Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi
Türkiye’de katlanarak artan enerji ve elektrik ihtiyacı
Avrupalı enerji şirketlerini cezbediyor. Yeni yatırımlara hazırlanan enerji
devleri, Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyor. Türkiye'de son birkaç yıl
içinde hidroelektrik, doğalgaz çevrim santralleri ve rüzgar enerjisine
milyarlarca euroluk yatırım yapan Avrupalı şirketler, yeni projeleri hayata
geçirebilmek için Türk hükümetinin siyasi desteğini ve reformlarını bekliyor.
Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen bir konferasta Türkiye
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'la bir araya
gelen Avrupalı yatırımcılar beklentilerini Ankara'ya iletti.
Fırsatlar ve zorluklar
Bursa ile Kayseri'de yaptığı milyonlarca euroluk yatırımlarla dikkat çeken ve
Türkiye’deki en büyük doğalgaz dağıtım şirketlerinden biri konumuna ulaşan Alman
enerji devlerinden EWE, gelecek dönemde yenilenebilir
enerjilere, özellikle de hidroelektrik ve güneş enerjisine yoğunlaşmayı
hedefliyor. EWE Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Willem Schoeber, DW
Türkçe servisinin sorularını yanıtlarken, Türkiye enerji piyasasında hem büyük
fırsatlar hem de zorluklarla karşı karşıya olduklarını anlattı.
“Türkiye'de devasa boyutlarda iktisadi gelişme olduğunu bildiğimiz için ve
bundan kaynaklanan fırsatlar nedeniyle burada yatırım yaptık” diyen Schoeber,
Türkiye piyasasının kendileri açısından stratejik önem taşıdığını, güvenilir ve
kalıcı bir aktör olmayı hedeflediklerini kaydetti. Schoeber sözlerini şöyle
sürdürdü: “Ancak Türkiye'de aynı zamanda enerji piyasası gelişme safhasında ve
düzenlemeler net değil. Bundan kaynaklı hayal kırıklıkları yaşamak durumunda
kaldık. Regülasyonların geleceği konusunda hükümetle görüşme halindeyiz. Hem
Türkiye hem EWE çıkarlarına hizmet edecek şekilde uzun vadeli bir işbirliği
sürecini umut ediyoruz.”
Yabancı sermaye şart
Ekonomisi büyüyen ve nüfusu artan Türkiye’nin enerji ihtiyacını
karşılayabilmek için her yıl yaklaşık 10 milyar euroluk yatırım yapılması
gerekiyor. Bu yatırımı yerli kaynaklarla karşılaması mümkün olmayan ve ileri
teknoloji imkanlarını transfer etmek isteyen Türkiye, Avrupalı enerji devleriyle
işbirliği arıyor.
AB sürecinde enerji piyasasında liberalizasyona giden ve özelleştirmeleri
hızlandıran ve 2011 AB İlerleme Raporu’nda enerji alanında övgüler alan Türk
hükümeti, yine de tüm beklentileri karşılayabilmiş değil. Yabancı yatırımcılar,
kamu iktisadi teşekkülü BOTAŞ’ın piyasada neredeyse tekele sahip olması,
doğalgazı piyasa fiyatının altında satması ve alacakları üzerinde orantısız faiz
oranları uygulamasına dikkat çekerek büyük risklerle karşı karşıya kaldıklarını
belirtiyor.
Umutları Türkiye’nin AB süreci
Avrupalı yatırımcılar, sorunlarının çözümü ve Türkiye ile AB arasında enerji
alanında işbirliğinin güçlenmesi için Türkiye’nin AB müzakere sürecinin önemli
bir fırsat olduğunu düşünüyor. Türkiye’nin AB üyeliğine destek veren enerji
devleri, enerji piyasasını düzenleyen kurallar ve standartların AB ile uyumlu
hale gelmesiyle işbirliğinin derinleşeceği umudunu taşıyor.
EWE Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Willem Schoeber, “Türkiye'de
enerji piyasasının liberalleşmesine, doğru düzgün ve istikrarlı regülasyona
kavuşmasına büyük önem veriyoruz. Türkiye'nin AB müzakereleri de işte
gelişmelerin bu doğrultuda seyredebilmesi için etkide bulunuyor. İş alanım
açısından değerlendirecek olursam -ki şu anda bunu yapıyorum- Türkiye'nin AB'ye
üyeliği bizim çıkarlarımıza katkı sağlayacaktır" diyor.
Türkiye'nin AB uyum sürecinde son birkaç yılda çıkardığı yasa ve yaptığı
düzenlemeler, çevre dostu enerjiler alanında yeni yatırımların önünü açıyor.
Türkiye halen elektrik ihtiyacının yüzde 26,4’ünü yenilenebilir enerji
kaynaklarından sağlıyor. Burada en büyük payı hidroelektrik santraller
oluştururken, yeni düzenlenmelerle sağlanan teşvikler ile fiyat garantisi,
rüzgar ve güneş enerjisi gibi alternatif kaynaklara olan ilgiyi artırıyor.
