Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alparslan Çakar; hükümetin enflasyonla mücadelesini 'net ve kararlı duruş' olduğunu belirterek HaberTürk’e açıklamalarda bulundu.
"Bütün Dünyada Bir Yavaşlık Söz Konusu”
Seçim oldu, tekrar bir siyasal istikrar sözkonusu. 5 yıl devam edecek iktidardan bahsediyoruz. Kararları verirken durum analizi yapar, iş planları, stratejileriniz, uygulama projeleriniz olur, yol haritalarını oluşturursunuz. Seçim sonrası dönemde fotoğraf neydi? Biz bu kararları ne üzerine bina ediyoruz? Biz herşeyden önce dışa açık bir ekonomiyiz. Serbest piyasa ekonomisi ülkemizde hakim. Yüzümüz dışarıya dönük. Dünyadaki bütün gelişmelerden net olarak etkileniyoruz. Küresel ekonomide büyüme istenilen seviyede olmuyor. Bu sene yüzde 3 civarında bir büyümeden bahsediyoruz. Aslında bütün dünyada yavaşlık sözkonusu. Ve yine bütün dünyada ciddi enflasyon var. Enflasyon dünyada yüzde 8,7 oranında bir enflasyondan bahsediyorruz. 2022 yılında. Bu sene sonunda yüzde 6.8, gelecek sene yüzde 5.2'ye düşeceği öngörülüyor. 1996 yılından bu yana görülen en yüksek enflasyon. Bunun birçok nedeni var. 2008 yılı itibariyle küresel kriz zaten vardı. Akabinde pandemi oluştu. Bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler iç piyasayı canlandırmak adına ciddi para zerk ettiler. Bu iç talep yarattı. Bu talep haliyle enflasyonu tetikledi.
"Sıkılaştırma Politikaları Olgunlaştı”
Tedarik zincirinin bozulmasıyla dünyada ciddi arz problemi ortaya çıktı. Kişsiel kanaatim bundan sonraki yıllarda en büyük problemimiz bu olacak. Önümüzde dönem arz ve üretimin büyük problem olabileceği yönünde. Yanıbaşımızda büyük savaş çıktı. Enerji fiyatlarını yukarıya çekti. Enerji fiyatları maliyet demek. Gıda fiyatlarını yukarı yönlü çekti. Bu da bütün dünyada enflasyon olarak çıktı. ABD'de enflasyon yüzde 9'a kadar çıktı. Dezenflasyonist politika izlediler. ABD bu sene muhtemelen büyümeyi yüzde 2'ye kapatacak. ABD resesyona uzak noktada. Sıkılaşma politikalarının olgunlaştığı kanaatindeyim. Euro bölgesinde sorunların devam ettiğini düşünüyorum. ABD önemli ihracat pazarımız. ABD enflasyonu yönetmek adına sermaye piyasası hareketleriyle, tahvil faiz oranlarını artırdı. Bütün dünyada sermaye gelişmiş ülkelere, özellikle ABD'ye aktı. Hatta Çinliler bile paralarını ABD tahvillerine yatırdılar. Bizim gibi ülkeler için dezavantaj oluşturdu. Bizim ülkeden ciddi sermaye çıkışı oldu.
"Dünyanın En Büyük 20 Ekonomisiyiz”
Ekonomik büyüklükler va para birimlerimiz farklı. ABD'de faizler yüzde 1-2 iken bizde faizler yüksekti. Bu ekonomik ortam haliyle bizim ülkemizi de etkiledi. Türkiye'nin büyümeye yönelik programlarının istihdamda çok iyi sonuçlar verdiğini görüyoruz. Bizde de enerji fiyatları dolayısıyla ara malı, hammadde fiyatları, tedarik zincirinin bozulmasıyla ciddi anlamda maliyet enflasyonu yaşadık. Bu enflasyon 85'lerde çıkmıştı. Bizim ülkemiz 1 trilyon dolarlık ekonomi. Dünyanın en büyük 20 ülkesinden birisiyiz. Burada dendi ki, önümüzdeki süreç itibariyle bazı ilkeler belirlendi. Şeffaflık, öngörülebilirlik. Maliye poltikası araçlarını da kullanarak enflasyonla mücadele yönünde kararlar alacağız dendi ve buna göre politikalar geliştirildi. Bütçe disiplini ile hareket edildi. Deprem bölgesinin milli gelire etkisi yüzde 10. Bütçede yüzde 3 etki yaratıyor. 100 milyar dolarlık ekonomi Türkiye bütçesinde. Bu yarayı saracak olan yine bizim ekonomimiz. Deprem etkisi hariç yüzde 3'ü sağlamak üzere vergi düzenlemeleri kararlarıyla yüzde 3'e geliniyor.
Öncelik İlk Ev Sahibi Olacaklarda”
Krediler boyutu itibariyle bakıldığında konut kredisi bakiyesi 447 milyar TL'dir. Yılbaşından bu tarafa yüzde 24 oranında kullandırılmış durumda. Ziraat Bankası olarak yüzde 26 TL. kullandırılmıştır. Konut kredilerine ilişkin daha önce hem sıfır konutlar hem ikinci el konutlar için farklı düzenlemeler vardı. BDDK şöyle bir karar aldı; 'şahsın kendisi, eşinin ve 18 yaş altı çocuklarının üzerinde konut var ise onun ikinci konut almak istediğinde ben bunu kredilendirme sürecini zorlaştıracağım' dedi. İlk evini alanlar için teşvik edici uygulamalar sözkonusu. Şahsın köyde veya köy statüsünde olup mahalleye dönen konut varsa bunu sistem dışına çıkarıyor. Onlar bu kapsamda değiller. Önümüzdeki süreç itibariyle ikinci konutunu almak isteyenler için hayat biraz daha zor olacak. Çünkü krediye ulaşmaları zor olacak. Ancak ilk defa konutunu alacak müşterilerimiz için böyle bir durum yok.
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.