Şevki Vanlı, Erkeksu Çiftliği'ni (Kayı Köyü) 'Düşünceler Tasarımlar' kitabında (Mimarlar Derneği 1927 Yayınları - 2001), şehir dışında tepelerle bezenmiş kırsal bir alanda kurulu, güzel bir manzara ve topografyaya sahip Orta Anadolu bozkırının büyüleyici bir parçası olarak betimliyor. Doğa, çiftlikte, içeriden dışarıdan yapıların tasarımında temel yönlendirici olmuş. Topoğrafyadan kaynaklanan tepecik ve eğimlerin içinde yapılar çatılarıyla çevreye uyum sağlamış. 'Doğa', yapıların içine çekilmiş ve çevreyle bütünleşen bir saydamlık tasarlanmış. Çatılarda doğan anlatım, planlara yansımış, yapıların iç ve dış biçimlenmeleri bu yaklaşımla sağlanmış.
Şevki Vanlı, doğayı ve yapıyı birlikte sevmenin bir çelişki olmadığını düşünüyor. Doğayı sevmenin, genelde olduğu gibi saklamak olarak algılandığını söyleyen Vanlı, oysa insanların yaşamak için doğaya müdahale edegeldiklerini anımsatıyor ve mimarın bilgi ve duyarlı yaklaşımlarla yaşam ve doğa arasındaki bu ilişkiyi çözmesi gerektiğini söylüyor. Erkeksu Çiftliği, şehre kapanan yaşamın doğayla barışması gerektiği inancını taşıyan Vanlı'nın Ankara'nın sayfiyesi / banliyösü, yeni bağları ve bahçeleri olması düşüncesiyle hayata geçirilmiş bir proje.
Kırsal nitelikli evler, ev grupları, eğilimlerin değerlendirilmesiyle tasarlanacak ortak yapılar, otel, golf, tenis ve binicilik gibi spor klüpleri, Ankara'nın yeni sayfiyesinin sosyal imgesini oluşturma iddiasını taşıyor.
"Türkiye, çelik inşaatla yeni tanıştığından, yapılar bu alandaki ilk denememiz olmuştur" diyen Vanlı şöyle devam ediyor: "Hafif, metal örtü ve onu taşıyan çelik karkas... Örtünün altındaki yapı kagir, korunma gereksinimi tuğla duvarlara bırakılmış; genelde içte ve dışta sıva yok... Klüplerde ince alimünyum doğramalar çatı biçimiyle uyumlu... Tüm bunlar, yapıların tektoniğini oluşturmakta.
Çelik örtüyle kurduğumuz ilişki, tasarımı tümüyle etkilemiş; özellikle az katlı yapılarda biçimlenmeyi yönlendirmiştir. İç mekanlara çatı boşluğuyla, dış mekanlara ise saçak altlarıyla sahip çıkılmaktadır".