AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Taksim Meydanı’nın bir miting alanı olmaktan
çıkarıldığını, bunun da kendi dönemlerinde alınmış bir karar olmadığını
bildirdi. Erdoğan, "Biz artık, 1 Mayıs’larda çatışma görüntülerine, kavga
görüntülerine, yağma görüntülerine, şiddet görüntülerine değil, bir şölen
havasında, kardeşlik ve dayanışma görüntülerine şahit olmak istiyoruz" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, partisinin ilçe belediye
başkanlarının AK Parti Genel Merkezi’nde yapılan toplantısına katıldı.
Konuşmasında, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne değinen
Başbakan Erdoğan, Cuma günü çalışanların ve emekçilerin, 1 Mayıs’ı
kutlayacaklarını belirterek, "Bu günden, Türkiye’nin tüm çalışanlarının,
emekçilerinin, alın teri ile geçinen tüm kardeşlerimizin ister memur, ister işçi
olsun, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum" diye konuştu.
Erdoğan, 1981 yılına kadar çeşitli defalar kesintiye uğramakla birlikte 1
Mayıs’ın tatil edildiğini, ancak bunun değişime uğradığını anımsatarak,
"1981’den sonra bu konuda her hükümet döneminde gündeme gelmesine rağmen 1
Mayıs, tatil olarak ilan edilememişti" dedi. Bakanlar Kurulu olarak TBMM’ye bir
tasarı sunduklarını, tasarının yasalaşması ile 1 Mayıs’ın "Emek ve Dayanışma
Günü" olarak ilan edildiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Öncelikle çalışanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Şimdi bakın ’bu
konudaki hassasiyetimizin ve samimiyetimizin görülmesi gerekir’ diyorum. Ve
burada da bir şeyi üzerinde ısrarla durmakta fayda mülahaza ediyorum. Özellikle
bir sendikanın yanında kimler olacak, onu bilemem. Taksim Meydanı’nda miting
yapma talebini doğru bulmadığımızı kendilerine geçen yıl da ifade ettik. Taksim
Meydanı bir miting alanı olmaktan çıkarılmıştır. Bir miting alanı değildir. Bu
bizim dönemimizde alınmış bir karar da değildir. Geçmişten bu yana bu alan
miting alanı olmaktan çıkarılmıştır, tıpkı Sultanahmet Meydanı gibi... Taksim
Meydanı da miting alanı değildir. Ancak biz geçen yıl sendika temsilcilerine
şöyle bir şey söyledik; ’siz üst düzey temsilcileriniz, şubelerinizin başkan ve
yöneticileri gelmek suretiyle, gelin orada çelenginizi koyun. Ama miting alanı
olarak Kadıköy’ü mü istersiniz, Çağlayan’ı mı istersiniz, Kazlıçeşme’yi mi
istersiniz? Nereyi arzu ediyorsanız, oralar mitingi alanı olarak bu yakada ilan
edilmiş. Dolayısıyla buralarda gidip mitinginizi rahatlıkla yapabilirsiniz’.
’Dolayısıyla çelenginizi koyduktan sonra oraya geçmek suretiyle gidin orada
artık nasıl eğlenecekseniz, o şekilde eğlenin, hatta bizler de
milletvekillerimizle, ilgili bakan arkadaşlarımızla sizlerle beraber olalım’
diye, bunu da kendilerine söylemişizdir.
Fakat burada ısrarla, çünkü bu alan bizim için sadece bugüne yönelik değil,
eğer burada sadece işçi sendikalarına burayı miting yapmak üzere verdiğiniz
andan itibaren, bu her kuruluşun miting yapma hakkını doğurur. Siz kalkıp sadece
bir kuruluşa Taksim Meydanı’nı mitingi alanı olarak tahsis edemezsiniz. Yarın
partiler de orada haklı olarak miting yapma hakkına sahiptir, vakıflar da
dernekler de... Hepsi orada miting yapma hakkına sahip olacaktır. Bunu da biz
kendilerine güzellikle anlattık. Buna rağmen buruda bir ısrar var. Kaldı ki
aynen Sultanahmet Meydanı gibi bizler şu anda benim dönemimden başlayan, ama
çeşitli nedenlerle başarılı olamadığımız bunun üzerinde durmayacağım, Taksim
Meydanı’nı inşallah tamamen bir yayalaştırma projesi üzerinde çalışmamızı şu
andaki belediyemizde de geçen dönem başladık, devam ettiriyoruz. Bütün trafiği
yerin altına alıp Taksim Meydanı’nı bir gezi alanı haline getirelim, bütün
çiçeklerle donatalım."
