EMO, MMO ve ESM’den Zam Açıklaması



Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) ve Makina Mühendisleri Odası (MMO), son yapılan enerji zamları ile ilgili ortak basın toplantısı gerçekleştirdiler. Toplantıda yapılan ortak açıklamada, zamların iktidarın ithal fosil yakıtlara dayalı ve özel şirketleri kollayan dışa bağımlı enerji politikaları ve uygulamalarından kaynaklandığı belirtilerek, kriz koşulları sona erene kadar zor durumdaki tüm yurttaşların ve kapanan küçük işletmelerin elektrik, su, doğalgaz, İnternet ve telefon hizmet bedellerinin kamu tarafından karşılanması istendi.

2 Temmuz Cuma günü düzenlenen basın toplantısına, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, EMO Yazmanı Can İncebıyık, Saymanı Çiğdem Gündoğan Türker, Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Cemalettin Sağtekin ile Dış İlişkiler, Kadın ve Çevre Sekreteri Özlem Apaydın katıldı.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Toplantıda MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener tarafından okunan ortak açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Siyasi iktidar ve enerji yönetimi yirmi yıl süresince, çok sayıda ithal kömür ve doğalgaz yakıtlı santralın kurulmasını teşvik etmiş ve enerjide ülkemizin dışa bağımlığını artırmıştır. Plansız, programsız uygulamalarla, yenilenebilir enerji kaynaklarına elektrik üretimini destekleme görüntüsüyle, bir tarafta özel şirketlere bedeli yurttaşlar tarafından ödenen milyarlar aktarılırken; küçük HES’lerle dereler insandan, yaşamdan, doğadan koparılmış; verimli tarımsal arazilere kurulan GES’lerle, deşarjlarını bilim ve tekniğin kurallarına uygun olarak yapmayan JES’lerle, seragazı salımları kontrol edilmeyen, kullanılmış lastik ve ithal plastik çöpleri yakan biyokütle santrallarla halkımıza ve doğal çevreye her türlü zararlar verilmiştir.

Elektrik üretiminin özelleştirilmesinden sonra şirketlere verilen ek destekler; YEKDEM, kapasite mekanizması, yüksek fiyatlı alım garantileri vb. yöntemlerle, piyasa fiyatının üzerinde bedel ile elektrik alımı, özel doğalgaz yakıtlı santrallara BOTAŞ tarafından maliyetinin çok altında fiyatlarla doğalgaz satışı ile sınırlı kalmamıştır. Umursamadan çevreye her türlü zararı vermeyi kendilerine hak gören özel şirketlere ödül gibi, çevre mevzuatına uyumda esneklik tanınmış ve çevre izni teşvikleri dağıtılmıştır.

2021 yılı içinde yüzde 15 artan elektrik fiyatlarına son iki buçuk yıl içinde yapılan zam ise yüzde 70 olmuştur.

Doğalgazda da benzer bir tablo söz konusudur.

Konutlar ve küçük işyerlerinin doğalgaz faturaları, BOTAŞ’ın yaptığı zamların yanı sıra; özel doğalgaz dağıtım şirketlerinin BOTAŞ’tan aldıkları gazın fiyatına eklenen ve sürekli artan Sistem Kullanım Bedelleri ile de yükselmektedir. Sistem Kullanım Bedelleri, EPDK tarafından her dağıtım bölgesi ve şirketi için ayrı ayrı belirlenmektedir. Fiyat artışlarının sürekli olarak yansıtıldığı sistem kullanım bedeli, birçok ilde tüketicinin ödediği tutarın üçte birine ulaşmaktadır. 2021 içinde konutlar ve küçük işletmelerin gaz alım fiyatları yüzde 17.7-28.8 aralığında artarken, 2019 başından bugüne artışlar yüzde 32.0–67.2 aralığında olmuştur. Bu dönemde, TÜİK’e göre enflasyon yüzde 35 düzeyinde olurken, elektrik ve doğalgaz fiyat artışları bu rakamın iki katı düzeyinde gerçekleşmiştir.

