İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı’ndan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da
Levent’teki İETT arazisinin satışının yürütmesini durduran
Danıştay’a tepki gösterdi. Ford Transit Connect’in Kuzey
Amerika’ya ihracatının başlaması dolayısıyla Ford Otosan’ın Kocaeli
Fabrikası’nda düzenlenen törende Erdoğan birtakım meselelerin istismarını
gördüklerini ve bunlar üzerinden siyaset yapanlar olduğunu söyledi.
Bunların Türkiye’ye kazandırmadığını, kaybettirdiğini belirten Erdoğan,
“Uluslararası şirketlerin buraya gelip yatırım yapması, zemin hazırlanırsa bu
olur, ama Ford’un daha önce buraya gelip de bürokrasiye takıldığı gibi bu
takılma devam ederse, buraya uluslararası sermaye, küresel sermaye gelmez.
Küresel sermaye geliyor, burada yatırım yapacak, bakıyorsunuz pat diye bir yere
takılıveriyor. Ama bundan hepsini kastediyorum; yasamayı da kastediyorum,
yürütmeyi de kastediyorum, yargıyı da kastediyorum. Burada ortak bir dayanışma
ile bunun önünü açacağız” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin arazisini ihaleye girerek alan küresel
sermayenin, satın aldıktan sonra önünün kesildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle
konuştu: “O günkü rakam devasa rakam ve siz önünü kesiyorsunuz ve önünü
kestikten sonra çekilmek durumunda kalıyor. Peki şimdi satmaya kalk bakalım kaça
satarsın? O gün 1 milyar dolarsa şu anda 500’e satamazsın. Bu kaybın sorumlusu
kim? Bu konuları iyi düşüneceğiz. Her alanda bunu görüyoruz ve bundan dolayı
zaman zaman bunun acısını, kahrını bilen olarak içimizde biz yaşıyoruz.”
Topbaş da Mimarlar Odası'nı suçlamıştı
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, açtığı iki
davayla, Levent’teki İETT arazisinin satışının iptalini sağlayan
Mimarlar Odası'nı eleştirmişti. Topbaş, "İETT arazisini
satıştaki hesabımız tutmadı. Çünkü birileri çomak tuttu. Maalesef bazı
insanlarımız bir yere çomak tutmayı maharet sanıyor. Ne hizmetiniz var, ne
iziniz var. Hangi dikili ağacınız var? Şimdi gitsinler orada piknik yapsınlar
keyiflerince. O para 1 katrilyon 156 trilyon para. 20 ay önce kasaya girecekti.
Girmedi, giremedi. Bu sistemde ciddi sarsıntı meydana getirdi. Bu para kente
girseydi kriz sürecinde piyasalara hareketlilik getirecekti. Bu parayı kasaya
koyma çalışmamız devam ediyor. Bu kadar net. İhtiyacımız da var. Bundan
vazgeçer, iptal edilir veya bu iş bittiğinde dünyaya yansıması da farklı
olacaktır. Kimse güvenmez. Küresel sermaye artık bu şehre gelmekte hep dikkat
etmek zorunda kalır" demişti.
Dubai Şeyhi El Madkum'a ait Sama Dubai
Holding ile Büyükşehir Belediye arasında 2005 yılında imzalanan anlaşma
doğrultusunda araziye 'Dubai Towers İstanbul' adlı bir gökdelen inşa edilecekti.
Ancak Mimarlar Odası'nın, ihalenin iptali yönünde açtığı davalar nedeniyle
şirket bekleme kararı alınca satış gerçekleşmemişti.