Trakya'da, Türkiye'nin en verimli
toprakları çarpık sanayileşme sebebiyle yok oluyor. Fabrikaların boşalttığı
kimyasal atıklar nedeniyle Ergene Nehri ile Çorlu
Deresi'nin suyu kullanılamaz hale geldi. Bölgeyi bekleyen yeni tehlike
İstanbul'dan gelecek 2 milyonluk göç... Birinci derecede tarım
arazilerine sahip bölgeye her yıl yeni fabrikalar kuruluyor. Hükümet destekli
yeni plana göre, İstanbul'un sanayisi de birkaç yıl içinde bölgeye kaydırılacak
ve bölge yoğun göç alacak.
Ancak Trakya göç ve sanayileşmeyi
kaldıracak kaynaklara sahip değil. Bölgenin yeraltı suları çekiliyor, havzaları
fabrika atıklarıyla kirletiliyor. Kendi görüşlerinin alınmamasına tepki gösteren
belediyeler, "Fabrikasız yaşayabiliriz ancak susuz yaşayamayız"
diyor.
İstanbul rahatlayacak ama...
İstanbul'un 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi ile birlikte İstanbul Metropolitan Planma Merkezi, hükümetin de desteğini alarak kentteki sanayinin Trakya'ya kaydırılmasına karar verdi. Bu proje kapsamında İstanbul'un trafiği rahatlayacak ve nüfus oranında büyük azalma yaşanacak. İki yıl içinde projenin tamamen faaliyete geçmesiyle birlikte İstanbul'daki sanayi Edirne, Tekirdağ, Çerkezköy, Çorlu ve Lüleburgaz'a kaydırılacak. Sanayi ile birlikte ise 2 milyon kişinin 1.5 milyon nüfuslu Trakya'ya taşınması bekleniyor. Bu ani nüfus artışı beraberinde su sıkıntısı ile altyapı ve konut sıkıntısını getirecek.
500'ün üzerinde fabrika var
Şu an Trakya'da irili ufaklı 500'ün üzerinde fabrika
bulunuyor. Çerkezköy Organize ve Sanayi Bölgesi'nde (ÇOSB) 200
fabrika bulunuyor. Dünyaca ünlü fabrikaların faaliyet gösterdiği OSB'de 50 binin
üzerinde işçi çalışıyor. Çerkezköy'de faaliyet gösteren fabrikaların
Çorlu Deresi'ne bıraktığı kimyasal atıklar ise çiftçileri
sıkıntıya sokuyor. Türkiye'nin en verimli topraklarına sahip olan Trakya'da,
fabrikaların boşalttığı kimyasal atıklar nedeniyle Ergene Nehri
ile Çorlu Deresi
'nin suyu
kullanılamaz hale geldi. Bu dere ve nehirden su alan çiftçilerin verimleri de
düştü.
Özellikle Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nden Çorlu
Deresi'ne ve daha sonra Ergene Nehri'ne boşalan kimyasal atıklı su zehir saçmaya
başladı; etrafa yaydığı ağır kokunun yanı sıra Ergene Nehri'nde canlı türü
yaşayamaz oldu.
İnşaat sektörünün iştahı kabardı
İstanbul sanayisinin
Trakya'ya taşınma planı inşaat sektörünü bölgeye çekti. Çok sayıda firma,
yatırımlarını artırdı ve imara açık olan tarım arazilerini satın aldı.
Çerkezköy'de emlakçılık yapan Hüseyin Akın , "Son 1 yıl içinde
Çerkezköy'de 5 bin konut yapıldı. Daire fiyatları ise büyük oranda yükseldi.
İmar durumu çok iyi. Özellikle Kapaklı beldesinde şu an 550 bin dönümlük imarlı
alan var. Hareketin başlaması için İstanbul'daki göçün gelerek piyasayı
hızlandırmasını bekliyoruz" dedi.
Çerkezköy İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı
Cengiz Yıldırım ise,
"Çerkezköy'de hızlı bir yapılanma var. Günde 10'a yakın inşaat projesi elimizden
geçiyor. Günlük 10 proje 1 yılda 1 milyon metrekarelik inşaat projesi anlamına
geliyor. 1 milyon metrakarelik alan ise 10 bin konut anlamına geliyor. Böyle bir
göç Çerkezköy ve çevresi için çok sevindirici" diye
konuştu.
