Milliyet Gazetesi'nden Mert İnan'ın haberine göre, İstanbul’un fethinin 562. yılı görkemli bir şekilde kutlanmaya hazırlanırken, Fatih Sultan Mehmet ve Bizans döneminden miras kalan birçok tarihi eser yıllardır ihya edilmeyi bekliyor. Bu yerlerin başında fethin sembollerinden sayılan Rumelihisarı, tarihi yarımadayı çevreleyen surlar ve Kazlıçeşme Hamamı başta geliyor.
Hamam viraneye döndü
İstanbul’da 500 yılı aşkın süredir ayakta kalmayı başaran tarihi eserlerin birçoğu artık yok olmak üzere... İstanbul’da ortaya çıkan bazı görüntüler ise kahramanların kemiklerini sızlatacak türden. İstanbul’un silüetini bozduğu gerekçesiyle büyük tepki toplayan 16/9 kulelerinin hemen yanı başındaki Fatih döneminden kalma Kazlıçeşme Hamamı’nın görüntüsü ise adeta yürekleri sızlatıyor. Neredeyse yok olmaya yüz tutan Fatih’in mirasının duvarında “Dikkat yıkılır” tabelası durumun vehametini anlatmaya yetiyor. Tarihi hamamın hemen bitişiğinde ise 2013 yılında Zeytinburnu Belediyesi tarafından restore ettirilen Fatih Camii yer alıyor. Tarihi eserlerin yanı sıra tarihi şahsiyetler ile bazı şehit mezarlarının durumu da “Böylesi ancak Türkiye’de olur” dedirtecek kadar vahim durumda bulunuyor.
‘Turist nereye gelecek?’
İstanbul tarihi konusunda önemli araştırmalara imza Mimar Sinan Genim, tarihi eserlerin durumunu yorumlarken, “Fatih Camii’nin hemen yanındaki Kazlıçeşme Hamamı’nın kaderine terk edilen bugünkü hali, geçmişin değerlerine verilen önemin bir yansıması gibi” diyor. Genim, sur içinde kalan yapıların yok olmaya yüz tuttuğunu da belirterek, şunları anlatıyor:
“Yaklaşık yirmi yıl önce İstanbul kara surları için kıyamet koparanlar bugün neredeler? Zaman zaman Gündeme gelen yıkılıyor, yok oluyor, kurtaralım, harekete geçelim çağrıları kısa sürede unutuluyor. Gündem çok hızlı değişiyor ve yeni bir konu üzerinde spekülasyon yapılmaya devam ediliyor. İstanbul surlarını unuttuk, ne haldeler, neler oluyor, haberimiz yok. Fatih Belediyesi surların bir bölümünün çevresini düzenledi, gezilip dolaşılabiliyor. Bir de açık havada yapılan nikah törenleri için düzenleme yapılmış. Ancak hemen gerisi kaderine terk edilmiş; burçların bir bölümü can ve mal güvenliğini tehdit edecek derece bakımsız, bazı bölümler yer yer dikenli tellerle girilmesi yasak bölge haline getirilmiş. Kara surlarının yanı sıra deniz surlarının, özellikle Ahırkapı, Cankurtaran ve Kumkapı bölümleri geceleri can emniyeti açısından birer tehlike, önlerinden geçmek bile ürkütücü. İstanbul’a daha çok turist gelsin istiyoruz. Ama nereye gelecek düşünen var mı? Yürüyecek doğru dürüst kaldırımı olmayan, soluklanmak için oturacak yeri bulunmayan bir şehre daha ne kadar turist gelmesini bekliyoruz? Uluslararası UNESCO Toplantısı 2016’da İstanbul’da yapılacak. Hazırlıklar sözde başladı, hemen her şey kağıt üzerinde tamam. Ayasofya-Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii arasına sıkışmış bir turizm rotamız var. Üstelik bu rotanın sokakları da Türk kültürü dışında her kültürü yansıtıyor.”
Ulubatlı’nın sancak diktiği yerde düğün
Ulubatlı Hasan ve arkadaşlarının ilk sancağı diktikleri Topkapı’daki burçların bir bölümünde ise artık düğün ve sünnet şölenleri düzenleniyor. Ulubatlı Hasan’ın şehit düştüğü bu alanda gelin masasının fiyatı 350 liradan, sünnet koltuğu ise 300 liradan pazarlanıyor. Mehterli düğün veya sünnet isteyenlerin ekstra ödemesi gereken ücret ise bin 750 lira.
Fethin 562. yılında ilginç manzaralardan birine de Topkapı burçlarında rastlıyoruz. Ulubatlı Hasan ve arkadaşlarının ilk sancağı diktikleri Millet Caddesi girişindeki Topkapı burçlarının bir bölümü tel örgülerle kapalı halde bulunurken, bir kısmında ise sünnet ve düğün organizasyonları yapılıyor. Topkapı Sosyal Tesisleri bünyesindeki burçların iç kısımları ise depo gibi kullanılıyor. Ulubatlı Hasan ve arkadaşlarının ilk sancağı diktikleri Topkapı’daki burçlar için hazırlanan düğün ve sünnet menüsündeki fiyatlar 38 liradan başlayıp, 52 liraya kadar çıkıyor. Ancak mönü fiyatlarına, davul zurna ekibi, palyaço, semazen, cibinlik, uçan balon, mehteran, ses düzeni gibi ekstralar dahil edilmiyor.
Surlar içler acısı
Bizans döneminden kalma Yedikule surları da diğer tarihi yapılar gibi içler acısı bir durumda bulunuyor. Surların birçoğu yıkılırken, ayakta kalanlar ise yok olma tehdidiyle karşı karşıya.
‘Dikkat yıkılır’
16/9 kulelerinin gölgesindeki tarihi Kazlıçeşme Hamamı’nın duvarlarında “Dikkat yıkılır” tabelası yer alıyor. Viraneyi andıran Fatih dönemi eseri fethin sembollerinden sayılıyor.
‘Kocaman camiler yapmak yerine...’
Sanat tarihi uzmanı Prof. Dr. Semavi Eyice ise İstanbul’da Bizans ve Fatih döneminden kalma eserlerin iyi durumda olmadığını ifade ederek, “Şikayet ettiğimiz veya eleştirdiğimizde ise yetkililer ‘O kadar çok yapı var ki, biz ne yapalım’ diyorlar. Kocaman, devasa camiler yapmak yerine asırlık eserlerimize sahip çıkmalıyız. Bizans döneminden kalma birçok bina içine girilemeyecek kadar kötü durumda” diyor.
Benzin istasyonunda ekmekçibaşı türbesi
İstanbul’un fethi sırasında ekmekçibaşı olarak görev yapan ‘Ekmekçibaşı Hacı Muhiddin Efendi’nin kabristanı Karagümrük Fevzi Paşa Caddesi’nin girişindeki bir benzin istasyonunun adeta içerisinde kalmış durumda.
Kazlıçeşme’ye adını veren Çeşmenin hali
Kazlıçeşme’ye adını veren tarihi Kazlıçeşme’de 16/9 kulelerinin gölgesinde kalmış durumda. Geçtiğimiz dönemde restore ettirilen çeşme ana yolun ortasında bulunurken, musluğu olmadığından suyu akmıyor.
Kavşakta dikilitaş
Fatih Sultan Mehmet’in anısına 1950’li yıllarda Zeytinburnu ve Kasımpaşa semtlerinde yaptırılan iki adet dikilitaş görenlerin yüzünde ironik bir tebessüm yaratıyor.