"Enerjide Geleceğe Yönelik Ciddi Master Planlar Yapmamız Lazım"



TBMM Genel Kurulu’na gelen elektrik piyasası yasa değişikliği teklifinde elektrik faturaları ve kayıp-kaçak bedelleri konusundaki düzenlemeler tartışılıyor. Hürriyet'ten Merve Erdil ile Neşe Karanfil'in haberine göre, son olarak Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) mahkeme kararıyla bugüne kadar geri alınan kayıp-kaçak bedellerinin yasa değişikliği ile tekrar tüketiciye yansıtılacağına dair bir açıklama yaptığının sorulması üzerine Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, “O kısmını komisyondan çıkarttık. Geçmişteki tarifeye eklenmeyecek, ama gelecekte şirketlerin mağduriyetini önlemek için bir yasa tasarısı var. Bu da normal bir şey, kayıp-kaçak bedeli eskiden beri var olan bir şey” cevabını verdi. Aksi takdirde şirketlerin çalışma imkanının kalmayacağını aktaran Yılmaz şunları söyledi:

100 yıldır böyle

“Hesap edin, senede 1-2 milyar lira para kazanıyorsun, 5 milyar kayıp-kaçak bedeli var. Nasıl olacak? 100 yıldır sistem böyle işliyor, bütün dünyada da böyle. İlginç bir yargı kararı çıktı, o çok boşuna çıkmış bir karar da değil, bence piyasayı karıştırmak için çıkmış bir karardı. Yargıdaki malum yapılanmaların da etkisiyle bu çıktı. Daha önceden dünya kadar dava açılıyordu, hep bütün olarak hukuk sisteminin gereği deniliyordu. Kaldı ki bizim kararlarımıza Danıştay bakıyor. Bu şirketler zaten böyle birşey olsa bırakır giderler, ‘verdiğiniz para da sizin olsun, biz dağıtmıyoruz’ derler.”

Şirketleri koruduk

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği’nin (ELDER) Trabzon’daki sektör toplantısında hem Enerji Bakanlığı, hem EPDK’nın tüketici odaklı mesajları dikkat çekti. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, bu konuda, “Elektrik dağıtım şirketinin kazanacağı parada tüketici belirleyici olacak. Eskiden biraz yatırımlarla ilgili sıkıntıları vardı. Şimdi 5 yıl için 18 milyar liraya yakın yatırım verdik. Eskiden bu 3 milyar lira civarındaydı. Artık bahaneleri kalmayacak. Biraz şebekenin yaşlandığını düşünerek yatırımı yüksek tuttuk ki tüketici memnuniyetinin kesinlikle yükselmesi lazım. Tarifeyi de iyi yaptığımız kanaatindeyim. Tüketici memnuniyetini birinci plana alırken gerçekten şirketleri de koruduk. Hem makul getiri oranında, hem şirketlerin bazı sıkıntılı olduğu dönemlerde, kayıp-kaçak meselelerinde şirketleri mağdur etmemek için kendimizi ortaya koyduk. Mesela benimle ilgili dünya kadar şikâyet yapıldı. Savcılığa, kayıp-kaçağı şirketlerden almıyorlar diye şikayet ediyorlar.Tüketici dernekleri, herkes bizimle ilgili şikâyetlerde bulunuyorlar” dedi.

Verdiğin para senin olsun

EPDK Başkanı Yılmaz, kayıp-kaçağın her zaman sistemde olduğunu ancak makul olması gerektiğini vurgulayarak, “Bunun düşürülmesiyle ilgili gerçekten mesafe aldık. Birkaç tane Ar-Ge projemiz var, biz Ar-Ge bütçeleri de ayırdık. Özellikle Van’da uyguluyoruz, ciddi mesafe aldık. Hedefler o bölgeler için revize edildi ama başka türlü de ayakta kalamazlar. Şirket, ‘Verdiği para devletin olsun, ben çıkmak istiyorum’ diyor. Haklı, siz de olsanız, biraz empati yapmak lazım. Biz bildiğimiz için hem tüketicileri koruyoruz, hem o hizmetin devam etmesi açısından şirketleri de ayakta tutmaya çalışıyoruz. Zaten biraz şebeke sistemlerini pahalı aldılar yani ne olursa olsun. Zannettiler ki biz ciddi manada büyük kar elde edeceğiz, ben onlara dedim ‘Burası müteahhitlik sektörü değil, burası hizmet sektörü’. Ama yine de orada (kayıp-kaçağın yüksek olduğu Güneydoğu bölgesi) ciddi bir sıkıntı var. İnşallah orası çözüldüğü taktirde zaten diğer bölgelerde Avrupa ortalamasındayız” şeklinde konuştu. Güneydoğu bölgesinde bir sosyal tarife getirilmesi gibi bir çözüm olup olamayacağı şeklindeki sorumuzu ise Yılmaz, “Onu çalışıyorlar ciddi bir şekilde kayıp-kaçağın olduğu noktada. Geçen hafta özellikle üç tane bakanımız oraya gitti. Kayıt altına alınması için ‘kullandığın enerjinin bedelinin yüzde 65’ini almayacağız, yeter ki alışkanlık oluşsun’ denildi. Biz kayıda alalım, gel sana 2 yıl bedava... Alıştıra alıştıra, çünkü 40 yıldır böyle gelmiş. 40 yıldır kayıp-kaçakla ilgili hiçbir şey olmuyordu. Şimdi de bunların hepsinden bizi sorumlu tutmaya kalkıyorlar” diyerek yanıtladı.

