Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti, 'Bekleyişlerin daha da iyileşmesini engelleyen, örneğin ekonominin temellerinde kötüleşme, istikrar programında aksama ve benzeri gelişmeler olursa işte eşik o zaman ortaya çıkar' diyor. Görev süresi Mart 2006'da dolacak olan Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, görev süresinin sonuna doğru açık enflasyon hedeflemesine geçişi de gerçekleştirecek. İster yeniden atansın ister başka biri atansın atamanın sorumluluğunun bu konuda yetkili olan hükümete ait olduğunu düşünüyor. Biz, bu tarihe kadar beklemek ve belirsizliği sürdürmek yerine, hükümetin bugünden atama kararnamesini çıkarıp, 'Mart 2006'da yürürlüğe girer' diyebilme olanağı bulunduğunu da anımsatalım.
Örtülü hedefleme döneminde kamuoyunun yeterince hazırlandığını ve 2006'daki açık enflasyon hedeflemesine hazır olduğunu düşünüyor musunuz?
2001'den itibaren gerek basın duyurularımızda gerek konuşmalarımızda ve para politikasına dair yayımlarımızda belirttik. Para politikası rejimi olarak gidecek başka yer yok.
2002'de örtük enflasyon hedeflemesi uygulamaya başladığımızda açık enflasyon hedeflemesinin koşulları henüz oluşmamıştı. Mali baskınlık yüksekti, finansal sistem yeterince kuvvetli değildi. Bunları anlattık. Koşullar oluşmadı ve bu nedenle örtük enflasyon hedeflemesi uyguluyoruz dedik. Zaten bu süreç açık enflasyon hedeflemesine yakınsama süreciydi. Daha sonra açık enflasyon hedeflemesine ise kademeli bir geçişi öngördük. Ekonomik koşulların oluşması, kamuoyunun hazırlanması için de gerekliydi bu.
Bu kademeli geçiş kapsamında 2005 yılı başından itibaren Para Politikası Kurulu toplantıları önceden belirlenen tarih ve saatte yapılmaya başlandı. Faiz kararları da, bilindiği gibi, bu toplantılardan sonra ve toplantıdaki görüşler de dikkate alınarak saat 9'da açıklanıyor ve sonrasında kararın gerekçesini açıklayan bir 'Enflasyon ve Görünüm' raporu yayımlanıyor.
Açık enflasyon hedeflemesinin hazırlığı çerçevesinde bunlar önemli değişiklikler.
2006'da açık enflasyon hedeflemesi ile birlikte başka değişiklikler de olacak. Ama açık enflasyon hedeflemesinin unsurlarının tüm detayları henüz açıklığa kavuşmuş değil. Bu aralık ayında açıklanacak.
Enflasyon açısından yüzde 5'lik seviye bir 'eşik' midir sizce?
Eşik ile ilgili olarak pek çok görüş ortaya atıldı: Çeşitli rakamlar ileri sürüldü. Enflasyonla mücadele başarı ile sürerken karşımızda sürekli olarak 'Artık eşiğe gelindi, enflasyonu daha fazla düşürmek çok zor.' denildi.
Oysa, enflasyonda eşik bekleyişlerin olduğu yerde oluşmaktadır. Mevcut durumda gerek yıl sonu, gerekse 12 aylık bekleyişler hedeflerle uyumlu seyretmektedir.
Bekleyişlerin daha da iyileşmesini engelleyen, örneğin ekonominin temellerinde kötüleşme, istikrar programında aksama ve benzeri gelişmeler olursa, işte eşik o zaman ortaya çıkar.
Ya büyüme?