-"Aklı selim galip gelmelidir"-
Burada aklıselimin galip gelmesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, iki
önemli sendikanın, valilik açıklamasını yaptıktan sonra miting alanlarının
neresi olduğunu açıkladığını anımsattı. Onların da farklı yerlerde, şu anda
kutlamalarını yapacaklarını anlatan Başbakan Erdoğan, "Temenni ediyorum ki diğer
sendika da aynen bu şekilde bir karara varır ve böylelikle geçen yıl yaşananları
bu yıl yaşamamış oluruz. Çünkü illegal yaklaşımlar bu işi provoke edebilir. Bunu
da açıkça söylemek istiyorum" dedi. Geçen yıl yaşananların içinde bunları bizzat
gördüklerini kaydeden Erdoğan, nitekim son zamanlardaki gelişmelerin de buna
yönelik bazı sinyalleri verdiğini dile getirdi.
Asgari ücrete yapılan artışlara da değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Asgari ücrette 2002 yılında geldiğimizde asgari ücret 184 liraydı. Yüzde 186
oranında artırdık, bugün 527 lira. İş Kanunu’nu yeniden ele aldık.
Çalışanlarımıza yeni ve çağdaş haklar sağladık. ’Devletin çalışana borcu olamaz,
kabul edemeyiz’ dedik. Zorunlu tasarruf adı altında toplanan paraları nemasıyla
birlikte çalışanlarımıza ödedik. Konut edindirme yardımlarını hiç gündemde
yokken ödemeye başladık. 218 bin geçici işçi, AK Parti iktidarı ile dahili
kadrolarına kavuştular, bunları görmemezlikten gelemeyiz. Sendikalar Kanunu ve
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu önümüzdeki gün, hafta neyse TBMM
gündemine gelecek, gelebilir. İstihdamı artırmak, keyfi işten çıkarmaları
önlemeye yönelik adımlarımız oldu, Sosyal Güvenlik ve Sağlık Sigortası Yasasını
çıkardık. Her doğan çocuğumuzu sigorta şemsiyesi altına aldık. Biz kuru
sözlerle, kuru vaatlerle içi boş sloganlarla değil, tüm samimiyetimizle tüm
gayretimizle işçi kardeşlerimizin, emekçi kardeşçilerimiz yanında olduğumuz
gösterdik, gösteriyoruz.
Özellikle sendikalarımızın bizim bu gayretimizi, samimiyetimizi görmelerini
ve daha ileri adımlar için bize destek olmaların arzu ediyoruz. Bugün dünyada
sendikacılık artık sadece grevle, ücret pazarlığıyla, sadece eylemle,
muhalefetle değil, daha çok diyalog ile uzlaşmayla, kader birliğiyle anılıyor.
Sendikacılık daha çok istihdamın sağlanmasına yönelik daha kaliteli üretimin,
daha sağlıklı iş ortamının kilit unsuru olarak çalışma hayatında yerini
alıyor.
Biz artık 1 Mayıs’larda çatışma görüntüleri görüntülerine, kavga
görüntülerine, yağma görüntülerine, şiddet görüntülerine değil, bir şölen
havasında, kardeşlik ve dayanışma görüntülerine şahit olmak istiyoruz. Bunu
sağlamak için de çalışanlarımızla diyalog içinde, uzlaşma içinde, istişare
içinde adım attık, adımlar atıyoruz. İnanıyorum ki sendikalarımız da bizim
onlara yönelik attığımız adımları görerek, 1 Mayıs’ta kötü hatıralardan
kurtaracak adımlar atacaklardır. İnanıyorum ki 2009 1 Mayıs’ı ve sonrasındaki 1
Mayıs’lar anlamına yaraşır bir şekilde dostluk ve dayanışma havasında
kutlanacaktır. Bir kez daha emek ve dayanışma gününü kutluyor, tatil ilan
ettiğimiz bu günün çalışanlarımıza hayırlar getirmesini
diliyorum."