Molozlar ve aralara karışmış koltuklar, çamaşır makineleri, battaniyeler, kırık lavabolar... Hava serin, tepenin sabah erken saatte yıkılmış kısmında açıkta kalan sobalarda çay demleniyor, biraz ısınmak için. Çocuklar ateşe yakın dursa da çoğunun bakışları donuk, kırık tuğlalar ve çamurlu su doldurdukları pet şişelerle oynuyorlar. Anneler sesli, babalar çöktükleri yerde sessiz ağlıyor.
Manzara, Küçükçekmece’nin Ayazma Mahallesi’ne ait. Ayazma önceki gün Kentsel Dönüşüm Projesi’ne dahil edildiğinden bu yana, üçüncü yıkımını yaşadı. Ev sahiplerine TOKİ’nin Bezirganbahçe’deki sosyal konutlarından evleri verildi, TOKİ konutlarının dağıtımı öncesi ev sahiplerinin evden çıkardığı kiracılarsa barakalarda barınmaya başladı.
Tepenin üstünde yıkım sabah erken başlamıştı. Yıkılmış evlerden birinden, haftaya bir gelin çıkacak. Mensure Acar 21 yaşında, dokuz kardeşler, babası hasta. Aileye 7. sınıftayken okuldan aldıkları kardeşi bakıyor. Acar, buruk ama alışık bir tonda anlatıyordu: “Düğünü nerede yapacağız, buralarda işte (molozları göstererek). Geçen sene yapacaktık. 29’unda yıkım oldu. Oda takımları yıkılıp döküldü. Eşyaları toparlayalım diye erteledik, tam toparlandık derken yine yıktılar. Çeyiz sandığım kırıldı. Yastık yorgan çamur. Çöp kovasını üstüne dökmüş insafsızlar.”
Tepenin aşağısında ise yıkım uzun sürdü. Yıkımı izleyen barakacılardan Adil Olgaç, tekstilde asgari ücretle çalışıyordu. 2004’te tespit yaptıklarını, herkese ev verileceğine dair taahhütname dağıttıklarını, 2005’te evrakları verdikleri halde kurada isimlerini göremediklerini anlattı: “Belediyede, ‘Ağlamayan çocuğa meme vermezler. Geç kaldınız’ dediler. Ev sahibimiz evini alabilsin diye erkenden barakalara taşındık. Geçen sene 29 Kasım’da ikinci kez yıktılar. Küçük kızım travma yaşadı. Üniformalı insan görünce, ‘Anne evimizi mi yıkacaklar’ diye soruyor. Oğlum daha 20 günlüktü, büyüğü üç kere havale geçirdi. Dışarı atılır mı bu çocuklar? Hiçbir kitapta yazmaz.” Olgaç, bu kez evlerinin tahtalarının da belediyecilerce götürüleceğini öğrenince, “ Ben AKP üyesiyim, öyleydim. Allah dediler, bizi kandırdılar. Askerliğimi yapmış bir insan olarak sadece barınma hakkı istedim. ‘Ya sev ya terk et’ diyorlar. Böyle nasıl seveyim?” dedi.
‘Bak o ceviz ağacına, ben diktim’
Operasyonu hüzünle seyreden Mardinli Mehmet Selim Aksoy, ‘Onlar Ayazmalı değil, sonradan gelip baraka yaptılar’ iddiasına tepkiliydi: “Bak o ceviz ağacına, ben ellerimle diktim. Biz yıllardır burdayız. Çocuğum OKS’den 376 puan aldı, heba ediyorlar. Terör terör diyorlar, terör bu değil de nedir?”
Ömer Akvaranlı altı çocuk babası, Erzurumlu, hamal. “Vergilerimi ödüyorum, kimsenin bankasını soymadım, hakkına tecavüz etmedim. Ben evimden başka bir şey istemedim. Kadın hakları, çocuk hakları, eğitim hakkı diyorlar. Bu mu?” diyordu.
Direndiği için yaka paça götürülen Kekoşin Aksoy 18 yaşındaydı. İsmi ‘mücadele’ demekti. Kardeşleri okusun diye mobilyacıda çalışıyordu. Komşusuna sarılıp ağlarken anlattı: “Ümraniye’deydik. Kira çok gelince burada tanıdığımızın evine taşındık, kira almıyordu. Maaşım 450 lira. Köpekler gibi yaşasak da geçiniyorduk. Üçüncü kez yıkıyorlar. Ne istiyorlar bizden?” Sonra dümdüz ekledi: “Zaten Kürt olduğumuz için bizi istemiyorlar.” Kardeşi Serhildan 16 yaşındaydı. Liseden gelen arkadaşlarının da desteğiyle yıkıma ismi gibi ‘başkaldırı’yordu bağırarak. Belediye başkan yardımcısının görevlilere “Odunlarını, kömürlerini de alın” sözleri üzerine patladı: “Yaşım tutsa oyumu Cem Uzan’a verirdim. Adam açık açık ülkeyi sattım diyor. Hırsızsam hırsızım, diyor. Bunlar gibi değil hiç olmazsa.”
Barış Turan elektrikçi, 1997’den beri Ayazmalı. Evleri henüz yıkılmadığından evsiz kalan komşularını yanına almış. Belediye başkanının “Biz kira yardımı yapıyoruz, seneye de ev vereceğiz” sözlerini, belediye tecrübesini anlatarak yanıtlıyor:
“Bugün (cuma) bizzat gittim belediyeye. Başkanla görüştürmüyorlar, özel kalemi görüştü. Konuşmaya fırsat vermeden ‘Size bir yıllık kira yardımı yapacağız. Ev sahiplerinizi, kontratlarınızı getirin’ dedi. ‘Peki yarın ne olacak?’ dedik, ‘Bilmiyorum’ diyer başka birine yönlendirdi. Seneye ev verileceğinin resmiyete dökülmesi lazım. Ya yarın iktidar değişirse?”
Belediye: ‘Biz bu sorunu çözmekten aciz değiliz de...’
Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay kiracılara zaten henüz ev verilmediğini, bir yıl sonra evleri teslim edilene kadar kira yardımı yaptıklarını söyledi. Yeniay 1800 aileyi kapsayan projede 1300’ün üzerinde aileyi gecekondudan çıkardıklarını ve sosyal konut verdiklerini, ailelerin inadına anlam veremediğini anlattı.
Belediye Başkanı Yeniay şöyle konuştu:
“Şu andaki 18 aile, daha önce kiracıları iken çıkarılmış aileler. Daha sonra buraya gelip çadır kurdular, biz de konut istiyoruz diye. Zaten daha önce tespit ettiğimiz 130’a yakın kiracı vardı. Onlara da dedik ki, ‘Öncelikle sahiplere vereceğiz, sonra siz de alacaksınız’. Yazılı-sözlü taahhütlerimiz oldu. Bu kapsamda Bezirganbahçe’de 1300 aile yerleştirildi. Kayabaşı’nda 10 gün önce ihalesi yapılan toplu konutlardan istifade ettirilecek kalanlar. ‘Sizin çadırlarda barınmanıza müsaade edemeyiz. Kiraya çıkın, kira yardımı yapalım’ dedik. İnatla ‘Hayır kalacağız’ diyorlar. Orada altyapısı yok, suyu elektriği kaçak, güvenliği yok. O kadar drama sığınmış olmaları, bizim her şeyi verelim dediğimiz noktada istemeyince biz de bunun altında ne var diye düşünüyoruz. 18 ailenin sorununu çözmekten aciz değiliz ancak sistem dahilinde çözmek durumundayız.”