Ilısu baraj bölgesinde, biri sular
altında kalacak olan Hasankeyf’te olmak üzere, üç Bilgilendirme
Ofisi kuruldu. Bu ofisler aynı zamanda halkın şikâyetlerini işletecekleri yerler
olacaktı. Bunlar da yine Nurol adına Encon
tarafından kuruldu. Personeli Encon tarafından sağlandı. Yani
DSİ gibi ülkenin önemli kuruluşlarından biri, Encon’un
sağlayabileceği düşünülen nitelikli danışmanları istihdam etmekten acizdi. Bu
yetmezmiş gibi, Encon, DSİ bünyesinde bulunan ve Ilısu projesini götürmekle
görevli Proje Uygulama Birimi’ne adam soktu.
“Yani” diyor kaynağım, “halkın müteahhitlerden şikâyetini yine müteahhitlere
yapması, müteahhitlerin de inşaatın durdurulmasını göze alarak bu şikâyetleri
gerekli mercilere, en üst düzeyde de kredi kuruluşlarına iletmesi beklendi.”
Bunun halkla nasıl alay etmek olduğunu az sonra okuyacağınız, baraj
bölgesinde kamulaştırma yapılmadan yapılan yol inşaatları kanıtladı.
Hazırlanan yeni planlar
Bilgilendirme ofisleri aynı zamanda çevre ve kültürel varlıklar konusunda da
gerekli izleme ve kontrolleri yapmakla yükümlüydüler. Burada çalışan arkeologlar
da yine Encon tarafından görevlendirildi. Bu arkeologlar inşaattan etkilenecek
kültürel, tarihi varlıkların korunmasına yönelik gerekli kontrolleri yapacak,
inşaat kazılarında ortaya çıkacak buluntular konusunda gerekli tedbirlerin
alınmasını sağlayacaktı. Ama müteahhitlerin sağladığı parayla çalışan
arkeologlar inşaatın durdurulmasına bile neden olabilecek buluntular konusunda
gerekli uyarıları nasıl yapabilecekti?
Benzer biçimde, çevreyle ilgili konularda gerekli izlemeleri yapmak üzere bu
ofislerden birinde bir çevre mühendisinin yine Encon tarafından
görevlendirilmesi öngörüldü. Kreditör ülkeler Ekim 2008’de DSİ’nin taahhütlerini
yerine getirememesi dolayısıyla krediyi askıya aldı ve durumun düzeltilmesi için
60 günlük bir süre tanıdı. DSİ Encon’a ve müteahhitlere yüklenip yeni bir plan
hazırladı ve 5-6 Aralık 2008 tarihinde bunu kreditörlere sundu. Kreditörler
DSİ’nin yeni planını beğenmedi ve bu defa 23 Aralık 2008 tarihinden başlamak
üzere son bir 180 gün daha süre tanıdı.
Kim ne yapıyor belli değil!
“Bu 180 günlük süre içerisinde kreditörlerle ilişkiler tümüyle Nurol ve Encon
tarafından yürütülmüş, yurtdışında gerçekleştirilen toplantılara DSİ’den tek bir
temsilci bile katılmamıştır” dedi kaynağım. Neden?
“Devlet Su İşleri bünyesinde Ilısu projesini uygulamak için kurulan birimde
yabancı dil bilen bir tek kişi bile yok. Bu yüzden Encon’un yazdığı raporlardan
değil Bakan’ın DSİ’lilerin bile haberi yok, aslında. Raporlar İngilizce olarak
hazırlanıyor ve Encon tarafından doğrudan gönderiliyordu.”
Encon yalnız projenin bilgilendirme ofislerinde eleman bulundurmuyor. DSİ’de
işi götüren Proje Uygulama Birimi yapılanması içinde de elemanı var. Encon’un
patronu Tolga Hikmet Balta projeyle ilgili en üst yapılanma olan ve ilgili
kurumların üst düzey yetkililerinden oluşan Yönlendirme Komitesi’nin (Steering
Committee) bir üyesidir. Alt komitelerde de uzmanların (Yeniden Yerleşim
Komitesi’nde 1 yeniden yerleşim uzmanı, Kültürel Varlıklar Komitesi’nde 1 uzman
arkeolog ve Çevre Komitesi’nde 1 çevre mühendisinin) patronu da Encon’dur.
Yani sonuç olarak, kim işveren, kim işi alan, kim kontrol eden belli
değil.