Fatih Belediyesi’nin ihaleye çıkıp proje onaylandıktan
sonra açıkladığı “Fener Balat Ayvansaray Yenileme Projesi”
çerçevesinde, AB Fonu’yla restore edilen bazı tarihi binalar da
yıkılacak... Projenin iptali için dava açmaya hazırlanan Balatlılar
“Evlerimize Dokunma” kampanyası başlattı.
Fatih
Belediyesi’nin 2007’de GAP İnşaat Şirketi’ne ihale ettiği ve
geçen ay İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından da onaylanan
“Fener Balat Ayvansaray yenileme projesi” çerçevesinde
İstanbul’un 8500 yıllık en eski yerleşim alanlarından olan
Fener-Balat ve Ayvansaray’da aralarında 200
yıllık tarihi evlerin de bulunduğu 900’den fazla bina yıkılacak. Fatih Belediye
Meclisi’nin ardından geçen ocak ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Meclisi’nde de kabul edilen avan projeye göre, UNESCO tarafından “tarih mirası”
olarak kabul edilen ve Fatih Belediyesi’nin 2003-2008 yılları arasında AB
fonuyla restore ettiği bazı tarihi tescilli binalar da yıkılacak binalar
arasında yer alıyor.
Yüzde 58 şirkete
bırakılacak
Tarlabaşı’nda olduğu gibi burada da ihale
şartnamesine göre semt sakinlerinin evlerinin yüzde 58’i GAP İnşaat’ın, yüzde
42’si ise mülk sahibinin kabul edildiği projeye karşı çıkan Balatlılar, bu ay
içinde projenin iptali için dava açmayı planlıyor. Bölgede “Evlerimize Dokunma”
kampanyası başlatan Fener-Balat-Ayvansaray Derneği (FEBAYDER) Başkanı
Hasan Acar, “Tapusu bize ait evlerimiz bizim haberimiz bile
olmadan yenileme alanı kapsamına alındı. Bu bizim barınma ve mülkiyet
haklarımızın ihlalidir. Tarlabaşı ve Sulukule örneğinde olduğu gibi bu semtlerde
yaşayan bizlerin de buralardan bir şekilde çıkarılmamız söz konusu olacak. Bu,
tıpkı Sulukule’deki gibi bir soylulaştırma operasyonudur” dedi. Acar, “Belediye
tarihi binalarda ‘ön cepheyi koruyacağız’ diyor ancak planda binanın altında
otopark gözüküyor. Ön cepheyi koruyarak otopark yapması mümkün değil” diye
konuştu.
644 konut
ile 230 işyeri
Türkiye’nin en büyük yenileme alanı projesi
kapsamında, toplam 59 ada 907 parselin tevhid (birleştirme)
yapılarak yenilenmesi, 644 konut ile aralarında otellerin de
bulunduğu 230 işyeri yapılması planlanıyor. Bakanlar
Kurulu’nca 2006’da kabul edilen 5366 sayılı ‘Yıpranan Tarihi ve
Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek ve Yaşatılarak Kullanılması’
hakkındaki kanuna dayanarak yapılan yenileme projesinde, yüzlerce
binanın yıkılması ve parsel bazında değil, ada bazında tevhid (birleştirme)
yapılarak yenilenmesini öngörülüyor.
UNESCO tarafından tarih mirası
kabul edilen ve Fatih Belediyesi’nin Avrupa Birliği fonuyla 2003-2008 yılları
arasında restore ettiği Balat evlerinin restorasyonunda çalışan restorasyon
uzmanı yüksek mimar Ali Emrah Ünlü, Fener-Balat’da toplam 121
binanın “restorasyonunun” yapıldığına dikkat çekerek, “Bu binalardan 38’inin
çatısı ve cephesi restore edilip boyanarak yaşanabilir hale getirilmişti. Şimdi
bu yapıların çoğunun yıkılıp yeniden yapılarak yenilenmesi öngörülüyor. O zaman
doğru bir iş yapılmıştı, şimdi yapılanlar yıkılıyor” dedi. Projede hiçbir
şekilde şeffaflık unsurunun gözetilmediğini savunan Ünlü “Ne yazık ki belediye
proje ihale edilip onaylandıktan sonra projeyi insanlara açıkladı” diye
konuştu.
Tarihi
yapılar ön cepheleri dışında yıkılacak
Yüksek mimar Ali Emrah
Ünlü, avan projede şunların yer aldığını söylüyor:
1- Ayakta duran
rahatlıkla, yıkılmadan da onarılacak durumda olan tarihi yapılar cepheleri
dışında içleri boşaltılmak suretiyle yıkılıyor. 2- Özgün plan şemaları
ortadan kaldırılıyor. 3- Plan-cephe ilişkisi koparılıyor. Cepheler ve iç
mekân birbirinden apayrı hale getiriliyor. 4- Parseller tarihi yapı düzeni
gözetilmeksizin birleştiriliyor. 5- Düşey işleyen plan düzeni, yatay hale
getiriliyor. Cephesi ile bir bütün olan tarihi yapı karakteri yok
ediliyor.
Başkan Demir: Mülk sahiplerinin payını artırmaya
çalışıyoruz
Fatih Belediye Başkanı Mustafa
Demir, 2003-2008 yılları arasında Fatih Belediyesi tarafından AB
fonuyla restore edilen tarihi tescilli binalardan “sadece depreme dayanıklı
olmayanların yıkılacağını” söyledi. Demir, Fener-Balat-Ayvansaray Yenileme
Projesi’nin, 2003- 2008 yılları arasında Fatih Belediyesi tarafından AB fonuyla
yapılan restorasyon projesinden ‘çok farklı’ olduğunu belirterek, “Biz burada
tek tek binaları değil, alanı baz alıyoruz, Fener Rum Patrikhanesi’nden surların
bitimine kadar olan tüm alan yenileme alanı olacak” dedi. Demir, buradaki tarihi
binalar için neden “restorasyon” yerine “yenileme” yapmayı tercih ettikleri
sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Burada hangi bina restore edilebilir?
Bıraksanız hepsi yıkılacak. Buranın bu şekilde muhafaza edilmesi imkânsız.
Burada büyük sıkıntı var. Tarihi tescilli binaların bazılarında deprem tehlikesi
var, deprem tehlikesi olanlar dışındakileri yıkmayacağız.”
Bölgedeki
tarihi evlerin ilk yapıldığında cephelerinin sokağa baktığını anlatan Demir,
“Biz yapacağımız çalışmada evlerin cephesi denize bakacak” dedi. Demir, mülk
sahiplerine yüzde 42’lik hak tanıyan mevcut planın değiştirilerek mülk
sahiplerine tanınan payı yüzde 55’e çıkarmayı istediklerini de söyledi. Demir,
“Amacımız bu oranı vatandaşın lehine bir yüzdeye çekmek” dedi.