Finanskent'in Eli Kulağında



İstanbul Ataşehir'de hayata geçirilmesi planlanan Finanskent projesiyle ilgili büyük yarış başladı. Yarış özellikle projenin mimarisinde yoğunlaşıyor. Emlak GYO Genel Müdürü Murat Kurum, proje için halen 5 mimarlık firmasıyla çalıştıklarını söyledi. Kurum, projenin 2 ay içinde tamamlanacağını açıkladı. Son olarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, "İstanbul Finans Merkezi projesi tek elden de çıkabilir. Ayrı kurumlara bıraksak belki biri gökdelen yapacak başka biri farklı bir şey yapacak, tek bir konseptte o mimariyi de toparlayalım. Bu belki bir semt olabilir" şeklindeki açıklamaları dikkatleri yeniden projenin planına çevirdi.

Projeyle ilgili konuşan mimarlar Wall Street'in sosyal alanlara yer verilmediği için geceleri çok boş ve tehlikeli olduğunu hatırlatarak projenin caddeye yakın alt katlarının halka açık sosyal alanlar olmasının önemine dikkat çekerken, Ankara'nın planlara karışmasını ise eleştirdi.

"Tek elden çıkmasına gerek yok"

Konuyla ilgili konuşan Murat Kurum, projenin tamamının tek elden çıkmasına gerek olmadığını belirterek, "Bunu belki imar planıyla da yapabilirsiniz. Belki tek bir kurum yapar. Bunlar daha kararlaştırılmadı" diye konuştu. Bölgeye yapılacak projenin İstanbul'u temsil eden bir siluet yaratması gerektiğini söyleyen Kurum, "Konuyla ilgili olarak şu anda 5 mimari ofisin oluşturduğu konsorsiyumla çalışma yapıyoruz. Tasarıma göre hareket edeceğiz. Bu binaların birbirine benzemesinden ziyade amaç orada bir siluet oluşturmaktır. Hepsi eşit yükseklikte değil de birisi 20 katlı, biri 35 katlı bir siluet olabilir. Binalardan birbirine geçiş olmalı. Binalar birbirinin önünü kapatmamalı. Bunun için çalışmamız var" dedi.

"Sosyal alanlara yer verilmeli"

Emre Arolat Architects'in sahibi Emre Arolat, bu projenin tek elden çıkması veya parça parça farklı gruplar tarafından yapılmasının çok önemli olmadığını belirterek, önemli olanın projenin kentsel mastır planı çevresinde yapılması olduğunu kaydetti. Bu tür bir merkezin ilk defa Ataşehir'de yapılmadığını aktaran Arolat, "Bunun çok örnekleri yapıldı. Wall Street de bunlardan biri. Bunlardan ders alınmalı. Çünkü bu tür merkezlerinin önemli problemlerinden biri sokaklarında insanların dolaşamadığı, her bir yapının bulunduğu parselin, içine zor girilen bir adaya dönüşmesidir" dedi.

Plandaki yoğunluk azaltılmalı

İstanbul Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu ise Devlet Bakanı Ali Babacan'ın yaklaşımını eleştirdi. Babacan'ın açıklamalarını "AB sürecinden sorumlu bir bakanın şehircilik bilimiyle bağdaşmıyor" şeklinde değerlendiren Muhçu, "Daha önce Hükümet Ataşehir'in finans merkezi olması yönünde bir girişimde bulundu. Plana göre Ataşehir'de yüksek yoğunluklu ve çok katlı yapılardan oluşan bir finans merkezi öngörülüyor. Bu bağlamda Ankara'daki Merkez Bankası‘nın buraya taşınması söz konusu. Ancak planın olumsuzlukları nedeni ile yargı yürütmeyi durdurma kararı verdi. Çünkü Ataşehir ve bölgesinde yükseklik eşikleri ve yoğunlukları çok fazla. Buna karşın bölgedeki altyapı, yeşil alan, ortak donatı alanları zaten yetersiz iken daha da yetersiz hale gelecekti. Bu nedenle mahkeme yürütmeyi durdurdu" dedi.

