Şehristanbul'un Avrupa'nın Kültür Başkenti namını elde etmesine sadece üç yıl kaldı! Ancak Kültür Başkenti projesinin anlam ve önemiyle ilgili 'sokaktaki vatandaştan' proje yürütücülerine kadar herkesin kafasında soru işaretleri var. Bu soru işaretleri giderilmediği sürece de zaman İstanbul'un aleyhine işlemeye devam ediyor.
Projeyle ilgili tatmin edici bilgilere ulaşmak isteyenlerin başvurabilecekleri kaynakların başında daha önce Avrupa Kültür Başkenti olan kentlerin deneyimleri geliyor. Mesela 2004'te başkent olan Fransa'nın Lille kenti gibi...
Kültür Başkentliği projesinin en başarılı örneklerinden biri olarak kabul edilen Lille 2004'ün yöneticilerinden Didier Fusillier, İstanbul 2010 Girişimi'nin davetlisi olarak geçen hafta İstanbul'daydı. Biz de kendisiyle buluşup bizi konuyla ilgili biraz aydınlatmasını istedik.
Öncelikle, Fusillier'ye göre bu proje sayesinde bir kentin kültürle olağanüstü bir şekilde dönüşümü mümkün. Bunun için ilk şart katılıma dayanan bir organizasyon yapısı. "Bu işin olmazsa olmazı" diyor Fusillier, "mikrodan makroya kentteki herkesin ama herkesin sürece katılımı" ve bir örnek veriyor: "Kentte yaşayan insanların evlerinde bile bir şeyler yapabilmelerini sağlamak gerekiyor. Mesela, Lille'deki bir proje kapsamında insanlar evlerindeki çocuk odalarının rengini Lille'in rengi olan, pembe rengine boyadılar. Herkes küçük de olsa bir şeyler yaptı. Bu olmazsa başarı sağlanamaz."
Kentteki sanatçıların, ama özellikle de genç sanatçıların sürece katılımı da projenin olmazsa olmazlarından. Ama bu, süreç boyunca sadece yerli sanatçıların yer alacağı anlamına gelmiyor. Kente gilgi gösteren uluslararası çapta sanatçıların davet edilip iş üretmelerini sağlamak da önemli hedefler arasına.
Sanat demişken... Fusillier, farklı başkentlerin farklı deneyimleri bulunsa da sonuçta projenin merkezinde sanatın yer aldığının unutulmaması gerektiğini belirtiyor: "Projeden bazı tarihi yapıların yenileştirilmesi için yararlanılabilir. Ama esas amaç bu değil. 2010 geldiğinde Fransa'da yaşayan biri "Hadi Topkapı Sarayı'nın veya Ayasofya'nın yenilenmiş halini gelin gezin" diye bir çağrıyla karşılaşınca İstanbul'a gelmeyecektir. Mesela, Boğaz'da sanatçılar tarafından olağanüstü bir sergi yapılmıştır, onu görmeye gelecektir"
Tabii sanatsal etkinliklerin kent halkıyla kuracağı bağ da çok önemli. Buna örnek olarak Lille'deki 'Maisons Folie'yi (Çılgınlık Evleri) gösteriyor Fusillier. Kentin çevre mahallelerinde bu adı taşıyan 12 adet kültür merkezi kurulmuş. Bu mekânlarda sanatın farklı alanlarında mahalle halkının da katılımıyla etkinlikler düzenlenmiş. Başkentliğin kentin ekonomisine de büyük katkı yapmasının projenin önemli getirilerinden olduğunu da ekliyor Fusillier.
Proje sayesinde eski bir endüstri kenti olan Lille'e 9 milyon ziyaretçi gelmiş, ekonomik olarak yüzde 20 büyüme yaşanmış. Başkentlik, Lille kamuoyunun o kadar işine yaramış ki, kent ve bölge yönetimi projeyi Lille 3000 adıyla sürdürme kararı almış! Fusillier'nin de yine yöneticilerinden olduğu Lille 3000 kapsamında farklı zamanlarda yabancı bir kent belirlenip, ona yönelik kültürel etkinlikler düzenleniyor. İlk kent olarak geçen yıl Bombay seçilmiş. Üç ay boyunca 3 milyon insan etkinliklere katılmış. 2009 için seçilen kentinse İstanbul olduğunu belirtelim.
Fusillier'le birlikte İstanbul'a gelen, 2009 İstanbul projesinin başında olacak isim Caroline Naphegyi de konuyla ilgili şu bilgiyi veriyor: "Mart-temmuz ayları arasında sürecek etkinlikte hem Avrupa'nın yeni sınırlarını hem de İstanbul'dan Avrupa'nın nasıl görüldüğünü sorgulayacağız. Birçok sergi düzenleyeceğiz, İstanbul'dan konuklarımız olacak".
17 bin sanatçı, 9 milyon izleyici
Lille 2004 için 193 irili ufaklı kentle işbirliği yapılmış etkinliklere 17 bin sanatçı katıldı. Etkinliklere yalnızca açılış şenliğine 730 bin olmak üzere, toplam 9 milyon kişi katıldı. Otellerdeki geceleme oranı bir önceki yıla (2003) göre yüzde 30'a yakın bir artış gösterdi. Kente 4 bin gazeteci geldi, 10 milyon basılı malzeme dağıtıldı, birçok başka ülkede ve kentte 8 bin büyük afiş ve 6 bin bayrak asıldı. Lille 2004 ile ilgili televizyonlarda 2 bin söyleşi, haber yayımlandı. Fransız yazılı basınında basınında 6 bin, uluslararası basında 1000'den fazla makale, haber yayımlandı.
82 ortak kuruluşla proje geliştirildi, sponsorlar bütçenin yüzde 20'ye yakın bir bölümünü, 13 milyon avroyu karşıladı. Aynı oranlarda devlet ve bakanlıklar (13.7), metropol yönetimi (13.7), belediye (8), bölge konseyi (10.7), AB ve bölgesel fonlar (4.5) bütçeye katkıda bulundu. Lille 2004'e paralel olarak kurumların kendi bütçeleriyle birçok yeni bina yapıldı, kültür mirası örnekleri restore edildi, yenilendi, güncel mimarlık projeleriyle geliştirildi. (Kaynak: Cengiz Aktar-Korhan Gümüş)