. Piyasanın açılması ve vatandaşın konuta erişimi açısından kredi faizleri kesinlikle düşürülmelidir.
Yüz binlerce müteahhidin mağduriyeti, birkaç statükocu müteahhidin haksız rekabetle fahiş karla aldığı ihalelerle değerlendirilmemelidir.
Müteahhitlik sektörünün haklı fiyat farkı taleplerine karşı zararlarının daha önce kazandıklarına sayılsın anlayışının zararı yine ülkemiz ekonomisinin üzerine büyük yük getirecektir.
Cumhurbaşkanımızın ısrarla, defaten aciliyeti olmayan başlanmamış işlerin cezasız bir şekilde tasfiyesinin yapılması gerektiğini söylemesine rağmen, kamu kuruluşları sanki bu sözleri hiç duymamış, Sayın Cumhurbaşkanımız da bunları sadece laf olsun diye söylemiş gibi meslektaşlarımızın birçok kurumda teminatları yakılarak, ihale yasağı getirilerek bu süreç uygulanmaktadır.
Bu hakkaniyete aykırıdır ve kabul edilebilir bir şey değildir, maalesef ekseriyette mevcut durum da budur.
Sektör olarak talebimiz, acil olarak fiyat farkının verilmesi ve tasfiye kararnamesinin çıkartılmasıdır.
Bu meyanda tüm Türkiye’de inşaat sektörünü kucaklayan kurumsal yapımızla da sektörün ihtiyaç duyduğu çözüm önerilerini ve artık sektörde elzem hale gelen yasal düzenlemelere ait görüşlerimizi ilgili Bakanlıklarla paylaştık.
Ancak ne yazıktır ki; Türkiye’de yaşadığımız sorunlar ve bu sorunlara karşı yetkililerin aldığı tedbirlerin, günü kurtarmaya veya belli kesimleri korumaya yönelik olduğunu maalesef üzülerek müşaade ediyoruz.
Anadolu’daki müteahhitlerimiz yüksek girdi maliyetleri ve finansman sorunlarına mülkiyetlerini ipotek verme adına çözüm ararlarken, bazı sermaye odaklarına müteahhitlik sınıfında değerlendirilerek sıfır maliyetli kaynak aktarılması ve onların talepleri doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılması son derece üzücüdür.
Biz sektörün çatı kuruluşu olarak; yıllardır sektörün sağlıklı yapıya kavuşması gerekliliğini söylüyoruz. Ekonomik sistem her darboğaza girdiğinde başladığımız yere tekrar dönmek istemiyoruz.
Sektörün mesleki yasayla güçlendirilerek, kendisini temsil etme, ifade etme, sorunlarını çözme kapasitesine eriştirici niteliğe kavuşturulması, Türkiye ekonomisinde sarsılmaz bir sektör olmasını ve sektöre güven duyulmasını istiyoruz.
Bu doğrultuda taslağını hazırladığımız ve Hükümete ilettiğimiz “Müteahhitlik Hizmet Yasası ve Odalaşma” maalesef Hükümette karşılık bulmamıştır. Bu manada Hükümetin attığı sözde çözümsel adımlar, çözümden çok belirsizlik odaklıdır.
Kentsel Dönüşüm, İmar Barışı, İmar Yasası ve ilgili yönetmelikler maalesef uygulama karmaşası ile karşı karşıyadır. Bu manada çıkartılan çözüm odaklı yasal düzenlemelerin önemli bir kısmı maalesef çıkar odaklı yürütülmektedir.
Özellikle İmar Barışı ile ilgili yapılan yasal düzenlemeler sorunlara çözüm getirmemiş, menfaat odaklarını daha da güçlendirmiştir.
İnşaat sektörü tüm Türkiye’ye yayılmış, katma değer ve istihdam yaratan bir sektördür. Sektörü sadece dar bir statükodan dinleyen ve değerlendiren bir zihniyet meselelere elbette dar çerçeveden bakacaktır.
Nihayetinde bugün gelinen noktada sektörde devam eden çöküş bu zihniyetin eseridir.
Kentsel dönüşüm, imar yasası ve imar barışı gibi Türkiye için hayati önem taşıyan konular sektörel paydaşların görüşü ve onayı alınmadan “ben yaptım oldu” mantığı ile çözülemez ve çözülememiştir.
Biz sektörel çatı kuruluşu olarak; bir kez daha ilgililere, yetkililere ve kamuoyuna sesleniyoruz.
Türkiye yapı stoku, sağlıklı yapılar ve gelişmiş şehirler ve Türkiye’nin imarı ve kalkınma için bize kulak verin!
Biz Türkiye’nin en ücra köşesinden ekonomiye, istihdama can veren, yön veren sektörüz.
Günlük yasa çıkarmak ve uygulamak ülke ve sektör olarak bizim sorunlarımızı dün çözemediği gibi bugün de çözmez ve sorunlarımızı çoğaltır!
Çözüm yolu, bizzati ağaçtan düşenle birlikte çözüm arayışı içinde olmak ve sektörün ihtiyaç duyduğu yapısal reformlarına birlikte karar vererek uygulamaktır.”