Fitch Türkiye'yi 'Durağan'da Bıraktı



Fitch'in resmi internet sitesinde yayımlanan açıklamada, Merkez Bankası'nın 28 Ocak'ta faiz artırma kararı almasına ilişkin olarak, "TCMB, Fitch'in Türkiye’de otoritelerin ekonomik stabiliteyi etkileyebilecek şoklara karşı yerel politika düzenlemelerini ayarlamaya hazır olduğu görüşünü teyit etti” değerlendirmesinde bulunuldu. Fitch'in konuya ilşkin raporunda, "Türkiye’nin makroekonomik politika yönetimi de zaman içerisinde gelişerek 2001 ve 2009 yıllarındaki gibi sert bir ekonomik düşüş riskini başka yöne çevirdi. Buna rağmen, ekonomi halen yüksek oranda oynaklık gösteriyor. Fitch, makro ekonomik politikanın uyumu, öngörülebilirliğin bazı gelişmekte olan ekonomilerden daha zayıf olduğu değerlendirmesine sahiptir" ifadelerini kullandı.

Büyüme beklentisini revize etti

Raporda, ekonomide yeniden dengelenmenin daha yavaş bir büyüme oluşturması beklendiği belirtilerek, Fitch’in 2014 yılı için büyüme öngörüsünü yüzde 3,2’den yüzde 2,5’a, 2015 yılı için ise yüzde 3,8’den yüzde 3,2’ye çektiği ifade edildi.

Türkiye’nin güçlü yanlarının vurgulandığı raporda, "Türkiye, EMEA Bölgesi ve 'BBB' kategorisindeki ülkeler içinde birçok anahtar ölçütlere göre üstünlüğünden dolayı göze çarpıyor. Cari açık dengelenmesinin hız kazanarak, cari açığın GSYH’ya oranla 2014 yılında yüzde 6, 2015 yılındaysa yüzde 5 olmasını bekliyoruz. Buna rağmen, büyük oranda dış finansmana olan ihtiyacı ve zayıf uluslararası likidite pozisyonu nedeniyle sermaye girişinde keskin bir dönüş yaşanmasının Türkiye ekonomisi ve finansal istikrara olumsuz etki oluşturabileceğini düşünüyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Raporda, şunlar kaydedildi:

"Ödemeler dengesine bakıldığında 12 aylık portföy akımları geçen yılın mayıs ayında kaydedilen 49 milyar dolardan haziran ayında 20 milyar doların altında bir seviyeye geriledi. Buna rağmen Fitch, Türkiye’nin sermaye akımında ani duruş ile karşılaşacağına inanmamaktadır. Türkiye’nin dış şoklara olan direnci azımsanmamalıdır. Türkiye Lehman ve Avro krizinden başarılı bir şekilde sermaye akımında herhangi bir ani duruş yaşamadan yönünü bulmuştur.”

Türkiye’nin bankacılık sektörünün de gücü vurgulanırken, "Türkiye’nin reytingi bankacılık sisteminin yatırım yapılabilir notu ile de desteklenmektedir. Bankacılık sistemi iyi sermayelendirilmiş, karlı olmakla birlikte sorunlu kredi oranı yüzde 3’ün altındadır" ifadeleri kullanıldı.

"Politik risk, ana belirsizlik olmayı sürdürüyor"

Türkiye’ye ilişkin değerlendirmesinde politik risklere de yer veren Fitch, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye’de politik risk, ana belirsizlik olmayı sürdürüyor. Mayıs 2013’te Gezi Parkı protestolarını takiben AK Parti yönetimine yönelik bir dizi suçlamanın gelmesi, yönetim hakkında endişeleri artırmıştır. Buna rağmen Başbakan Erdoğan beklentilere karşı koyarak, 30 Mart seçimlerinde oyların yüzde 45’ini alarak Cumhurbaşkanlığı için umudu artırmıştır. Fitch, politik gürültünün ağustos ayındaki seçime ve 2015’teki genel seçime doğru ilerlerken, Türkiye’nin devam eden bir özelliği olarak kalacağını beklemektedir."

Fitch'in raporunda, gelecek dönemde sermaye girişlerinde ani duruşların olması ve bu durumun finansal ve ekonomik istikrarı etkileyecek boyutta olması halinde, politik oynaklığın ve makroekonomik öngörülemezliğin artması, kredilerin hızlı artışı ve cari açığın yükselmesi, dış borcun orta vadede artmasının not üzerinde negatif etki oluşturabileceği ifade edildi.

Öte yandan, cari açığın azaltılması, uzun vadeli enstrümanlar aracılığıyla net sermaye girişinin dengelenmesi, uluslararası rezervlerin artması, daha düşük ve dengeli bir enflasyonun kaydedilmesi, iç tasarrufların artırılması ve doğrudan dış yatırımın artırılması yönünde yapısal reformların gerçekleştirilmesinin ise ilerleyen dönemde not artışını destekleyebilecek pozitif gelişmeler olacağı vurgulandı.

Türkiye'nin kredi değerlendirme geçmişi

Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notu 5 Kasım 2012 tarihinde BB+'dan BBB-'ye yükselten Fitch, Türkiye'nin kredi notunu korurken, kredi not görünümünü de "durağan"da bıraktı.

Fitch'in 5 Kasım 2012 ve Moody's'in 16 Mayıs 2013 tarihlerinde Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesiyle Türkiye, 21 yıl aradan sonra ilk defa iki kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir ülke notunu almıştı.

Standard & Poor's (S&P), 7 Şubat 2014 tarihinde Türkiye'nin kredi notu görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirirken, kredi notunu ise "BB+" olarak korumuştu. S&P, 27 Mart 2013 tarihinde Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu BB'den, BB+'ya yükseltmiş ve not görünümünü durağan olarak korumuştu.

Moody's, 16 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para cinsinden "Ba1" ile "yatırım yapılabilir" seviyenin bir basamak altında olan kredi notunu bir basamak artırarak "yatırım yapılabilir" seviye olan "Baa3"e yükseltmişti.

Uluslararası Japon kredi derecelendirme kuruluşu Japan Credit Rating Agency (JCR) de 23 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye'nin kredi notunu "BB"den, "BBB-"ye, "yatırım yapılabilir" ülke seviyesine yükseltmişti.

Mayıs 2013'te Kanada kaynaklı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Dominion Bond Rating Services'in (DBRS), Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para birimi cinsinden kredi notunu BBB- "yatırım" seviyesi (investmentgrade) olarak belirlemişti.

Öte yandan Moody's de 11 Nisan Cuma günü Türkiye'nin kredi notunu değerlendirmek üzere toplantı düzenleyecek.