Yapı Fuarı İzmir’de tanıttığınız ürünler ve son dönemde öne çıkan koleksiyonlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Oğuzhan Özden (Hanna Home Genel Müdürü): Her ay ortalama 2-3 yeni koleksiyonumuz çıkıyor. Çalıştığımız firma segmenti 8 ayrı markadan oluştuğu için Hanna Home daima yeniliklere açık bir firma. Gamze Saraçoğlu’nun tasarladığı koleksiyondan bu yana, duvar kağıdı tarafında 12-13 tane yeni koleksiyona imza attık. Burada en çok öne çıkan, Rasch tarafında lanse edilen Kids Club 2014 adlı çocuk koleksiyonu. Mutfak ve banyolar için modern desenlerin ağırlıkta olduğu Tiles and More adlı kartelamız var. Ayrıca Amerika’dan getirmiş olduğumuz Norwall markasının iki yeni koleksiyonu var. 'did' de modern desenleriyle ön planda olan bir markamız.
Islak hacimlerde de rahatlıkla kullanılan duvar kağıtları
Mutfakta duvar kağıdı kullanımı Türkiye’de pek yaygın olmasa gerek, öyle değil mi?
Mutfak ve banyo kartelaları çok fazla bulunan bir ürün segmenti olmasa da beklediğimizden daha iyi performans sergiliyor. Duvar kağıdında tüketicinin şöyle bir hissiyatı olduğunu görüyoruz; hayatında ilk kez duvar kağıdı ile tanışan müşteri başta tek bir duvar ile başlıyor. Ürünlerimizin kalitesinden ve görselliğinden memnun kaldığı zaman, 3 ila 6 ay içerisinde diğer duvarlar gözüne boş gelmeye başlayınca, bunları da kaplamak istiyor. Mutfak ve banyolarda kabarma olur mu diye çok tedirginlik yaşanıyor. Rasch teknolojisi ile duvar kağıtlarında kesinlikle kabarma olmuyor; ıslak hacimlerde de rahatlıkla kullanılabiliyor.
Şu anda revaçta olan desenler hangileri?
Banyo duvar kağıtlarında özel tasarımlar, örneğin Afrika desenleri çok tercih ediliyor. İlk başta göze biraz karışık gibi gelse de uygulamayı gördükten sonra, bambu ağacı ya da zebra deseninin orada olması değişik bir hava katıyor. Konut projelerinde toplu satın almalar gerçekleştiğinde çok çeşitli desenler uygulanıyor. Tüketici de buna alışıyor.
Bugün duvar kağıdı segmenti birkaç kategoriye bölünmüş durumda. Hanna Rasch bütün bu segmentlerde rekabet edebilecek ürünlere sahip. Stoklu çalışarak en fazla desen sunan firma olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Projelerde çok tercih edilen tekstil tabanlı bir ürünümüz var. Normalde duvar kağıtlarının alt tabanında kağıt kullanılıyor. Rasch’ın en agresif olduğu segmentlerden biri, elyaf tabanlı kağıtlar. Alt tarafı tekstil, üst tarafı vinil kaplama olan bu koleksiyonun iç mekanlarda kullanabilecek çok sayıda seçeneği var. Tekstil tabanlı duvar kağıtları; özellikle oteller ve toplu projeleri tarafından tercih edilen, mukavemeti yüksek, yırtılmaya karşı dayanıklı, özgürlük sağlayan bir segment. Duvarınızda tadilat yapılması gerektiğinde o kağıt şeridi yırtmadan kaldırıp, tekrar yapıştırabilirsiniz. Bu segmentte çalıştığımız firma, üretimini Amerika’da yapan Sellers & Josephson.
Aynı koleksiyonun, yine tamamen düz renklerden oluşan Rasch versiyonu da var. Genellikle butik otellerde kullanılan, vinil ve rölyef kaplamalar üzerinde konumlandırılan bir kartela… Mimari kanal müşteriye gittiği zaman, kartelada her türlü düz deseni görmek istiyor. Bu kartela, tamamen onlara hitap ettiğimiz bir segment oldu.
Tasarımı ön planda tutan markaları tüketiciyle buluşturuyorsunuz. Türkiye’deki tasarımcılar arasında ilk kez Gamze Saraçoğlu ile birlikte çalıştınız. Bu koleksiyondan nasıl geri dönüşler alındı?
Bu çalışma bir ilk olduğundan beklentilerimiz yüksekti ama kıyaslayabildiğimiz bir örnek de yoktu. Cesur davranmak durumundaydık. Evinde özellikli bir duvar kağıdı isteyen müşteriye hitap edebileceğimiz bir segment yaratma hedefiyle yola çıktık. Gamze Saraçoğlu, tam da kendi çizgisini yansıtan bir kartela yarattı. Onun çok bağıran bir tarzı yoktur. Kartelaya baktığınız zaman soft, naif ama aynı zamanda asi bir tarzı olduğunu görüyorsunuz. Koleksiyon, son kullanıcı tarafından da çok beğenildi ve sevildi. Her ay daha da artan bir satış grafiği çiziyor. Butik projelerde, hatta bazı otellerin kral suitlerinde bile bu ürünün kullanıldığını gördük. Bu da bizi iştahlandırdı. Şu an isim veremiyorum ama 2013 – 2014’te de bu tür işbirlikleri yapmayı planlıyoruz.