"Bu plan üzerinde de çok fazla değişiklik yapılmadı bu nedenle tekrar dava açıldı" diyen Muhçu şu yorumda bulundu: "Şu anda plan inceleme aşamasında. Çünkü plan yüksek binalar ve yüksek yoğunluk içeren bir yapılaşma içeriyor. Bölge kentin içinde bir ur gibi planlanmış. Kentle hiçbir bağı olmayan bir yapılanma."

Bölgedeki yapılaşmanın TOKİ‘ye verilmek istendiğini kaydeden Muhçu, "Ancak bu çok tepki çektiği için durduruldu. Kentin planlamasının tek elden yapılması, planlamda karmaşa yaşanmaması açısından esas olması gerekir. Bu kapsamda da planın mutlaka İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanması gerekir. Çevre ve Orman Bakanlığı 1 /100.000'lik planlar ölçeğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yetki vermiştir. Bu kapsamda birtakım çalışmalar yapılıyor. Ataşehir bölgesi de bu planlar çerçevesinde yapılmak durumunda" dedi.

Planlamada kuralın hem planın bütünlüğü hem de demokratik bir sürecin olmasının temel kural olduğunu ifade eden Muhçu, "Ancak TOKİ kentlerin kamu yönetimlerine görüşlerini, yaşayanların duyarlılıklarını dikkate almadan birtakım merkezi kararları kentlere dayatmakta. Planın tamamen analitik raporlarına dayalı olarak oluşması ve böyle bir süreç içinde finans mekanlarının çözülmesi gerekir" diye konuştu.

Yukarıda başka bir dünya var ama aşağıda sinemalar, tiyatrolar olmalı

Emre Arolat, siluetin önemli olduğunu ancak tek başına yeterli bir şey olmadığını kaydederek, "Çünkü sonuçta bir heykel yapmıyoruz. Bir yaşam alanı yapıyoruz. Zaten iyi bir master planı, iyi bir tasarım iyi bir silueti de öngörürür. Ama yapıların zemine yakın olan kısımları daha fazla sosyal alanlara dönüştürülmesi, buralarda birtakım kamusal ihtiyaçların çözülmesi bu yapıları hem yeterli kadar kontrollü hale getirebilir. Örneğin alt katlarda sinemalar tiyatrolar yapılır, ama yukarıda bambaşka bir dünya vardır, o dünyaya bariyerler konur ve bariyerlerden geçmeyenler ulaşmazlar. Ama zemin insanlara halka bırakılır ve halk orayı kullanır. Yapılacak master planının mutlaka bunu öngörmesi lazım" diye konuştu.

Ağaoğlu: Haydarpaşa Limanı, turizm merkezi olup finans merkezine entegre edilmeli

Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, "Mao dönemindeki gibi tek tip bina yapmanın doğru olmadığını" belirtti. Her finans kurumun farklı kimliği ve ihtiyaçları olduğunu anlatan Ağaoğlu, "Tek tip elbise giydirilmiş bina yerine, her kurumun kendi kimliğine yakışır bir proje daha uygun olacak" dedi. Bölgenin finans merkezi olması için sadece binaların yeterli olmadığını kaydeden Ağaoğlu şöyle konuştu:

"Bölge kanunlarla desteklenmeli. Yerli bankaların gelmesi yeterli olmaz. Uluslararası bankaların da gelmesi lazım. Bunun için de günlük ve yıllık projeler yerine vizyoner projeler düşünmek gerekir. Örneğin Haydarpaşa Limanı turizm merkezine dönüştürülüp Ataşehir ile entegre edilebilir. Çünkü trafiğin bu kadar yoğun olduğu bir yere günde 10 binden fazla TIR sokmak cinayetten başka bir şey değil. Limanın oradan kalkıp bölgenin dünya ticaret merkezi, turizm anlamında kullanılması gerekir."

Bu nedenle projede sadece bina yapmanın yetmediğini de ifade eden Ağaoğlu, "Projenin teknolojik alt yapısını da iyi kurmak lazım. 24 saat yaşayan kente entegre bir yer olması gerekir" dedi.