Yenilenebilir enerjide yeni yatırımlar
Türkiye’de gelecek gören Alman enerji şirketlerinden EnBw,
yenilenebilir enerji kaynaklarına ve özellikle de rüzgar enerjisine ağırlık
veriyor. EnBw Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Franc Schütz,
Türkiye’nin AB sürecinde enerji piyasasını liberalleştirme yönünde önemli
adımlar attığını, ancak tüm sorunların ortadan kalkmadığına işaret etti.
Yatırımlar konusunda kuralların basitleştirilmesi ve süreçlerin
hızlandırılmasının Türkiye’nin de çıkarına olduğunu belirten Schütz şunları
kaydetti:
“Tabii dünyanın neresinde yatırım yaparsanız yapın, şüphesiz bazı zorluklar
olur. Türkiye’de yatırım konusunda çok büyük fırsatlar bulunuyor. Piyasa
kuralları büyük ölçüde başarılı bir şekilde oluşturulmuş durumda. İhale
süreçleri ve lisans alma konusunda ise zorluklar olabiliyor. Bu oldukça masraflı
olabiliyor. Yerel bir ortağınızın bulunması durumunda işler daha kolay
ilerliyor. Onların yerel kuralları daha iyi bilmesi süreçleri hızlandırabiliyor.
Biz genel olarak Türkiye’deki yatırımlarımızdan çok memnunuz. Bu yatırımlarımızı
sürdüreceğiz. Çünkü Türk ekonomisine güveniyoruz. Türkiye’nin AB sürecine
güveniyoruz”
Çanakkale'de rüzgar enerjisi santrali
Rüzgar enerjisi ile geç tanışan Türkiye, halen potansiyelinin ancak yüzde
15’ini kullanabiliyor. Bu alanda en büyük yatırımların başında
Çanakkale'de 13 rüzgar türbinine 30 megavat kurulu güce sahip
olan ve bu yılın şubat ayında üretime başlayan santral geliyor. Bu santrali
kuran Avusturya merkezli Verbund şirketinin, ortağı olduğu
EnerjiSA ile birlikte Türkiye’deki toplam yatırımları 800
milyon euroya ulaşıyor. Verbund Yönetim Kurulu Başkanı Dr.
Wolfgang Anzengruber, gelecek 10 yıl içerisinde, Türkiye’nin enerji
talebinin, AB’nin en büyük beş ülkesinin düzeyine erişeceği tahmininde
bulunuyor.
Anzengruber, DW’nin sorularını yanıtlarken şunları söyledi: “Neden Türkiye’de
yatırım yapıyoruz? Çünkü büyüyen ekonomisi ve enerji kaynakları ile çok büyük
potansiyel bulunuyor. Bizlerin ağırlıklı olarak deneyim sahibi olduğu
hidrolektrik enerji alanın yanı sıra, doğalgaz, rüzgar ve termal enerji alanında
büyük fırsatlar bulunuyor. Piyasada halen yüzde 5’lik bir paya sahibiz. Gelecek
birkaç yıl içerisinde yüzde 10’luk piyasa payı hedefine ulaşabileceğimiz
konusunda çok iyimseriz.”
Avusturya, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olsa da Avusturyalı yatırımcılar bu
süreci destekliyor. Ancak müzakereleri tıkayan Kıbrıs sorunu, enerji alanında AB
ile Türkiye arasında daha yakın işbirliğini engelliyor. AB Komisyonu ve birçok
üye ülkenin bir an önce enerji faslında müzakerelerin açılmasını istemesine
karşın süreç bloke olmuş durumda.
Yıldız: “Kaybeden Türkiye olmaz”
Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen konferansa katılan Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji işbirliği alanında
Avrupalı yatırımcıların beklentilerini dinledi, Avrupalı siyasetçi ve
bürokratların görüşlerini aldı. Yıldız, Türkiye’nin çok hızlı bir dönüşüm
sürecinden geçtiğini, bu nedenle piyasa düzenlemeleri konusunda sorunlar
yaşanabildiğini belirtirek yabancı yatırımcıların karşılaştıkları sorunları
aşmak için büyük çaba gösterdiklerini kaydetti. Yıldız, enerji piyasasında
liberalizasyon ve özelleştirme hedeflerine bağlı olduklarını vurgularken,
Avrupalı enerji şirketlerini Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti.
Brüksel temaslarının ardından basın toplantısı düzenleyen Yıldız, AB’nin
Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinde etkisini kullanmasını isterken müzakerelerde enerji
faslının açılmasının herkesin yararına olacağını vurguladı. Yıldız, ''Ama bizim
bu konuda yalvaracak halimiz yok. Biz projelerimizi gerçekleştiriyoruz. Kaybeden
Türkiye olmayacaktır'' görüşünü kaydetti.