Ülkemizin Rusya Federasyonu, İran ve Azerbaycan ile yapmış olduğu uzun vadeli, boru hatları üzerinden doğalgaz alım ithalat sözleşmeleri, satış fiyatlarının yüksekliğinin yanı sıra; fiyat güncellemelerinde başka mahreçli gaz satış fiyatlarının değil, petrol fiyatlarının dikkate alınması, Katı “Al ya da Öde” yükümlülükleri, TANAP Projesinin yüzde 30 ortağı olan BOTAŞ’ın, bu boru hattından taşınan gazı satın almak istediğinde gaz fiyatlarına eklenen yüksek taşıma bedelleri vb. Türkiye aleyhine hükümler içermektedir. Maliyetleri yükselten bu etkenlere ek olarak, TL’nin yabancı paralar karşısında yüksek oranlı değer kaybı da; doğalgaz fiyatlarının artmasında etkin olmuştur.

Ülkemizde enerji yoksulluğu sorunu giderek ağırlaşmaktadır. Toplam istihdamın üçte birinden fazla bir bölümünün sosyal güvenlik sistemi dışında sigortasız ve yüzde 60’ından fazlasının asgari ücret düzeyinde ücretle çalıştığı günümüz Türkiye’sinde, geniş anlamda işsiz sayısı 10 milyonu geçmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in TBMM’de verdiği bilgilerden, 2020’nin ilk dokuz ayında, toplam tutarı 101 milyon TL ödenmemiş borçtan dolayı 107 bin konut elektrik abonesinin; 399 milyon TL ödenmemiş borçtan dolayı da; 51 bin konut doğalgaz abonesinin sözleşmelerinin feshedildiği ve elektrik ve gazlarının kesildiği anlaşılmaktadır. Oysa, ortalama borç tutarı bin liranın altında olan 107 bin konutta oturan dört yüz binden fazla yurttaş karanlığa; borçları sekiz bin liradan az olan iki yüz bin yurttaş soğuğa mahkum edilmeyebilir, toplam 500 milyon TL kamu kaynaklarından karşılanabilirdi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Son elektrik ve doğalgaz zamları sonrasında, birçok ticari ve sınai işletme maliyetlerinin arttığı gerekçesi ile ürün ve hizmet fiyatlarını artıracaktır.

İktidar, bal tutan parmakları yalayan yandaş küçük bir azınlığa odaklanmakta, kredi kartlarının borçlarını, kiralarını, elektrik, doğalgaz, su, telefon, internet faturalarını ödeyemeyen, açlıkla, yoklukla boğuşan milyonların yaşadığı sıkıntıları yok saymaktadır. Kâr garantili projelerde şirketler her türlü cezadan muaf kılınır ve kazançları güvence altına alınırken; işsizlik ve pahalılıkla boğuşan milyonlarca emekçi, emekli, esnaf ve işsizin sorunlarının çözümü için tek bir adım atmadan, hiçbir ekonomik destek vermeksizin evlerine kapatılan, aylardır salgından bunalmış kitlelere sabır ve tevekkül önerilmesinin yorumunu kamuoyuna bırakıyoruz. Covid-19 salgını nedeniyle, daha önce de işsiz olup şimdi iş bulma umudunu tümüyle yitirenler, salgın nedeniyle işyerlerinin daralma, küçülme ve kapanması nedeniyle işten çıkarılanlar, asgari ücretin yarısına bile varmayan düşük ücretlerle çaresiz çalışanlar, kapanan/kapatılan çok sayıda küçük işyerinin sahibi ile sayıları on milyonu geçen işsiz yurttaşlar, küçük üreticiler, düşük emekli maaşları ile yaşamlarını sürdürmeye yeterli olmayan emekliler, bütün bu kesimlerden milyonlarca yurttaş; elektrik, doğal gaz, su, telefon, internet faturalarını ödeyememekte, elektrik ve gazlarının kesilmesi ile enerji yoksulları arasına katılmaktadır. Bu durumu önlemek için kriz koşulları sona erene kadar zor durumdaki tüm yurttaşların ve kapanan küçük işletmelerin elektrik, su, doğalgaz, İnternet ve telefon hizmet bedelleri kamu tarafından karşılanmalıdır.”