Enerjide Çevreci Kaynakların Potansiyeli Değerlendirilmeli



5 Haziran Dünya Çevre Günü'ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, Türkiye'de çevreci kaynakların potansiyelinin çok yüksek olduğunu, bu kaynakların kullanımını artırmak için el birliği ile çalışılması gerektiğini söyledi. Dünyanın önde gelen ülkelerinin artık doğalgazı, kömürü, nükleeri ikinci sıraya alıp, yenilenebilir enerjiyi, rüzgarı, güneşi ön plana çıkardığını anlatan Ataseven; "Enerji üretirken doğaya mümkün olduğunca az zarar vermek gerekiyor; bu dünyada sadece biz yaşamıyoruz, bizden sonra da yaşam devam edecek. Bunu düşünerek hareket etmeliyiz" şeklinde konuştu.

"Enerjide yenilenebilir kaynaklar öne çıkacak"

Gelecek dönemde enerjide yenilenebilir kaynakların öne çıkacağını belirten Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Şener Oktik de, "Temiz ve tükenmez enerji kaynaklarının etkin kullanımı, sürdürülebilir bir çevrenin ve geleceğimizin güvencesidir" dedi. Yüzyılın sonunda birincil enerji kaynakları sıralamasında güneş enerjisinin yüzde 37 payla birinci sıraya yükseleceğini ifade eden Oktik, şöyle konuştu:

"Rüzgar enerjisinin payının yüzde 8, petrolün payının yüzde 10 ve doğal gazın payının yüzde 7 olacağı öngörülmektedir. Güneş enerjisinden doğrudan elektrik enerjisi üretme sektörü olan fotovoltaik sektörü özellikle Asya Pasifik ülkelerinde hızla büyümeye devam etmektedir. Enerji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 2013'te yapılan bir çalışmaya göre de Türkiye, 2030 yılında tükettiği elektriğin yüzde 5'ini güneşten sağlayacak. Çalışmaya göre 2030 yılında 620 milyar kilovatsaat elektriğin yüzde 32'sini kömür,  yüzde 23'ünü doğalgaz, yüzde 15'ini hidrolik, yüzde 12'sini rüzgar ve jeotermal, yüzde 11 ini nükleer ve yüzde 2'si de diğer santrallerden sağlayacağımız öngörülmektedir".