Birgün Gazetesi'nin haberine göre, Emek Sineması hakkında verilen kararda kamu yararı ve hukuka uygunluk bulunmadığı için yürütme durduruldu.
Mücella Yapıcı ise sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan @emekbizim hesabının duyurduğu "Cumartesi günü saat 17.00'de Emek Sineması önünde toplanılacağı" mesajını paylaştı.
Mimarlar Odası'nın yürütmeyi durdurma kararı hakkında basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"Emek Sineması ve içinde bulunduğu tarihi yapı kompleksinin, hukuksuz, usulsüz ve etik dışı proje ve yıkım sürecini asla unutmayacağımızı ve bu konuda vebali bulunan tüm yetkili ve ilgiler hesap verene dek konunun takipçisi olacağımızı her fırsatta yinelemiştik.
Yaklaşık 5 yıldır hep birlikte, hukuk, bilim, mesleki etik, koruma kavramları, kamu vicdanı yok sayılarak gerçekleştirilen hukuksuzluk ve yağma sürecine, başta sanatçılarımız olmak üzere tüm İstanbul halkının karşı çıkışına, dünyaya örnek gösterilecek mücadelesine ve çabasına tanık olduk.
Ancak ne yazık ki; tüm bu çabalara rağmen bir asırdan fazla İstanbul'un kültür yaşamına damgasını vuran ve yalnızca İstanbul'un değil Türkiye'nin en eski ve görkemli sinema salonlarından olan Emek Sineması da İstanbul'daki hukuksuzluk ve yağma çılgınlığının araçlarından olan 5366 sayılı yasanın kurbanları arasına girmiş ve hepimizin gözleri önünde bir tarih, kültür ve hukuk katliamı sonucunda yıkılmıştır. Bu yıkım, anayasal görevleri anılan değerleri korumak, kollamak ve geliştirmek olan kamu otoriteleri eliyle; Anayasa ve uluslar üstü normlara aykırı bir şekilde, bugünlerde örneklerine çokça rastladığımız yargı üzerindeki siyasi baskılarla gerçekleşmiştir.
Hatırlatmak isteriz; 9. İstanbul İdare Mahkemesi, 24 Mayıs 2010’da projenin uygulanması halinde, telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurabileceği gerekçesiyle, mekan mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra bu konuda yeniden bir karar verilinceye kadar yürütmenin durdurulmasına oybirliğiyle karar vermişti.
Ancak; aynı Mahkeme 16 Kasım 2011’de; daha önce almış olduğu yürütmeyi durdurma kararını, bilirkişi raporundaki çoğunluk görüşüne rağmen gerekçesiz bir kararla kaldırarak Emek Sineması'nın yıkılmasının önü açılmış ve bütün uyarılarımıza rağmen Beyoğlu Belediyesi tarafından 13 Şubat 2013 tarihinde yargı süreci devam eden bir projeye yapı ruhsatı verilmiştir.
Böylelikle yargı kararlarının gecikmesi fırsat bilinerek rant projelerine kurban edilen Sulukule, Tarlabaşı ve Tekel Likör Fabrikası,Taksim Cumhuriyet Caddesi,Saray ve Majik sinemaları gibi kültür ve tarih varlıklarımıza Emek Sineması da eklenmiştir.
Ayrıca bütün bu hukuksuzluklarla da yetinilmemiş, bütün ilgili ve yetkililerin “Yıkmıyoruz, Söküyoruz”şeklindeki utanmazca yalanları ve polis şiddeti eşliğinde acımasızca ve barbarca yok edilen Emek Sinemasının proje ve yıkım sürecinde işlenen suçlar, inşaat aşamasında da pervasızca devam ettirilmiştir.
Ancak bütün bu olumsuz gelişmeler sonucunda, İstanbul Bölge İdaresi Mahkemesinin yürütmenin durdurulmasına karşı itirazımız üzerine; 19/12/2014 tarihinde oybirliğiyle almış olduğu, Odamıza 08.01.2014 tarihinde tebliğ edilen yeniden “YÜRÜTMEYİ DURDURMA” kararı ile Emek Sineması yasal mücadele sürecinde yeni bir sayfa açılmıştır.
