Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Enerji meselesi, bir
rekabet meselesinden çok bir işbirliği vesilesi olmalıdır'' dedi. Erdoğan,
''Biz, enerjiye ilişkin uluslararası meselelerin uluslararası dostluk ve
işbirliği ile kalıcı olarak çözülebileceğine yürekten inanıyoruz'' diye
konuştu.
Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de
düzenlenen ''3. Dünya Enerji Zirvesi''nin açılış oturumunda bir
konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, artan nüfus ve büyüyen küresel ekonomi
neticesinde, enerjinin çok ciddi bir mesele olarak gündeme geldiğini kaydetti.
Küresel meselelerin ancak ve ancak, küresel gayretler sonucunda çözüme
kavuşabileceğine işaret eden Erdoğan, küresel enerji güvenliğinin herkes için
son derece önemli olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan, küresel enerji güvenliği kadar, temiz enerji, verimlilik ve
çevre kirliliğinin de artık hayati önem arz etmeye başladığını vurgulayarak,
şunları söyledi:
''Bugünün insanlarının ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir sorumluluğa sahip
olduğumuz kadar, gelecek nesillere de daha yaşanabilir bir dünya emanet etmek
zorundayız. İklim değişikliği ile küresel mücadelede, ortak ve uzun vadeli
politikanın belirlenmesi son yıllarda uluslararası gündemin en önemli
maddelerinden biri haline gelmiştir. Küresel boyuttaki diğer sorunlarda olduğu
gibi sera gazı salımlarının azaltılması konusunda da tüm ülkelerin eşgüdüm
içinde dayanışma ruhuyla hareket etmeleri ve üzerlerine düşeni yapmaları
gerekmektedir.''
''Yenilenebilir enerjiyi gündemimize almalıyız''
Başbakan Erdoğan, enerji sektöründe küresel karbon salımının azaltılmasının
önemli engellerden birini oluşturduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Yenilenebilir enerjiyi artık çok daha fazla gündemimize almamız gerektiğine
inanıyorum. Türkiye başta rüzgar, jeotermal, hidroelektrik ve güneş enerjisi
olmak üzere kayda değer bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahiptir. Şu anda
yenilenebilir kaynakların toplam elektrik üretimimiz içindeki payı yüzde 20'dir.
Hedefimiz 2023 yılı itibarıyla elektrik tüketiminin yüzde 30'unu yenilenebilir
kaynaklardan karşılamaktır. Ayrıca 2023'te 20 bin megavat rüzgar enerjisi ve 600
megavat jeotermal kapasitesine erişmeyi hedefliyoruz.''
Alternatif yakıt ve ileri teknolojik araçlar
Erdoğan, otomotiv sanayi bağlamında alternatif yakıtların ve ileri teknoloji
araçlarının geliştirilmesinin enerji güvenliğini ciddi biçimde artıracağını ve
petrole olan bağımlılığı azaltacağını ve sera gazı salım miktarlarını
düşüreceğini kaydetti. Türkiye olarak, dünyada yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanımının artırılmasına, bu anlamdaki bilgi ve deneyimlerin
paylaşılmasına yönelik uluslararası girişimlere destek verdiklerini vurgulayan
Başbakan Erdoğan, ''Uluslararası yenilenebilir enerji ajansının tesis edilmesini
çok önemli ve zamanlı bir girişim olarak değerlendiriyorum. Bu anlayışla
Türkiye, 26 Ocak 2009 tarihinde Bonn'da gerçekleştirilen kuruluş konferansına
iştirak etmiş ve bunun kurucu anlaşmasını imzalayarak, kurucu üye olmuştur.
Bunun sekretaryasının Abu Dabi'de kurulmasını da isabetli buluyoruz'' diye
konuştu.
Enerji güvenliği
Enerji güvenliğinin en önemli şartlarından birinin enerji kaynaklarını ve
nakil güzergahlarının çeşitlendirilmesi olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle
devam etti:
''Çeşitlendirme, jeopolitik ve teknik risklerin en aza indirgenmesinin ön
koşuludur. Ülkemiz, bir taraftan kendi enerji güvenliğini sağlarken aynı zamanda
Avrupa'nın enerji güvenliğine katkıda bulunmayı hedefliyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan
Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı, Mavi Akım,
Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Enterkonnektörü gibi önemli projeleri son dönemde
hayata geçirdik. Aynı yaklaşımla Hazar ve Orta Doğu doğalgazının Türkiye
üzerinden Avrupa'ya sevkini öngören NABUCCO Projesi Türk boğazlarındaki tanker
trafiğinin hafifletilmesi amacıyla geliştirilen Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı
ve Türkiye- Yunanistan- İtalya doğalgaz Boru Hattı projelerine yönelik
çalışmalarımızın devam ediyor.''
Önümüzde geleceğimiz adına fırsatlar bulunuyor
''NABUCCO hükümetler arası anlaşmasının Ankara'da imzalanması enerji
stratejimiz açısından 2009 yılına damgasını vuran en önemli gelişmeyi teşkil
etmiştir'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu projenin hayata geçmesi, enerji güvenliğini artırmanın yanı sıra
bölgesel barış, istikrar ve refaha da olumlu katkılarda bulunacaktır.
Gerçekleştirmeyi öngördüğümüz diğer önemli bir proje, Körfez ile ilgili atılacak
adımlardır. Özellikle Katar doğalgazının, Türkiye'ye ve oradan Avrupa
pazarlarına ulaştırılması Körfez bölgesi için büyük bir fırsat teşkil
edecektir.
Enerji meselesi, bir rekabet meselesinden çok bir işbirliği vesilesi
olmalıdır. Biz, enerjiye ilişkin uluslararası meselelerin uluslararası dostluk
ve işbirliği ile kalıcı olarak çözülebileceğine yürekten inanıyoruz. Aynı
şekilde enerji hatlarının sadece enerji değil, istikrar, güvenlik, huzur ve
refah taşıması gerektiğine de inanıyor ve vizyonumuzu da buna göre belirliyoruz.
Önümüzde dünyamız ve geleceğimiz adına tarihi fırsatlar bulunuyor. Bu fırsatları
uluslararası işbirliği, dayanışma ve diyalog ile değerlendirebilir, ortak
çözümler üretebilir ve bu çözümleri uygulayabiliriz ancak bu şekilde gelecek
adına umutlu olabilir, umutlarımızı daha da çoğaltabiliriz.''