Belediyeler karşı
Trakya'nın
sanayileşme ile birlikte yeni bir planlamaya ihtiyacı olduğu belirten
Çerkezköy'ün AKP'li Belediye Başkanı Ali Ertem
, "Sanayi ile birlikte bu kadar göçün burada
düşünülmesi bana göre doğru değil. Bu bölge 2 milyon nüfusu kaldıracak bir bölge
değil" dedi.
"2 milyon insanı yerleştirebilirsiniz. Ancak onların
yaşabilmesine imkan sağlayacak diğer donatıları sağlamak mümkün mü, ona bakmak
lazım" diyen Ertem, "Bunun başında su sorunu geliyor. Trakya'da genelde bir su
sorunu var. Maalesef yüzey suyumuz az. Yeraltı suyu kaynaklarının kullanılması
gerekiyor. Trakya'da özellikle sanayi tekstil ağırlık olduğu için, suya
dayanıklı sanayi durumunda. Buradaki insanların kullandığı suyun kat kat fazlası
kullanılıyor bu sanayilerde" dedi.
Çerkezköy'de vatandaşların 15
bin ton su kullandığını söyleyen Ertem, sanayinin kullandığı suyun ise 100 bin
tonun üzerinde olduğunu kaydetti.
"Sanayi haddinden
fazla su çekiyor"
Sanayiye acilen alternatif su kaynaklarının bulunması gerektiğini belirten
Ertem, "Böyle giderse yeraltı su kaynaklarımız gittikçe aşağı çekilecek. 15 sene
önce yerin 150 metreden su alırken şu an 400 metreden aşağıda verimli suyu ancak
alabiliyoruz. Sanayi haddinden fazla su çekiyor" diye
konuştu.
Arıtma tesisi olmayan fabrikaların kimyasal atıklarıyla
Ergene Havzası'nı da kirlettiğini söyleyen Belediye Başkanı, çiftçilerin bu
suyla sulama yaptığını, bunun ileride sağlık sorunları ortaya çıkaracağını
belirtti.
"Bu kadar sanayiye gerek yok"
"Çevre anlamında
duyarlı olunması lazım. Bu kadar sanayiye gerek yok" diyen Ertem, "Şu anki
fabrikalardan daha fazlasını buraya getirmemek lazım. Anadolu'ya yönlendirilmesi
daha mantıklı. Burada milyonlarca insanların yaşaması, eğtim, sağlık ve kültürel
olarak büyük sorunlar çıkartır" dedi. Kendi
önerilerinin de alınmasını isteyen Ertem, "15 yıl su problemi belki burada
olmaz. Ancak sanayi böyle giderse 15 yıldan sonra sıkıntı olabilir. Burada
fabrikasız yaşayabiliriz ancak susuz yaşayamayız. Bu taşınma büyük sorun olacak
ve biz bu sorunu yaşamak istemiyoruz" dedi.
Trakya'ya göçün başlaması ile birlikte yerleşim alanı
olarak Çerkezköy'ün Kapaklı beldesi düşünülüyor. Sanayiye kapalı olan bu bölgeye
yaklaşık 400 bin kişinin göç etmesi bekleniyor. 30 binin üzerinde konutlarının
bulunduğunu belirten Kapaklı Belediye Başkanı İrfan Mandalı, "Burada tarım mı,
sanayi mi yapılacak, ilk önce onun kararının verilmesi lazım"
dedi.
Kurumlararası anlaşma sorunu yaşandığını ve kendi
görüşlerinin alınmadığını söyleyen Mandalı, "Bize gelseler imar yeri ve tarım
alanı gösterebiliriz. Ancak bize kimse gelmedi. Biz İstanbul'un uyguladığı
projeye karşı değiliz. Ancak gelip görsünler ve masa başında bizi bitirmeye
çalışmasınlar" dedi.
"Korku hikayesi..."
Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak da, "Bu sanayileşmenin başlaması ile birlikte göç olacak ve bu kadar insanı yerleştirecek konutumuz Trakya'da yok. Bu kadar insan için kısa sürede konut yapamayız. Biri ortaya korku hikayesini salıyor ve bizleri sıkıntıya sokuyor. Akıllı olmak zorundayız. Büyümeyi plansız yaparsanız gecekondulaşma olur. Çevre kirliliği ortaya çıkar" dedi.
Lüleburgaz TEMA Temsilcisi Hakan Dedeoğlu ise, "Birinci sınıf tarım arazisinde sanayileşme olamaz. Yeraltı sularımız içilebilir durumda olduğu için mutlaka içim için kullanılmalıdır. Sanayide kullanılmamalıdır. Trakya'da sanayileşmeyi plansızlık olarak düşünüyorum. Toprak yapısına ve kaynaklarına göre yapılması gerekiyor" dedi.
Sanayileşmenin Trakya için önemli olduğunu belirten
Dr. İskender Asutay ise,
"Sanayileşme istihdamı da birlikte getirir. Ancak bunun için oluşabilecek
olumsuzların tedbirleri de alınmalı. Özellikle eğitim ve sağlık altyapısının
hazırlanması gerekir. Eğer altyapı tam olarak hazırlanmazsa buraya gelecek olan
vatandaşlar mutsuz olur" dedi.
"Trakya
yaşayamayacak bir toprak parçası olur"
TBMM Çevre Sorunları Araştırma Komisyonu Üyesi Edirne
Milletvekili Rasim Çakır
, "Trakya'da İstanbul'un atığı ve kirlilik üreten sanayisinin gelmesi
kesinlikle bu bölgede yaşayan insanların artık yaşayamaz duruma gelmesine neden
olur. İstanbul'un yükünü Trakya'ya aktarmak için yapılan çalışmaları bizlerin
kabul etmesi mümkün değildir. Trakya insanının iradesi dışında bir dayatma ile
bu yönde çalışmalar yapılıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Nüfus ve sanayi göçü
olursa Trakya yaşayamayacak bir toprak parçası haline gelir"
dedi.
Parlamentoya Ergene ve Meriç Havzası'nın Su ve Kanalizasyon
İdaresi adı altında bir merkezi model oluşturulması ve tek merkez ile
Trakya'daki suyun arıtılması için kanun teklifi verdiğini belirten Çakır,
"Teklif Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından inceleniyor"
dedi.
"Ergene Türkiye'nin
en kirli nehri"
Ergene Nehri'nin çok kirli olduğunun altını çizen Çakır, "Ergene Nehri şu an Türkiye'nin en kirli nehri. İçinde dördüncü sınıf su bulunduruyor. Bünyesinde ağır metal bulunduran, kansere neden olan, bunlar hayvanlara, insanlara ve bitkilere rahatlıkla geçecek bir nehirdir. Bugünkü devlet örgütlenme yapısı ile bu sorunun çözülebilmesi mümkün değildir. Nehirde en ufak bakteri bile yaşamıyor. Hayat yok nehrin içinde. Tarım bile sulanamaz. Bu kadar kirli olan bir nehir" diye konuştu.
"Sanayinin yüzde 88'i kaçak"
Trakya
Üniversitesi ise Ergene Havzası için bir rapor
hazırladı ve bu raporda Trakya'daki toprak ve suyun analizini yaptı. Çevre planı
900 gün süren bir çalışma ve 400 öğretim görevlisinin çalışması ile ortaya
çıktı.
Trakya
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Duran, "Bugün ruhsatsız
sanayi kuruluşlarının yüzde 15'i Edirne'de, yüzde 8'i Kırklareli'nde yüzde 12'si
Tekirdağ'dadır. Türkiye sanayisinin yüzde 7'si bu bölgedir. Çok çarpıcıdır. Bu
bölgedeki sanayinin yüzde 88'i kaçaktır. Trakya bölgesinde yaklaşık 1 milyon
hektar verimli tarım alanının yüzde 22'si sanayinin eline geçmiştir. Sadece
yüzde 22'si sanayinin eline geçmekle kalmamış, 15 sene önce yeraltı sularının
seviyesi 1800 metre civarındayken, şu an 450-500 metreye düşmüştür"
dedi.