Deniz Dokgöz'ün sergiye ilişkin kaleme aldığı yazı şöyle:
İnsanlığın varoluşundan beri bir iletişim aracı olmayı başaran çizgi, sanatta yaratıcı bir anlatım aracı iken, bilimde sembollerle anlatım aracı olarak işlev görmüştür. Yaratıcılığa dayanan bu eylem alanı içerisinde mimarlık, modern toplum öncesi “çizimde usta olma” yetkinliğini Rönesans’la birlikte matematiksel kesinliğe kavuşmuş perspektife evriltmiştir.
“Çizgiyle not tutma”olarak gelişen serüvenin “projelendirme süreci” ile yeni aşamalara evrilmesi, görsel malzeme çeşitliliğin artışına paralel olarak mimari çizgi kültürünün zenginleşmesi, illüstratif değeri yüksek bilgiler yumağı olarak karşımıza çıkmıştır. Tüm bu çizimler arayıştan çok düşüncenin somutlaşmış halini ifade etmektedir. Bu noktada eskiz, sonuç ürüne bağ(ım)lı olmaksızın arayışın kavranması adına öne çıkan düşünceyi, izlenimleri, algıyı görselleştiren kesintisiz bir çizgi eylemidir.
Yapılı ve doğal çevreyi anlama sürecinin bir parçasını oluşturan eskiz, tasarımcının biçim repertuarının gelişmesine, çevreyi soyutlamasına olanak sağlayan bir dil geliştirmesine yardımcı olur. Bu dil, tasarımın teorik altyapısını kurgular, temel olarak kavramı üretir ve bu kavramı grafik olarak ifade ederek varlığını tamamlar. Dolayısıyla eskiz, yaratıcılığa dayanan üretken bir eylem alanıdır. Eskiz, düşünceleri, izlenimleri, algıyı görselleştirmedir, kısaca çizgiyle düşünme eylemidir.
Bu sergi, farklı zamanlarda, farklı nedenlerle, farklı yerlerde bulunma durumunun, yapılı ve doğal çevreye dair algılamalarının defterlere, kağıtlara anlık yansımalarını içermektedir.