Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, giderek artan kentleşme, nüfus artışı ve iklim değişikliğinin, kaynakların sorumlu tüketilmesi gerekliliğini gündeme getirdiğini söyledi.
Sürdürülebilir bir dünya için enerji verimliliği konusunda çok daha köklü ve güçlü adımların atılması gerektiğini vurgulayan Alkin, "Dünya ortalamasında, insanların evlerinde harcadığı elektrik, doğal gaz ve diğer yakıtlar, dünyadaki karbon emisyonlarının yüzde 15'ine sebep oluyor. İklim değişikliğinin baş sorumlusu olan emisyonlar 30 yılda 15 milyar ton artış gösterdi." diye konuştu.
Alkin, Türkiye'nin ülkelerin neden olduğu emisyon sıralamasında 530 milyon tonluk karbondioksit eş değeri emisyonla 16'ncı sırada bulunduğunu anımsattı.
Türkiye'deki emisyonların yüzde 24,1'inin elektrik sektöründen kaynaklandığına işaret eden Alkin, şöyle devam etti: "Türkiye'deki emisyonların diğer kaynakları ise yüzde 21,2 imalat, yüzde 15,8 ulaşım, yüzde 13,8 binalar, yüzde 11,1 atık, yüzde 9,3 tarım, kalan yüzde 4,7'lik kısmını ise denizcilik, petrol ve doğal gaz sektörlerinden oluşuyor. Enerji verimliliği ile ekonomi, yüksek enflasyon ve faiz gibi kronik sorunlar arasında bağlantı bulunuyor. Enerjiyi verimli kullanamamaktan dolayı cari açık kapatılamıyor. Cari açığımızı kapatamadığımız için döviz kurları hep sıcak kalıyor. Döviz kurları sıcak olduğu için enflasyon yüksek, enflasyon yüksek olduğu için de faizler yüksek."
Alkin, Türkiye'de kullanılan toplam enerjinin yüzde 70'nin ithal edildiğini belirterek, "Dünya genelinde binalar karbon emisyonunun yüzde 40'ından sorumlu. Türkiye'de yıllık 50 milyar dolar civarında bir enerji ithalatımız var. Bunun 22,5 milyar doları binaların ısıtılması ve soğutulmasına gidiyor. Ülkemizdeki binaların enerji verimli hale getirilmesiyle her yıl 9 milyar dolar tasarruf sağlama potansiyelimiz var." değerlendirmesinde bulundu.