2005'te birinci çeyrek rakamları açıklandığı zaman, ekonominin bir durgunluğa gidip gitmediği epey tartışıldı. Biz o zaman aylık duyurularımızda bir çok defalar gerek baz etkisi gerekse mevsimsellik göz önüne alındığında, çıkan verilerin bir durgunluğa gidişe işaret etmediğini, aslına bakılırsa, 2. çeyrekte rakamların daha da düşük çıkacağını, ama 3. çeyrekten itibaren tekrar yükselmeye başlayacağını söyledik. Aradan geçen zaman zarfında, büyüme göstergeleri bizi doğrulamıştır. Bu vesileyle, Türkiye'de sürdürülebilir büyüme ortamına doğru yol alındığını, ama henüz orada olmadığını, tatmin edici bir sürdürülebilir büyüme oranını yakalamak için de yapısal reformlara önem verilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Son bir yıllık dönemde konut kredilerindeki ve emlak fiyatlarındaki hızlı artışı 'alarm verici' buluyor musunuz?
Bu konuda üç noktanın da altını çizmek istiyorum: Bunlardan birincisi toplam kredilerdeki artışın iç talebi etkilemesi; iç talebin önümüzdeki dönemde de kontrollü bir seyir izlemesi önemli. Buradaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
İkinci nokta ülkemizde konut kredilerinin milli gelire oranı halen gelişmiş ülkelerin ve pek çok Avrupa ülkesinin oldukça gerisindedir. Bu oranın ekonomideki normalleşme sürecinde mesafe alınması ile birlikte daha da artması söz konusu olacaktır. Ayrıca mortgage olarak da bilinen ipoteğe dayalı konut finansman uygulamasının bu süreçte önemli rolü olacaktır.
Son olarak, inşaat sektöründe son dönemde gözlenen hızlı büyümenin konut arzını artırarak fiyatlardaki talep kaynaklı bu yükselişi yavaşlatması da ileride söz konusu olabilir. Bu üç nokta açısından dikkatle izliyoruz.
Emlak fiyatlarında sizce bir şişkinlik var mı? Konut kredileri ve emlak fiyatlarındaki artış hangi noktada Merkez Bankası için rahatsız edicidir?
Bugün için bir şişkinlik olduğunu söylemek henüz mümkün değildir. Öte yandan emlak fiyatlarındaki artış, iç talebi etkileyerek enflasyonu tehdit eder hale gelirse Merkez Bankası için rahatsız edici olacaktır. O aşamada hiç şüphesiz, Merkez Bankası bu konudaki görüşünü kamuoyu ile paylaşacaktır.
Mortgage'in altyapısı konusunda çalışmalar hızlanıyor. Parasal otorite olarak, mevcut koşullarda bunun etkin bir biçimde çalışacağını düşünüyor musunuz?
Yıllarca türev ve uzun vadeli piyasaların ve enstrümanların gelişiminin yüksek enflasyon ve yarattığı belirsizlik nedeniyle geciktiğini söyledik. Enflasyon düştükçe, faizlerin genel düzeyi makul seviyelere geldikçe nihayet bu piyasalar da gelişmeye başlıyor. Şubat 2005'te Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası çalışmaya başladı. İşlem hacmi giderek artıyor.
Mortgage piyasalarının etkin çalışması için ayrıca, uzun vadeli fon arzının yükselmesi, bu vadelerdeki işlem hacimlerinin ve piyasa derinliğinin artması gerekiyor.
İstikrarda daha fazla ilerleme sağlandıkça ve daha fazla ilerleme kaydedildikçe bu piyasalar da etkin bir şekilde çalışacak ve ülkemizin finansal piyasalarının derinleşmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Önümüzdeki dönemde enflasyon açısından temel riskler neler?
Enflasyona ilişkin temel riskleri biz zaten aylık "Enflasyon ve Görünüm" duyurularımıza koyuyoruz. Orada da yer aldığı üzere, sıkı maliye ve enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikalarının yolunda gittiği koşullarda, iç talepteki artışın kontrollü seyretmesi ve reform sürecinin hız kaybetmemesi önemlidir. Bu kapsamda bekleyişlerin bozulmaması, bekleyişlerin enflasyon üzerindeki önemli etkisi göz önüne alındığında ön plana çıkan bir diğer risk unsurudur. Petrol fiyatlarındaki hareketler, hizmetler sektöründeki fiyat katılıkları enflasyonun seyri üzerinde etkili olacaktır. Ayrıca, kontrolümüz haricindeki tarım ve hammadde fiyatları her zaman risk unsurlarıdır.