Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Yurttaş, Erzurum Evleri’nin durumunun içler acısı olduğunu söyledi. Erzurum Evleri’nin önemine değinen Doç. Dr. Yurttaş, ilin yöneticilerinin ve zenginlerinin el birliği ile tarihî evlere sahip çıkması gerektiğini ifade etti.
Erzurum’da sivil mimarinin çok önemli örnekleri olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yurttaş, “Sivas’ta bulunan Çitfte Minareli Medrese ile Erzurum’da bulunan Çifte Minareli Medrese arasında çok fark yoktur. Aynı şekilde yapılan camiler, türbeler ve hamamlar genelde aynı özellikler taşır; ancak sivil mimaride bölgesel özelikler ağır basar. Kars’ta yapılan ev ile Erzurum’da yapılan evler birbirinden farklı özellikte olur. Bu sebebten Erzurum Evleri’nin başka şehirlerde örneği yoktur. Bu nedenle tarihî Erzurum Evleri yaşatılacaksa bu Erzurum’da olacaktır” diye konuştu.
Erzurum Evleri’nin hemen hemen hepsinin terkedilmiş olduğunun altını çizen Yurttaş, içinde yaşanılmadığı için evlerin harabe görünümünde olduğunu kaydetti. Doç. Dr. Yurttaş, “Erzurum Evleri’nde kesme taş çok az kullanılmıştır. Daha çok moloz taş kullanılan evlerde yağmur ve kardan dolayı bir taraftan yıkılma başladığı zaman diğer yerlerde de çorap söküğü gibi yıkılır. Böylece evlerde ciddi bozulmalar meydana geliyor” ifadelerini kullandı.
Erzurum’da restore edilecek evlerin sayısının gün geçtikçe azaldığına vurgu yapan Doç. Dr. Hüseyin Yurttaş, “Erzurum’da Karanlık Kümbetler’in de yer aldığı Yeğenağa Mahallesi’nde 6 tane oturulmayan tarihî Erzurum Evi bulunuyor. Bu mahalledeki evlerin bir an önce restorasyonu yapılmalı. Yoksa ileride onarımını yapmak istediğimiz Erzurum Evleri’ni arayıpta bulamayacağız” dedi.
‘İki kış daha geçirecek ömürleri kalmadı’
Erzurum Evleri’nin bir iki kış daha geçirecek ömürlerinin kalmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Yurttaş, şikayet etmekle bir yere varılamayacağını, bir yerlerden işe başlamak gerektiğini dile getirdi. Şehrin bin yıllık Türk tarihi olduğunu anlatan Doç. Dr. Yurttaş, “Erzurum Evleri’nin tarihî 18 yüzyıla kadar uzanmakta. Ancak bu evlerin çok azı günümüze kadar gelmiş durumda” diye konuştu.
Erzurum Evleri’ni yaşatacak kişilerin yörenin insanı ve yöneticileri olacağını dile getiren Yurttaş, “Şehrin belediye başkanı, valisi, üniversite rektörü ve zenginlerinin hep beraber bu konuya el atması gerekir. Her bir zengin bir konağı onarsa hem maliyet azalır hem de bu evlerin sayısı artarak, tarihimize kültürümüze böyle güzide eserler kazandırılmış olur. Kayseri zenginleri memleketlerine okul, fakülte yapıyorlar ve şehrin tarihine sahip çıkarak tarihî eserleri restore ediyorlar. Aynı durum Erzurum’da da olmalı. Bu konuda özellikle Büyükşehir Belediyesi’ne büyük görevler düşüyor. Onların birkaç çalışması olduğunu duydum. İnşallah bunun devamı gelir ve ileride bu evlere birkaç ev daha katılır.