Bir kurbandan iki post çıkar mı?

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) yönetmeliğindelki değişiklikten sektörün çok memnun olmadığını, YEKDEM teşvik mekanizmasının artık fiilen ortadan kalktığı gibi görüşler olduğunu söylediğimizde, Yılmaz, şöyle konuştu: “Anadolu’da şöyle bir kültür var. Biri birine haksızlık yapınca, ‘Allah’tan kork’ denir. Bir YEKDEM mekanizması var, sistem operatörü diyor ki: Ürettiğin elektriği şu fiyattan alırım. Şimdi bu bir şirketin getiri ayağı, şirketin bir de sorumlulukları var. YEKDEM mekanizması hiçbir zaman sorumluluğu kaldırmıyor. Zaten bu fiyatların allak bullak olmasında onların öyle algılamasının etkili olduğu düşüncesindeyim. Geçen yıl, YEKDEM’e giren fazla yoktu. Bu yıl 15 bin megavat (MW) gücünde bir santral girdi. Sistem güvenliği açısından bunların üretim tahminlerini bildirmeleri lazım, ona göre sistem operatörü diyecek ki bugün şu kadar üretilecek, ona göre sistemimi ayakta tutmam için ne kadar enerjiye ihtiyacım var. ‘Ben yüzde 20 fazla üreteceğim’ diyor, hesap kitap etmiyor, nasıl olsa benim ürttiğimin hepsini devlet alacak diyor. Yüzde 20-30 fazla üretim tahmininde bulunanlar var. Ama bir bakıyorsun ki o kadar üretemiyor. Üretemeyince bu sefer açık veriyor. Bir gün öncesinden benim şu kadar enerjim var deniliyor, TEİAŞ diyor ki benim şu kadar enerjiye ihtiyacım var, üretim fazlası oluyor bu sefer fiyatlar düşük kalıyor. O güne gelindiği zaman ise bu sefer sistem dengesizliği artıyor. O YEKDEM’e girmese ne olacak? Bu sefer üretim tahmini de bildirmek zorunda. Açtım kanuna baktım. Baktım kanun bunların ürettiği enerjinin belli bir fiyattan alınmasını öngörüyor, öbür tarafta sorumululuğunu kaldırmıyor. Bir kurbandan iki pos çıkar mı? Onların şikayetleri tahmin yapamadıkları yönünde. Bu yatırımcıların hepsi iki sene önce piyasadaydı ve bu tahminleri de giriyorlardı. Yüzde 2.5 tahmin aralığı düşük değil. Dün tahminini yaptın mı, şu kadar üreteceğim, bir saat sonra vereceksin, baktın hava durumunda değişiklik var, bir saat önce değiştirebiliyorsun. O kadar esneklik sağladık. Gerçekten çok denge yapılırsa, para kazanma şansları da var, teşviğin üzerinden.”

Enerjide master plan lazım

Elektrik konusunda tüketicilerden gelen şikayetlerin daha çok kesinti süreleriyle ilgili olduğunu söyleyen Yılmaz, “Daha çok insanlar neye bakıyor, elektriğin kesilmesine, voltaj düşüklüklerine, birtakım teçhizatlar, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi onlara gelen zararlar var, bunlara ilişkin şikayetler” dedi. Serbest piyasada elektrik fiyatlarının düşüklüğü konusunda ise Yılmaz, “Türkiye son 13 yılda ciddi manada büyüdü. Büyürken, aynı oranda enerji talebiyle ilgili ciddi artış da oldu. Bunu karşılamak için kömür santrali yapmaya çalışsan, 8-10 sene. Biz ne yaptık? Doğalgaz. O gün için doğru muydu doğalgaz santralleri kurmak? Doğruydu. O günün doğrusu oydu. Ama şimdi düşündüğümüz taktirde, büyümeler yavaşlayınca ve diyelim ki yüzde 7’den 3’lere düştü. Oradaki yüzde 3-4 arz fazlası, fiyatı 3-5 indirmiyor. Daha fazla indiriyor. Bir pazarı düşünün orada yüzde 5 bir fazla varsa, herkes ürünü bitirmek için indirim yapıyor. Bu öyle birşey. Dolayısıyla ben sistemin kısa sürede düzeleceğini düşünüyorum. Ama buradan şu dersi almamız lazım: Enerjide geleceğe yönelik ciddi master planlar yapmamız lazım. O günlük veya 2 yıllık düşünmememiz lazım. Önümüzde 10 yıllık, 20 yıllık hatta 50 yıllık planların yapılması lazım. Sürdürülebilir enerji kaynaklarını, yerli kaynakları sisteme nasıl dahil edebiliriz, bunlar çok önemli.”