Esenyurt'ta İmar Sorunu Kentsel Dönüşümü de Olumsuz Etkiliyor



Esenyurt Belediyesinden alınan bilgiye göre, ilçede riskli yapı tespit çalışmaları, 2012'de yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında, yapı maliklerinden en az biri veya yasal temsilcisi tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının lisans verdiği kurum ve kuruluşlara başvuruda bulunulması durumunda yapıldı. 2014'te ise Bakanlık tarafından ilçe belediyelerine yetki devri gerçekleştirildi.

Yapı maliklerinin başvurusu neticesinde İstanbul Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce ilçe genelinde 2012 ile 2014 arasında toplam 1429 yapının riskli yapı tespit çalışması yürütüldü. Esenyurt Belediyesi tarafından ise 2014'ten itibaren toplam 2 bin 508 yapının risk tespiti gerçekleştirilirken bunlardan 2 bin 287'si yıkıldı. İlçede toplam 3 bin 937 yapının yerinde dönüşümü sağlandı. İlçede, riskli yapı tespit çalışmaları "yerinde dönüşüm" adı altında yürütülüyor.

Esenyurt'ta bir önceki yıl 176 bina için risk tespiti başvurusu yapılmışken 6 Şubat depremlerinin ardından 6 ay içerisinde 178 bina için yerinde dönüşüm talebiyle risk tespiti başvurusu gerçekleştirildi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

İlçedeki mevcut yapıların büyük kısmı son yıllarda inşa edilmiş binalardan oluşuyor. Bazı mahallelerdeki yapıların ise imar sorunu bulunuyor. İmar sorunlarına bağlı parselasyon işlemleri yapılamayan bölgelerdeki yapıların dönüşümü gerçekleştirilemiyor.

1980-1990'lı yıllarda yapılan toplu konutların acil dönüşümü gerekiyor
1980'li ve 1990'lı yıllarda yapı kooperatifleri adı altında yapılan toplu konutların ise şu anda eskimiş durumda oldukları ve deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmedikleri belirtiliyor. Bu çok malikli yapıların dönüşümü konusunda mevcut kanun ve yönetmelik ile bütçelerin yetersiz kaldığı ifade ediliyor.

İlçedeki bu tip toplu konutların acil olarak dönüşümünün gerektiği belirtilerek, buralarda kentsel dönüşümün tüm paydaşların etkin işbirliği ve iş bölümü ile çözülmesinin mümkün olacağı, gerekirse rezerv yapı alanlarının ilan edilmesi gerekeceği kaydediliyor.

Ayrıca, Türkiye'nin en kalabalık ilçesi Esenyurt'un sosyal, kültürel, güvenlik, sağlık ve eğitim-öğretim imkanları bakımından daha fazla bir nüfusu kaldırabilecek durumda olmadığı vurgulanıyor.