'Trendler değiştikçe, duvarların da devamlı değiştiğini görüyoruz'
Hanna Home’un parke koleksiyonlarındaki yeniliklerden de kısaca bahsedebilir misiniz?
Lamine ve laminant parke kanalımızdaki ana markamız Meister, 32 farklı ürünün yer aldığı yeni bir laminant koleksiyonu çıkardı. Bunların içerisinde inovatif desenler çok rağbet görüyor. Bu segmentimizi ilk kez Yapı Fuarı İzmir’de tüketiciye sunduk. Özellikle üzeri hafif yıpranmış gibi görünen, ‘rustik’ dediğimiz meşe tonlarında çok sayıda sipariş aldık.
Piyasada laminant parkede birbirine çok yakın desenler üretiliyor. Hanna Home’un ana felsefesi ise ‘fark yaratmak’. Toplu konut projelerinde evler, mekan veya metrekare olarak birbirinin aynısı... Bu da insanlarda farklılaşma duygusunu ön plana çıkartıyor. Bir evin en göze çarpan noktaları ise yerler ve duvarlar.
Portfolyomuzda 10 bini aşkın ürün bulunması; duvar ve parke koleksiyonlarının yanı sıra duvardan duvara halı segmentinde de alışılagelmişin dışında ürünlerin sunulması markamızın çekiciliğini artırıyor. Kullanıcı kaliteden memnun kalınca da tabiri caizse ‘sadık müşterimiz’ oluyor. Trendler değiştikçe, yeni koleksiyonlar çıktıkça, o mekanlarda birkaç tane duvarın devamlı değiştiğini görüyoruz.
Sivri topuklara meydan okuyan parkeler
Az önce laminant parke koleksiyonunuz hakkında bilgi verdiniz. Lamine segmentindeki ürünlerinize de değinebilir miyiz?
Lamine de bu sene içerisinde yapmış olduğumuz bir çıkıştı. Türkiye’de sıklıkla kullanılan lamine segmentinde de farklılaşma çok önemli. Şu anda Türkiye’de 2017 çeşit lamine parke sunan tek firmayız. Bunların içerisinde meşe, ceviz, elma, akçaağaç, dişbudak -ki bu çok sevilen bir malzeme oldu-, armut ağaçlarına kadar uzanan bir çeştliliğimiz var. Bu segmentte çalıştığımız Meister markasının en önemli avantajlarından biri, orta tabakasında HDF kullanılması. Piyasanın genellikle tercih ettiği kavak ağacı HDF’ye göre daha doğal gözükse de daha az mukavemete sahip. Son kullanıcı, parke döşendikten sonra orta tabakasının ne olduğunu görmeyecek diye düşünülüyor. Oysa orta tabaka ne kadar sert olursa, parkenin dayanıklılığını o kadar artırmış oluyorsunuz. Özellikle sivri topuklu ayakkabılar bu orta tabakayı zedeleyerek, ciddi deformasyonlar yaratabiliyor. Ama orta tabaka yoğunluklu bir HDF’den yapıldığı zaman tartabiliyor ve ezilmesini engelliyor. Meister, lamine parkede orta tabakayı HDF’den üreten az sayıda firmadan biri... Bu segmentteki ürünler kalınlığına göre değişiyor. Deformasyonu minimuma indiren optimum orta kalınlık 2,5 mm olarak kabul edildiği için parkelerimizin % 90’ı da bu kalınlıkta üretiliyor.
Meister segmentinde çok farklı desenlerle karşılaşıyoruz. Parke boyları genellikle aynıdır. PS300 adlı dar parke segmentinde ise paketten üç farklı boy çıkıyor. Dolayısıyla döşendiği zaman masif havası veriyor. ‘Modern’ ise, minik çıtaların bir araya gelerek beslenmesiyle ortaya çıkan bir segment. Bunun içerisinde bazı çıtaların yerine parlak alüminyum kullanılıyor. Döşendiği zaman yüzeyde çok inovatif bir şekil oluşuyor. Bu, mimarların da beğendiği giden bir segment.
Son olarak, Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir’e ilişkin değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Yapı Fuarı, hem bayilerimizle tekrar bir araya geldiğimiz, hem yeni kanal çalışmaları gerçekleştirdiğimiz, hem de yeni mimarlar ve proje müdürleriyle tanıştığımız önemli bir platform. Hanna Home’un, YEM Fuarları’na katılan diğer duvar kağıdı firmalarından daha fazla talep aldığını görüyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor çünkü gerek marka segmentimizle, gerekse hizmetimizle farklı olduğumuza inanıyoruz.
Yapı Fuarı İstanbul’da biraz daha genele hitap ederken, İzmir Fuarı’nda özellikle bölgeye hitap etmek istedik. Ziyaretçi profiline baktığımız zaman; İzmir’in dışından, Marmaris’ten, Bodrum’dan, Antalya’dan, Denizli’den, Isparta’dan çok sayıda bayimizin geldiği bir fuar... Burada bayilerimize yeni koleksiyonumuzu tanıtırken; daha önce tanışmadığımız yeni proje sahiplerinin de ürün segmentlerimizi bir şekilde duyduğunu görüyoruz. Bu da bizim için çok büyük bir avantaj.