İstanbul Bölge İdaresi Mahkemesinin 19/12/2014 tarihinde oybirliğiyle almış olduğu YÜRÜTMEYİ DURDURMA” kararında; "Karar veren İstanbul Bölge İdaresi Mahkemesi Birinci Kurulunca yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin karara itiraz incelenerek işin gereği görüşüldü:
"…bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda dava konusu işlemlerde kamu yararı ve hukuka uyarlık bulunmadığı .."
Dava konusu işlemlerin yürütülmesi halinde tarihi ve kültürel miras olarak nitelendirilmesi söz konusu olan yapılar açısından telafisi güç, hatta imkansız zararların doğmasına yol açabilecektir.
Açıklanan nedenlerle, davacının itirazının kabulüne, İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 20/11/2014 tarih ve E:2014/1825 sayılı kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usülü Kanunu’nun 27. Maddesinde aranan koşullar dava konusu olayda birlikte gerçekleştiğinden, yürütmenin durdurulmasına, dosyanın mahkemenin iadesine, 19/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. “ denilmiştir.
Gecikmiş de olsa tüm toplumsal kesimler ile birlikte sürdürdüğümüz hukuk mücadelesindeki haklılığımızın yeni bir kanıtı olan yargının bu önemli kararını kamuoyu ile paylaşırken;Konunun tüm ilgililerine, bu karardan itibaren yargı süreci sonuçlanana kadar dava konusu yapı adasına yapılacak herhangi bir müdahalenin var olan suç dosyalarına yenilerini ekleyeceğini önemle hatırlatmak ve sizlerin önünde bir kez daha seslenmek istiyoruz.
İstanbul ve Beyoğlu'nun nadir kalmış kamusal alanlarından olan ve toplum adına korumak ve kollamak için tarafınıza emanet edilmiş bulunulan ancak kendi siyasi amaç ve rant beklentileriniz uğruna bakımsızlık ve yıkıma terk ettiğiniz; başta Atatürk Kültür Merkezi olmak üzere bütün kültür ve tarih varlığı yapılarımızı ve bugün acımadan yıktığınız Emek Sineması'nı; evrensel koruma ilkelerine uygun olarak onarıp projelendirerek asli işlevleriyle acilen toplum hizmetine sununuz.
Ayrıca Sulukule'de, Tarlabaşı'nda, Ayvansaray’da, Tekel Likör Fabrikası’nda Saray Sineması’nda, Emek Sineması'nda, Yırca’da ve benzeri birçok yerde son derece can yakıcı sonuçlarını görmeye başladığımız mimarlık, kültür, tarih ve hukuk katliamlarına; İstanbul'u İstanbul yapan tarihi ve kültürel değerlerin meta olarak görülmesine; Kamusal ve kentsel alanların iktisadi enstrümanlar olarak yerli ve uluslararası sermayenin emrine sunulması politikalarına derhal son veriniz.
Yargılamalar sonucunda kamu yararına ve hukuka aykırılıkları birer birer ortaya çıkmaya başlayan kentsel doğal ve tarihi yağma projelerinizin yasadışı ve suç ürünü olan sonuçlarını meşrulaştırmak ve bu uğurda toplum ve kamu yararı adına görev yapan TMMOB’ye bağlı Odaları susturup işlevsizleştirmek üzere hazırladığınız hukuk dışı torba yasa tasarılarınızı ve kararnamelerinizi derhal geri çekiniz.
Emeği ve yıkım sürecini unutacaklar diyenler yanılıyorlar. Kentimize, emeğimize, mesleğimize, değerlerimize yapılan hiç bir saldırıyı unutmadık unutmayacağız ve tüm ilgililer kültür tarih ve doğal varlıklarımıza karşı işlemiş oldukları tüm suçlar için yargı ve kamuoyu önünde hesap verene kadar mesleki, yasal ve toplumsal mücadelemize devam edeceğiz."